Son Mühür - Ayşegül Koç / TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Bengi Atak, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. “Biz envanter çalışmalarını her zaman önemsiyoruz” diyen Atak; “Ancak elde ettiğimiz sonuçlarla ilgili zamanımızın kısıtlı olduğunun da altını çiziyoruz. Konu siyaset üstü bir konu ve ivedilikle bir şeyler yapmak gerekiyor” dedi. 

“Uyarı depremi olarak algıladık”

İzmir'de 30 Ekim 2020'de meydana gelen depremin ardından kentteki yapı stokunun güvenliğiyle ilgili önemli bir çalışma tamamlandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) iş birliğiyle Bornova ve Bayraklı ilçelerinde depolanan yapı envanteri çalışması, bölgelerde mevcut olanları analiz ederek olası bir büyük depreme karşı riskleri ortaya konuldu. Çalışmanın detaylarını paylaşan Atak; “İzmir'de bir deprem yaşadık.  Yaşadığımız deprem gerçek İzmir depremi değildi. 17 binamızın yıkılması ve 117 vatandaşımızın da canını kaybetmesiyle sonuçlanan bir yıkım yaşadık maalesef. Bu da bize gerçek bir İzmir depremini yaşadığımız zaman yapı stokumuzda ki zafiyetlerimizin büyük olabileceği tehdidini ortaya koydu. Aslına bakarsanız biz bunu bir uyarı depremi olarak algıladık. İnşaat mühendisleri olarak sonrasında da hemen hızlı bir şekilde o dönemin büyükşehir belediye başkanı vasıtasıyla odamız aracılığıyla hemen bir hizmet alımı gerçekleştirildi. 

İnşaat Mühendisleri Odası olarak bizler o dönem Ortadoğu Teknik Üniversitesi’ndeki akademisyenlerle inşaat mühendisliği bölümüyle birlikte çalışma kararı aldık ve sonrasında da Bornova ve Bayraklı ilçeleriyle ilk olarak bu işleme başladık. Yuvarlak olarak 100 bin kadar binanın taraması gerçekleştirildi. Ekiplerimiz gittiler birtakım incelemelerde bulundular tabii ellerinde de eğer mümkünse ilçe belediyesinden alınmış projesi ile birlikte. Sonra kritik kat dediğimiz zemin kat özelliklerini baz alarak bir üç boyutlu model gerçekleştirildi. Elde etmeye çalıştığımız sonuç bir önceliklendirme listesi. Önce nereden başlamanız gerektiğini size en doğru söyleyen yöntemdir. Envanter çalışmasının en büyük katkısı budur. Dolayısıyla da yapacağımız işlem sadece buna da yaramamakla birlikte sizin acil durum eylem planlarınızı çıkarmanıza da yarayacaktır. Ne demek istiyorum? Yani olası bir depremde siz artık kırmızı kod gösterebilecek bölgelerin nerelerde olduğunu harita üzerinde bildiğiniz için ekiplerinizi o bölgelere doğru yönlendirme reaksiyonu gösterebileceksiniz. Dolayısıyla envanter çalışmasının çok boyutlu avantajları var diyebilirim” diye konuştu. 

 Bengi Atak“Zamanımız kısıtlı…”

Envanter çalışmanın nasıl katkı sağlayacağına ilişkin de konuşan Atak; “Biz bu çalışmayı Bayraklı ve Bornova için tamamladık. Raporumuzu İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ilettik. Şimdi şöyle bir eksikliği kalıyor. Bunun mikro bölgeleme çalışması da yapılıyor. Çalışmanın bitmesiyle birlikte aslında daha bütünü gören daha net sonuçlar ortaya koyabileceğiz. Büyükşehir, son dönemde yaşanan bizim adımıza sevindirici bir gelişme olarak envanter sonuçları ile ilgili acil eylem planları yaptıklarını söylediler. Yani ellerinde bulunan önceliklendirme listesine göre riskli buldukları kısımlara hemen müdahale edilebilecek şekilde bir aksiyon alacaklarını söylediler. Adım atmakla ilgili irade koyacaklarını kesin bir dille söylemeleri dahi bizim için sevindirici bir gelişme. Çünkü biz envanter çalışmalarının yürüyüp gitmesini her zaman önemsiyoruz, söylüyoruz. Ancak elde ettiğimiz sonuçlarla ilgili zamanımızın kısıtlı olduğunun altını çiziyoruz” dedi.

