Dilber’in Sekiz Günü, Cemal Şan’ın Aşk Üçlemesi’nin ikinci filmi olarak 2008’de izleyiciyle buluştu. Nesrin Cavadzade ve Fırat Tanış’ın başrollerini paylaştığı bu dramatik yapım, doğu Anadolu’nun kırsal yaşamını etkileyici bir şekilde yansıtıyor. Film, hikayesinin geçtiği yoksul köy atmosferini autentik bir şekilde sunmak için özel bir lokasyonda çekildi.
Çekimler, Mardin’in Nusaybin ilçesinde gerçekleştirildi. Bölgenin kıraç toprakları ve geleneksel köy dokusu, filmin duygusal derinliğini ve toplumsal temalarını güçlendiren önemli bir unsur oldu.
Çekimler hangi şehirde yapıldı?
Dilber’in Sekiz Günü, tamamen Mardin’de çekildi. Yönetmen Cemal Şan, filmin hikayesini Nusaybin’in kırsal alanlarında canlandırdı. Çekimler, 8 gün gibi kısa bir sürede tamamlandı ve bu süre, filmin adıyla da uyumlu bir şekilde kurgulandı. Mardin’in doğal ve kültürel dokusu, filmin gerçekçi atmosferine büyük katkı sağladı.
Hangi mekanlar kullanıldı?
Filmin çekimleri, Nusaybin’e bağlı bir köyde ve çevresindeki kıraç arazilerde yapıldı. Dilber’in ailesiyle yaşadığı yoksul köy evi, ahır ve çevresindeki sahneler, bölgedeki gerçek köy evlerinde çekildi. Taş evler, dar patikalar ve çöldeki manzaralar, filmin görsel estetiğini oluşturdu. Özellikle köy meydanı ve okul sahneleri, Nusaybin’in otantik mekanlarında filme alındı.
Çekimlerin önemi ve etkisi
Mardin-Nusaybin’in seçilmesi, filmin doğu Anadolu’nun töre ve aşk çatışmalarını yansıtma amacına hizmet etti. Bölgenin ıssız ve durağan yapısı, Dilber’in yalnızlık ve çaresizlik duygularını güçlendirdi. 20. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu (Nesrin Cavadzade) ve en iyi erkek oyuncu (Fırat Tanış) ödüllerini kazanan film, çekim mekanlarının sunduğu gerçekçilikle de övgü topladı. Nusaybin’in doğal dekoru, filmi Selvi Boylum Al Yazmalım’a benzeten izleyiciler için de nostaljik bir tat sundu.