Öylesine yoğun şekilde unutarak yaşıyoruz ki, sabah uyanınca dünü, yıl dönünce de önceki yılı sanki yok sayıyoruz. Oysa dün yaşadıklarımız bugüne, bugün yaşayacaklarımız da yarına yön veriyor. Biliyorum söylediğimde “deli saçması” diye çoğunuz gülüyor, ama ben gerçekten inanıyorum. Geçmişte bir ya da birkaç zamanda ya yediklerimize ya da içtiklerimize bir şeyler katılmış. Bu durum belki de en çok da İzmirlilere yapılmış galiba.

Sıkça sorulan bir soru: “Cemil Tugay ne kadar tanınıyor?”  iyi de geçmişte Özfatura, Piriştina, Kocaoğlu ne kadar tanınıyorduysa, Tugay da o kadar tanınıyor. Özfatura, ilk başkan adaylığında “defterdar” değil miydi? Ya Piriştina? Gerçekten “başkan” olmak istiyor muydu? Yoksa rahmetli Rahşan Hanımın bir oyunu mu vardı? Ya Aziz Kocaoğlu? Beklemediği ve hazırlıksız olduğu anda İzmir’in “Aziz Abi’si” oluvermedi mi? Peki Tunç Soyer’i Seferihisar’da iki dönem tüm İzmir tanımış mıydı?

Üzgünüm ama bu seçimde özellikle CHP, nepotizm çukurunda düştü ve eş dost akraba kontenjanıyla İzmir’li seçmenleri kendi marabası sandı işte bu yüzden İzmirli seçmenlere önerim var. Ve lütfen bu kez “belediye başkanı ve meclis üyesinde” parti ayrımı gözetin ki, biz yurttaşların “keklik” ya da “odun” olmadığını tüm partilere gösterelim. Çünkü ben bunu yapacağım. 

Bu konuşmanın detayını bugün sonmühür com köşemde okuyunuz, şaşıracaksınız. 

Yahya Ülker kimdir? Yahya Ülker ne iş yapıyor? Yahya Ülker kimdir? Yahya Ülker ne iş yapıyor?

Ne Mutlu Türküm Diyene!

Kaynak: Haber Merkezi