Son Mühür - Ayşegül Koç / Büyükşehir ve Karşıyaka Belediyeleri’nde işçilerin süregelen sorunlarını çözmek için sendika ve başkanlar arasında arabuluculuk yaptıklarını belirten Aslanoğlu, ‘’Bu sorun aslında bugünlerde oluşmuş değil, yılları birikimi. Özellikle kadroların şişkin olması geçmiş dönemlerde başkanların biraz hovardaca davranması. Alınan ücretlerde genel özel sektöre göre, ülkemizdeki ortalama maaşlar göre iyi düzeyde. Tabii ki işçilerin, hatta tüm çalışanların daha iyi ücret almasını isteriz. Hem ülkenin durumu belli, hem şu anda CHP’li belediyeleri zor durumda bırakmak için saldıran iktidar var. Yapılan kesintiler durumu daha fazla zorlaştırıyor. Sendika temsilcilerine de söyledim. İstenen ücret yüksek, ek talepler zorlayıcı. İzmirli de bunu desteklemiyor. Kimsenin işsiz kalmasını istemiyoruz.
Ancak maaşlar iki gün geç yattı diye eylem yapmayı vatandaşta anlamıyor. İzne çıkarılan işçilerle ilgili ne yapılabilir, görüşüyoruz. Karşıyaka’da da eleştirirken sınırları geçmemiş, hakaret etmemiş olanlara bir çözüm bulmaya çalışıyoruz. Bu konuda benim genel fikrim ise bu konunun siyaset üstü ortak akılla çözülmesi gerektiği. Kentin dinamiklerinin yer aldığı bir kurul kurulur. Onlar bir yol haritası belirler, kadrolar bir kaç yıl içinde olması gereken rakamlara indirilir. Bunun için teşvikler verilir, emekli olanların yerine istihdam yapılmaz. Ücret ve diğer haklar konusunda da orta yol bulunur. Çünkü bu para belediye başkanının parası değil, İzmirli’nin parası’’ diye konuştu.
Çalıştay'da örgüt ile başkanların arasına köprü kurduk
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in de katıldığı Çalıştay’ın çok verimli geçtiğini ifade eden Aslanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü; ‘’İzmir örgütü olarak başarılı bir genel seçim ve daha da başarılı bir yerel seçim geçirdik. Başkanlarımızın 19’u ilk kez o koltuğa oturdu. Örgüt ile onlar arasında sağlıklı bir ilişki olması gerekiyor. Geçen 10 aylık sürede vatandaş neler talep etmiş, ediyor, nelere yapılmış, yapılanlar ne kadar anlatılabilmiş, tüm bunların bir röntgenini çektik. Genel Başkanımızda başarılı olunması için neler yapılması gerektiğini, neler beklediğini anlattı. Her ilçede yapılan anketleri de başkanlarımıza kapalı zarflarla verdik. Yani basında yer aldığı gibi değil, kimsenin karnesini kimse görmedi. Başkanlarımızda buna göre bir yol haritası belirleyerek, kalan sürede vatandaş memnuniyetini en yükseğe çıkaracaklardır.
Genel Başkanımızın Grup toplantısında şahsıma gösterdiği teveccüh İzmir örgütüne teşekkürü de bizi daha da motive etti. Her ne kadar Kurultay’dan bu yana benim görevden alınacağım iddiaları olsa da ben bunları önemsemedim. Birincisi Sayın Özel’e, Kurultay’ın hemen ardından isterlerse istifa edebileceğimi önemli olanın partinin başarısı olduğunu söyledim. Bana devam etmemi söyledi. O andan itibaren de kulaklarımı tıkayıp, daha başarılı olmak için çalıştım. Ortada bir başarı varsa da bu bir tek benim başarım değil, ilçe örgütlerimizin, yönetimdeki tüm arkadaşlarımızın ortak başarısı. İzmir örgütünün dinamik ve güçlü bir yapısı var.’’
Totaliter iktidar korku imparatorluğu kuruyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tek adam rejiminin tamamen kontrolü yitirdiğini ve iktidarı kaybetmemek için totaliter baskıyı artırdığını anlatan Aslanoğlu, şunları kaydetti; ‘’İmamoğlu’na arka arkaya açılan soruşturmalar, incir çekirdeğini doldurmayan iddialar hepsinin amacı önünü kesmeye çalışmakla ilgili. Daha önce Sayıştay ile müfettişlerle saldırırken, şimdi savcılarla hücum ediyor. Özellikle terörle irtibatlandırmaya çalışıyorlar ki sandıkla kazanamadıklarını kayyumla yönetebilsinler. Ama vatandaş bunları görüyor.
AK Parti’ye, MHP’ye oy veren makul vatandaş bile bunların siyaseten yapıldığı, zulüm olduğunu söylüyor. Saray, seçimden sandıktan korktuğu için gittikçe baskıyı artırarak, korku imparatorluğu kuruyor. Muhalefeti, özellikle CHP’yi sindirmeye çalışıyor. Ancak başaramayacak, ne yaparsa yapsın, kaybedecek.’’
Outlet’ten giyinirim, benim değil Saygılı’nın Maybach’i var
Zaman zaman basında hakkında yer alan haberlerin çoğunun doğru olmadığının altını çizen Aslanoğlu, devamında şöyle konuştu; ‘’İl Başkanı olduğum da bunlarım olabileceğini baştan kabullendim. Doğru eleştiriler de oldu, onlardan ders çıkardım Ancak çoğu karalamaya yönelik astarı olmayan iddialardı. Mesela terzi Ahmet Kökçü’nün 15 bin liraya diktiği takım elbise 170 bin lira dendi. E 200 aracım Maybach diye yazıldı.
‘’Bende benim yok, ama Bilal Saygılı’nın var’’ dedim. Ki olsa ne olur, işadamıyım, kamuyla bir liralık iş yapmamışım. Kazandığımla alırım, kime ne? Evet, şık giyinmeyi severim. Ancak asla o paraları harcamam. Çoğunlukla yurtdışına çıktığımda Outlet mağazalardan alışveriş yaparım. Buradakinin üçte bir fiyatına hatta daha ucuza alırım.’’
Başka seçeneğimiz yok, iktidar olmak zorundayız
Genel Merkezin aldığı ön seçim kararını tartışmanın anlamsız olacağına dikkat çeken Aslanoğlu, önlerindeki tek seçeneğin iktidara gelmek olduğunu, önseçimden Ekrem İmamoğlu’da çıksa Mansur Yavaş’ta çıksa seçimin CHP ve AK Parti adayı arasında geçeceğini, hedeflerinin seçimi kazanmak olduğunu sözlerine ekledi.





