Son Mühür- Uzmanlara göre keklikler keneleri yemiyor, aksine kene popülasyonunu artırıyor. Prof. Dr. Ömer Orkun: “Keklik, kenelerin taşıyıcısı olabilir. Kene sayısını azaltmak bir yana, artırıyor!” Türkiye’de her yaz artan kene vakalarıyla birlikte ölümlere yol açan kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı yeniden gündemde.

Hastalıkla mücadele kapsamında yıllardır doğaya binlerce keklik salınırken, bu uygulamanın sanıldığı gibi çözüm olmadığı bilimsel verilerle gün yüzüne çıktı. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Orkun, kekliklerin keneleri azaltmadığını, tam tersine taşıyıcı rol üstlenerek sayıyı artırabildiğini belirtti.

“Keklik kene yemez!’’

Prof. Dr. Orkun, kamuoyunda doğru sanılan büyük bir yanlışa dikkat çekti. Kekliklerin keneyle beslendiği iddiasının bilimsel dayanağı olmadığını vurgulayan uzman, şu ifadeleri kullandı:

“Keklik, yalnızca ömrünün ilk birkaç haftasında bazı böceklerle beslenir. Keneyle beslenmesi söz konusu bile değil. Doğada kekliğin keneyi bulması mümkün değil. Aksine, keklik kenelerin sevdiği bir konak. Bir kekliğin üzerinde yüzlerce kene bulabiliyoruz.”

Keklik

Örnek olarak Sivas ve Erzurum’u işaret eden Orkun, “Türkiye’de kekliklerin en yoğun olduğu yerler Sivas ve Erzurum. İlginçtir ki, KKKA vakalarının en fazla görüldüğü iller de yine buralar. Bu tesadüf değil, bilimsel gerçek” dedi.

Sosyal medya algısı bilimsel verilerin önüne geçti

Keklik salımı uzun süre sosyal medyada da destek buldu. Fakat Prof. Dr. Orkun’a göre, bu söylem halkı yanıltıyor:

“Bazı yanlış bilgiler sosyal medyada yayılıyor ve bu durum uygulamaların bilimsel yönünü gölgeliyor. Keklik salımı bazı bölgelerde kene popülasyonunu artırabilir. Oysa kene ile mücadele yöntemleri, doğrudan bilimsel araştırmalara dayalı olmalı.”

“Dünyada KKKA’nın merkez üssü Türkiye”

Independent Türkçe’nin haberine göre, kenelerle taşınan hastalıkların yalnızca hayvanlar için değil, insanlar için de büyük bir tehdit olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ömer Orkun, Türkiye’nin bu konuda dünyada kritik bir noktada bulunduğunu ifade etti:

“Türkiye, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin dünyadaki merkez üssü konumundadır. 2000’li yılların başında yaşadığımız büyük KKKA salgını sonrasında, insan sağlığı açısından bu hastalık çok daha görünür hale geldi.”

Kenelerin milyonlarca yıldır bu coğrafyada var olduğunu hatırlatan uzmanlar, mücadelenin yalnızca yerel değil, ulusal sağlık politikalarıyla ve bilimsel yöntemlerle sürdürülmesi gerektiğini belirtiyor.

Yanlış mücadele, doğru sorunu büyütür

Kene ile mücadelenin popülist yaklaşımlarla değil, bilimsel planlamayla yapılması gerektiğini savunan Prof. Dr. Orkun, uyarısını yineledi: “Keklik, çözüm değil. Tersine, kene için bir taşıyıcı. Mücadelede doğru yöntemler belirlenmeli, yoksa insan hayatı tehlikeye girer.”

Kenelerle birlikte gelen risklere karşı halkın da bilinçlendirilmesi gerektiğini belirten uzmanlar, sadece yaz aylarında değil, yıl boyunca sürecek sürdürülebilir mücadele yöntemlerinin geliştirilmesi çağrısında bulundu.

Kaynak: Haber Merkezi