Son Mühür - Altaylı, “İktidarın taşları bağlayıp köpekleri serbest bırakma politikasının net bir sonucudur” dedi ve, “Bu Mehmet Metiner benim televizyon programından kovduğum tek kişidir. Elime sağlık diyorum. Hadsiz herif” ifadelerini kullandı. Ayrıca Altaylı, önceki gün 8 saat süren ilk toplantısını yapan komisyonla ilgili olarak, “Bu durum bile önceki gün 8 saatlik ilk toplantısı ile siftah yapan komisyonun cortlayacağının bir sonuç alamayacağının göstergesi” yorumunu yaptı.
Mehmet Metiner ne söyledi?
Metiner, Afyoncu'yu süreci baltalamakla suçlamış ve şunları söylemişti:
"Aynı millete mensubiyeti ‘Herkes Türk’tür’ anlayışına indirgemek, İslam’ın temel akidesine ters zihni bir sapmadır. İslam akidesi ekseninde saf ve berrak düşünen hiç kimsenin aklına vatandaşlık tanımı üzerinden herkesin Türk olduğu ve Türkiyeliyim demenin de bölücülük olduğu fikri gelmez bile"
Mehmet Metiner, yazısında İlber Ortaylı hakkında da şu ifadelere yer vermişti:
“’Herkesin Türkiye’si’ni ‘Herkes eşittir Türkiye’ anlayışıyla oluşturmak istediğimiz bir dönemde, İslamiyet’le şereflenmiş Türk milletine mensubiyeti gereksiz ve zararlı bir anlayış eksenine Mahmut Esat Bozkurt ve İlbey Ortaylı gibilerin zihni üzerinden yerleştirmeye çalışanların, yani Neo-İttihatçı anlayışı bizim suretimize bürünüp anlatanların yapmaya çalıştıkları tek şey, süreci zihnen enfekte etmek, silah bırakıp gelmek isteyenlere o eski Türkiye’nin değişmediğini göstererek sabotajcı bir rol üstlenmektir.”
Komisyonla ilgili de yorum yapan gazeteci Fatih Altaylı şunları söyledi:
“Belli ki iktidar kendi içinde bile terörsüz Türkiye sürecinde bir fikir birliği içinde değil. Öcalan ve Bahçeli dışında sürece canı gönülden sahip çıkan kimse yok. DEM’in ise süreçten tek beklentisi Öcalan'a özgürlük. Selahattin Demirtaş'ın adını ağızlarına almaya korkuyor ve bunca yıldır çizdikleri beni bile inandırdıkları demokrat imajlarını yerle bir edip sıradan radikal milliyetçi ve lidere tapan sol sosuna bulanmış radikal sağ bir parti olmaya doğru gidiyorlar.
Öcalan'ın serbest kalma olasılığının Bahçeli destekli artışı eski Kürt siyasetçilerin demokratik ayarlarını bozdu. İzleyebildiğim kadarıyla bu durum genç Kürt seçmenle aralarını açıyor. Çünkü genç Kürtlerin ya da modern siyasal Kürt hareketinin doğal lideri Selahattin Demirtaş Öcalan değil. Yine de umutlu olmakta fayda var. Bahçeli ve Öcalan'ın işbirliği bir sonuç verebilir. Bu konuda her ikisinin yakın bir diyaloğu ve güveni var.
Benim açımdan anlaşılmaz olan ise Bahçeli'nin tüm bunları yapmak için niye 26 yıl beklediği. Çünkü Öcalan'ın tavrı ve fikirlerinde değişiklik yok. Kendisiyle konuştuğum günle yani 28 yıl öncesi ile bugün arasında yeni bir şey söylemiyor. Bahçeli niye 26 yıl bekledi? Tüm bunlar 1999 yılında da olabilirdi. Üstelik geçmişte Türkiye'nin çok daha güçlü ve dengeli zamanlarında Ortadoğu bu kadar karışmamışken çok kolay ve risksiz olurdu.
Şurası bir gerçek ki terörsüz Türkiye denilen mesele toplumda beklenen heyecanı yaratmadığı gibi komisyondan bir sonuç çıkacak diye düşünenlerin sayısı fazla değil. Kandil'in de pek öyle pazarlıksız, talepsiz denklemden çıkacak gibi durmadığı açıklamalarından anlaşılıyor.”




