Son Mühür - Osman Günden / Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'nda köklü değişiklikler yapılmasını öngören 23 maddelik bir kanun teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sundu. Kılıç, teklifin gerekçesinde söz konusu yasanın, 12 Eylül askeri darbesinin antidemokratik mirası olduğunu belirterek, yurttaşların ifade özgürlüğünü ve barışçıl toplanma hakkını hedef aldığını ifade etti.
“Özgürlüklerimizin önündeki en büyük engellerden biridir”
Milletvekili Kılıç, 2911 Sayılı Yasa’nın antidemokratik niteliğine dikkat çekerek, “Bu yasa, 12 Eylül darbesinin karanlık bir mirasıdır” dedi. Söz konusu yasanın, yurttaşların düşüncelerini özgürce ifade etmesini engellediğini ve sokaklarda yaşanan hukuk dışı uygulamaların temel dayanağı olduğunu belirtti. “Özgürlüklerimizin önündeki en büyük engellerden biridir.” ifadelerini kullanan Kılıç, yasa değişikliği teklifinin demokrasi ve temel haklar açısından kritik bir adım olduğunu vurguladı.
"Bildirim zorunluluğu, mekan sınırlaması ve yasaklama yetkisi tekliften çıkarılıyor. Verilen 23 maddelik kanun teklifinde, mevcut yasanın kamu otoritelerine verdiği geniş yetkilerin ortadan kaldırılması öngörülüyor." diyen Kılıç, toplantı ve gösteri yürüyüşü için belirli alanlarla sınırlama getiren mekan kısıtlamalarının kaldırılmasını, gösteriler için önceden bildirim zorunluluğunun sona ermesini ve valilere tanınan yasaklama ya da erteleme yetkisinin iptal edilmesini talep etti.
Ayrıca kolluk kuvvetlerine tanınan gösterileri zorla dağıtma yetkisine son verilmesi ve yasa kapsamında getirilen ağır ceza hükümlerinin de kaldırılması teklifin önemli başlıkları arasında yer aldı.
“Anayasa Mahkemesi ve AİHM bu yasayı defalarca ihlal olarak nitelendirdi”
Kılıç, teklifin gerekçelerinde, Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvurular ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye aleyhine verdiği ihlal kararlarına yer verdi. “Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarıyla defalarca ihlal tespit edilen bu çağdışı metin artık tarihe karışmalı.” diyen Kılıç, hukuk devletine yakışmayan bu yasanın kaldırılmasının gecikmiş bir zorunluluk olduğunu ifade etti.
“Kamu otoriteleri, bireylerin gösteri hakkını kolluk ve yargı tehdidiyle engelliyor”
Kanun teklifinin gerekçesinde, kamu otoritelerinin barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını sistematik şekilde kısıtladığına dikkat çekildi. Kılıç, bu durumu şu sözlerle değerlendirdi:
“Kamu otoriteleri bireylerin barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkını kolluk gücü ve yargısal tehditlerle engellemektedir. Bu engellemelere, kimi zaman bireyler toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanmaya başlamadan önce getirilen kısıtlamalar da eklenmektedir.”
Mevcut yasa kapsamında getirilen tehditler, sınırlamalar, engellemeler ve caydırıcı düzenlemeler nedeniyle çok sayıda yurttaşın ifade özgürlüğünü ve toplanma hakkını fiilen kullanamadığını dile getiren Kılıç, bu yasanın yarattığı atmosferin demokratik toplum düzeniyle bağdaşmadığını savundu.
“Binlerce gözaltı, yüzlerce tutuklama… Çocuklar bile hedefteydi”
Milletvekili Kılıç, teklifini kamuoyuna duyururken 19 Mart protestoları ve 1 Mayıs İşçi Bayramı sırasında yaşanan hak ihlallerine dikkat çekti. “19 Mart protestolarından 1 Mayıs'a kadar yaşananları hepimiz gördük. Binlerce gözaltı, yüzlerce tutuklama... Gencecik üniversite öğrencileri parmaklıklar arkasına gönderildi. 12-13 yaşındaki çocuklar bile gözaltına alındı.” sözleriyle bu sürecin vahametini ortaya koydu.
Kılıç, sadece göstericilerin değil, onları savunmak isteyen hukukçuların da şiddetle karşılaştığını belirtti. “Onları savunmak isteyen avukatlarımız sokak ortasında tartaklandı.” diyerek, yasanın uygulama sonuçlarının sadece göstericilerle sınırlı kalmadığını dile getirdi.
“Hepsi bu yasa sayesinde”
Kılıç, yaşanan baskıların temelinde 2911 Sayılı Kanun’un olduğunu ortaya koydu. “Bütün bu uygulamaların arkasında ne var biliyor musunuz? Darbe ürünü bir yasa!” diyen Kılıç, bu yasa çerçevesinde valilerin yasak koyduğunu, polisin müdahale ettiğini ve yurttaşların gözaltına alındığını vurguladı. “Hepsi bu yasa sayesinde,” diyerek, hukuki altyapının değişmediği sürece baskıların süreceğine işaret etti.
“İstediğimiz yerde toplanma hakkımızı kısıtlayan maddeler kaldırılmalı”
Kanun teklifinin özünü açıklayan Kılıç, şu ifadelerle taleplerini sıraladı:
“Bu teklifle:
İstediğimiz yerde toplantı ve gösteri yapma hakkımızı kısıtlayan,
Valilere eylemleri yasaklama ya da erteleme yetkisi veren,
Polise gösteriyi dağıtma yetkisi tanıyan,
Ve sadece düşüncelerini dile getirdi diye insanların ağır cezalarla yargılanmasına neden olan maddelerin kaldırılmasını istiyoruz.”
Bu maddelerin kaldırılmasının sadece bir hukuk reformu değil, aynı zamanda demokrasiye ve temel insan haklarına olan bağlılığın bir göstergesi olduğunu belirtti.
“Hodri meydan! Demokrasi mücadelesinde samimiyseniz…”
Açıklamasının sonunda iktidar partisine doğrudan seslenen CHP’li Kılıç, iktidarı demokrasi konusunda samimi olmaya çağırdı. “Buradan iktidar partisine sesleniyorum: Hodri meydan! Demokrasi mücadelesinde samimiyseniz gelin bu darbe ürünü yasayı ortadan kaldıralım.” diyerek siyasi bir meydan okuma gerçekleştirdi.
Kılıç, bu çağrının sıradan bir siyasi söylem olmadığını vurgulayarak, “Bakalım sizden memnun olmayanların sesini darbecilerin zihniyetiyle kesmeye çalışmaktan vazgeçebilecek misiniz?” sorusunu yöneltti.
“Bugün olmasa da bizim iktidarımızda…”
Sözlerini kararlılıkla sürdüren Kılıç, bu yasa değişikliği olmasa bile özgürlük mücadelesinin süreceğini belirtti. “Herkes bilsin ki bugün olmasa da bizim iktidarımızda hürriyet sevdalılarının karşısına dikilenlerin sırtlarını yasladığı tüm anti demokratik düzenlemeleri tarihin karanlığına gömeceğiz.” diyerek sözlerini tamamladı.