Son Mühür / Alper Temiz - Biotrend İleri Dönüşüm ve Yenilenebilir Enerji Teknoloji Sanayi A.Ş. tarafından Aliağa, Kalabak Mahallesi’nde 149 ada 11 parselde 49 yıllığına şirkete tahsis edilen ve planlanan “Aliağa İleri Dönüşüm Tesisi (350 ton/gün)” projesine ilişkin ÇED Raporu, İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK) tarafından şekillendirilip halkın görüş ve önerilerine açıldı. Bakanlık ve il müdürlüğünde on (10) takvim günü süreyle görüşe açık tutulacak olan rapora iletilecek görüş ve öneriler, proje karar sürecinde dikkate alınacak.
Projeye ilişkin ÇED Başvuru Dosyası Nartus Enerji Ltd. Şti. tarafından hazırlandı; proje bedeli ÇED dosyasında 9.181.700.000 TL olarak yer alıyor. Tesisin kurulacağı yer olarak duyurulan parsel bilgileri ve ilan içerikleri yerel mercilerde ve belediye duyurularında paylaşılmış durumda.
ÇED dosyasında belirtilen teknik kapasiteye göre tesise yıllık 120.000 ton/yıl (günlük yaklaşık 350 ton) tehlikesiz atık kabul edilecek. Bu atıklar ön işlem ünitesinde yıkama, ayrıştırma ve kurutma gibi işlemlerden geçirildikten sonra uygun nitelikte olacak yaklaşık 65.000 ton/yıl atık piroliz prosesine alınacak; geriye kalan kısmın da farklı geri kazanım hatlarına yönlendirileceği ifade ediliyor.
EBSO şerh düşmüştü
Biotrend İleri Dönüşüm ve Yenilenebilir Enerji Teknoloji Sanayi A.Ş. tarafından Kalabak Mahallesi 149 ada 11 parselde yapılmasını planlanan projeye ilişkin yer izni İzmir Mahalli Çevre Kurulu’nda görüşülmüştü. Ancak yer izni kararına ilişkin EBSO Çevre Çalışma Grubu Başkanı ve Meclis Üyesi ve Mahalli Çevre Kurulu Üyesi Edoğan Çiçekçi, şerh düşmüştü.
“Aliağa’yı bütünüyle kaldırsınlar”
Demokrasi ve Kültür Derneği Başkanı ve çevre aktivisti Sabahattin Yeşiltepe ise sürece dair şunları söyledi:
“Şehitkamil’de de benzer şeyler oldu; yer altı sularımız müthiş oranda zarar görecekti. Kalabak’ta da aynı işlemler uygulandı. OSB başkanı buna itiraz etti; “burası sanayi bölgesi” deniyor, ancak Aliağa'da bazı çevreler kontrolü elinde bulundurmuş durumda ve muhalif etkinlikler engelleniyor. Çok çağrı yaptık, demokratik kurumlar çekimser davranıyor. Eylemler düzenlediğimizde Aliağa grubundan arkadaşlar katılmıyor, bu gerçekten üzücü.
Son iki yıldır insanlar sessizliğe büründü. Akbelen'e gittiğimizde artık sadece 2–3 kişi gidiyoruz. Yakın bir zamanda ‘Demokrasi ve Kültür Derneği’ni kurduk, ‘eylem etkinliği yapalım’ diyoruz ama kimse gelmiyor. Bir şeyler yapılmalı. Aliağa’nın kuzeyinde yoğun bir ağır sanayi bölgesi var; hemen karşısına konteynerleri yerleştirdiler. Yat limanı kuruldu, Kalabak tarafına da bu tesis yerleştirilecek. Çoraklar Köyü Aliağa OSB ve bu tesis arasına sıkışıp kalacak. Şakran’a da yat limanı yapılacak. Aliağa’yı bütünüyle kaldırsınlar, ölmek istemiyoruz.
Biz sanayileşmeye karşı değiliz, ama bu sanayileşme vahşice yapılıyor. En büyük örneği Aliağa’dır. Mezarlıklarda 800 kişi kanserden vefat etti. Artık doğa cinayetleri de iş cinayetlerine eklendi. Jeolojik olarak nasıl bir araştırmayla bu tesis konumlandırılıyor, anlam veremiyoruz. Mahalli Çevre Kurulu'nda yer tahsisi kararları oy çokluğuyla veriliyor, jeolojik incelemeler sanki şeklen yapılıyor.
Kalabak’ta bir dönem çinko fabrikası yatırımı planlanmıştı biz o projeyi durdurduk. Orada yer altı zararları korkunç boyutlardaydı. EBSO tarafından şerh koyulabilmesi de sevindirici. Ancak yine de bir süredir 'belki'lerle çalışmaktan bıktık. Artık, kendi hakkımızı savunacağız” dedi.