“En büyük sorun finansal kaynak”

Çalışmaların neden uzadığına dair de eleştirilere de yanıt veren Atak; “Biz şuan iki ilçenin sonuçlarını aldık ve artık aksiyon alacağız diyoruz. Beş sene çok uzun bir zaman. Tabii bunun en büyük sebeplerinden bir tanesi finansal kaynaklar, yerel yönetimlerin üzerinde kurulan ekonomik baskılar. Elbette bu tip projelerin ilerlemesinde insan kaynağı çok önemli ve bu konuda şanslıyız. Bizim çok kıymetli akademisyenlerimiz var, ekip arkadaşlarımız, mühendislerimiz var. Kaldı ki böyle kente dair insanın faydasına bir çalışmadan söz ettiğiniz zaman zaten herkes istekli gönüllü oluyor. İzmir'in içerisinde yedi üniversitede yedi inşaat mühendisliği bölümümüz var. Hepsinin içinde çok kıymetli akademisyenlerimiz var. Ortadoğu Teknik Üniversitesinden destek alıyoruz. Hocalarımız son derece özverili bir şekilde çalışıyorlar. İnsan kaynağı açısından sıkıntımız yok” dedi. 

“Bir yıl içinde bitirmeyi hedefliyoruz”

Envanter çalışmalarına devam edeceklerini belirten Atak, Karşıyaka ilçesinde çalışmaların başlatılacağını duyurdu.  Atak; “Bundan sonraki aşamalarda biraz daha hızlanacağımızı ümit ederek envanter çalışmalarına Karşıyaka ilçesinde başlıyoruz. Karşıyaka ilçesi için de envanter çalışmasının yapılmasına dair, büyükşehir belediyesi bir meclis kararı aldı. Biz aramızda bir protokol imzalamadık henüz ama kısa zamanda olur diye düşünüyorum. Tahmin ediyorum ki bir yıl içerisinde bitiririz. Çünkü Karşıyaka ilçesinde 22-23 bin kadar bina var. Yani 100 bin gibi büyük bir rakamdan bahsetmiyoruz. Karşıyaka’nın akabinde bizim önerimiz Konak ilçesini de yapmak. Hatta keşke mümkün olsa eş zamanlı yapsak, Konak’ta bittiği zaman aslında İzmir’in büyük resmini görüyor olacağız.  Karşıyaka ilçesi için de bu envanter çalışması layığı ile bittiği zaman üstüne bir de Konak ilçesi gibi büyük bir alanı bitirdiğimizde İzmir'in geneline dair biraz daha iyi fikir sahibi olunabilecek. Burada tabii ortaya çıkan sonuç şu olacak: Nasıl bir finansal kaynakla, nasıl bir düzenleme ile insanların evlerinin dönüşmesini ya da güçlendirilmesini sağlayacağız?” diye konuştu.

“Vatandaşın kendi sorununu kendi çözmesi beklenemez”

Ortak akıl çağrısında bulunan Atak; “Artık mutlaka bir şey yapmamız lazım ve konu siyaset üstü. Bu konuda yerel yönetime muhakkak destek olunması lazım. Hangi kurum konuyla ilintili ise mutlaka bir ortak akılla, ortak hareket ederek yapılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü yaşadığımız bu ekonomik problemlerin ortasında sosyal bir devlet, vatandaşların kendilerinden kendi sorunlarını çözmelerini bekleyemez” dedi.

Muhabir: Ayşegül Koç