Bu yazımın başlığının sizleri düşünceye sevk etmesini istiyorum. 

Çoğumuz son yirmi üç yıldır torba yasalar ile halkın bir kesiminin nasıl hak ve özgürlüklerinin  kısıtlandığını fark etmişizdir. Hatta hepimizin uyutulmaya çalışıldığını da ifade edebilirim Ancak detaya kaçmayacağım. Farkındaysanız ülkemiz şu sıralar dünyanın en zengin 20 ülkesi içinde ekonomik sorunu olmayan, insanları mutlu, işsizlik oranı düşen, enflasyonun da önümüzdeki aylarda (!) tek rakamlara doğru ineceği, işçi, memur, emekli, çiftçi ve küçük esnafın artık sıkıntı çekmeyeceği ifade ediliyor. Bu söylemleri çoğunlukla yandaş basın (gazete, radyo ve televizyon) organları ile iktidar nimetlerinden yararlananlar yapıyor. Ülke şu anda iktidar ve yanlılarının saltanat sürdürdükleri, destek vermeyenlerin ise yoksullaştırıldığı hatta açlık sınırına çekildiği bir sürece sürüklendiği iddia ediliyor. İktidar ise bu iddiayı kabul etmiyor…

Sıra son aylarda, “Hayvan hakları” ile ilgili alınan kararlar ve söylemlere geldi. Önce 5199 sayılı Kanun’dan bahsedeceğim. Bu Kanunun amacı; hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamaktır. 

Hayvanların korunmasına ve rahat yaşamalarına ilişkin temel ilkelerin 4’üncü maddesinde bakın neler isteniyor; “Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da, sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir. Hayvanların korunması, gözetilmesi, bakımı ve kötü muamelelerden uzak tutulması için gerekli önlemler alınmalıdır. Yerel yönetimlerin, gönüllü kuruluşlarla işbirliği içerisinde, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması için hayvan bakımevleri ve hastaneler kurarak onların bakımlarını ve tedavilerini sağlamaları ve eğitim çalışmaları yapmaları esastır.”

Peki şu anda ülkemizin İktidar Partisi” ne yaptı? Hazırladığı hayvan hakları yasa teklifiyle sahipsiz sokak hayvanlarının uyutulmasına ilişkin düzenleme hazırladı. Kamuoyundaki talepleri dikkate aldıklarını belirten yetkililer, sokak köpekleriyle ilgili kanun teklifinin hazırlıklarında sona gelindiğin,açıkladı. Neymiş efendim; dünya örneklerini incelediklerini ve İngiltere’deki düzenlemeye benzer bir teklif hazırlığında olduklarını ve en önemlisi de teklifte sahipsiz köpeklerin uyutulmasına ilişkin düzenlemenin olacağı aktarıldı. Belediyelerin sorumluluğu ile ilgili olarak iktidar yetkilileri taslak teklifin detaylarını şöyle sıraladı: 

-Her belediye, barınaklarındaki kapasite kadar köpeğin fotoğraflarını çekerek internet sitesinde sahiplendirme ilanı yayınlayacak. 

-Her bir köpeğin sahiplenilmesi için 30 gün süreyle beklenecek. 

-30 gün sonunda sahiplenilmeyen köpekler enjeksiyon ile uyutulacak. 

-Uyutulan köpeklerden boşalan barınaklara sokaktan toplanan yeni köpekler gelecek ve süreç aynı şekilde işletilecek.

Bu modelin İngiltere’deki uygulamaya benzer olduğunu ifade eden iktidar yetkilileri, bekleme süresinin İngiltere’den daha uzun olduğunu kaydetti. Uyutma yöntemi için, “Merhamet koşulları içinde, acısız, iğne kullanılan bir yöntem olacak. Fotoğrafları çekildikten sonra sahiplendirme ilanı yayınlanan ve sahiplendirilen hayvanların takibi çok sıkı yapılacak, sahiplenilen hayvana çip takılacak, sahiplenen kişinin sorumluluklarını yerine getirip getirmediği de takip edilecek” diye sıralandı. 

İktidar ve muhalefet siyasi parti yetkililerine çağrıda bulunuyorum; lütfen aşağıda aktaracağım 17 Haziran 2006 tarihinde yayınlanan genelge benzeri karar alarak sokak hayvanı dediğiniz can dostlarımızı koruyun, onları ne uyutun, ne de itlaf edin. Unutmayın, bizim insan olarak nasıl yaşam haklarımız varsa, onların da bir canlı olarak yaşama hakları var. 

Şimdi gelin bir de 17 Haziran 2006 tarihinde dönemin iktidar partisinin İçişleri Bakanı olan Abdülkadir Aksu’nun genelgesine…

“Türkiye’nin ‘Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’ hükümleri çerçevesinde, hem ev hayvanları hem de sokak hayvanlarının insanlar tarafından bakılma, gözetilme ve korunma haklarının temini ve her türlü mağduriyetlerinin önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması talimatının Bakanlığımız tarafından tüm Valiliklere ve yerel yönetimlere genelge şeklinde gönderildi. Gönüllü kuruluşlar ve üniversitelerin Veterinerlik Fakülteleri ve diğer ilgili birimleriyle işbirliği yapılarak sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması, iyileştirilmesi, rehabilitasyonu için hayvan barınakları ve hastanelerin kurulması, hayvan barınma merkezlerinin, imkanlar ölçüsünde ve özellikle büyük yerleşim yerlerinde sahipli evcil hayvanlara veterinerlik hizmeti verecek şekilde yapılandırılması, sahipsiz hayvanların bakım ve tedavilerinin sağlanması, bu konuda eğitim çalışmaları yapılması, kısırlaştırıldıktan sonra alındıkları yere geri bırakılmaları, ev hayvanlarıyla sahipsiz hayvanların kayıt altına alınmasıyla ilgili işlemelerin yapılması, bu görevlerin yerine getirilmesi amacıyla veteriner hekim ve diğer gerekli personelin görevlendirilmesinin yanında, yerel yönetimlerin bütçelerine yeterli ödeneğin konulması, 5199 sayılı kanun kapsamında Valilikler bünyesinde ‘İl Hayvan Koruma Kuralları’nın oluşturularak etkin bir şekilde faaliyete geçirilmesi Bakanlık tarafından istendi. İl Hayvan Koruma Kuralları'nın 5199 sayılı kanunda yer alan görev ve sorumluluklarını tam olarak yerine getirmesi için gereken tedbirlerin alınmasını, kolluk kuvvetlerinin hayvan hakları ihlalleriyle ilgili olarak çalışılmasını rica ediyorum.”

Dilek ve önerimi tekrar aktarıyorum; lütfen can dostlarımızı uyutmayın, itlaf etmeyin ve onların sahiplenilmesi için yerel yönetimlerle ilgili maddi kaynak sağlanacak şekilde bir yasa teklifi hazırlayın.

Sevgi ve saygılarımla…