Bugün 19 Mayıs… Gençlerin günü… Sokakta mikrofonu gençlere uzattığımda da umutlu gördüğüm genç sayısında azalma var. Sokağa çıktığımda hangi gence mikrofon uzatsam ya yurt dışında yaşamak istiyor…

Bugün 19 Mayıs! Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinin dönüm noktası. Mustafa Kemal Atatürk artık Samsun’a ayak basmıştır. Bu tarih İstanbul’dan başlayan bir yolculuğun Kurtuluş dönemini simgeler. 

Ülkemizin antiemperyalist mücadelesinin en önemli tarihidir bugün.  Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk günü olarak kutlansa da sonraki yıllarda geleceğin simgesi gençlere armağan edilmesi, gençlerin bir kez daha önemini göstermiştir. 

Atatürk Millî Mücadele sıralarında Türk milletini ileri götürecek olanların ve köhnemiş fikirlere karşı gelecek olanların genç fikirler olduğunu görmüştü. Bu nedenle de “gençlik” kavramı Atatürk için ayrı bir önem taşır. 

Sokakta mikrofonu gençlere uzattığımda da umutlu gördüğüm genç sayısında azalma var. Sokağa çıktığımda hangi gence mikrofon uzatsam ya yurt dışında okumak istiyor ya da yaşamak istiyor.

Neden?

Bu mesleğe başladığımda bir meslek büyüğüm en sevdiğin soru ‘Neden?’ olmalı demişti. Merak et sorgula araştır diye. Neden diye sordum gençlere. Yanıtlar düşündürücü. 

‘Yaşadıklarımıza bakmıyoruz, söylenenleri dinleyip karşılaştırmıyoruz’ dediler. Haklılar aslında. ‘Gitmek istiyoruz çünkü kendi okulumuzda önceki okul mezunlarıyla konuşuyoruz, neden iş bulamadıklarını ya da neden okudukları bölümle ilgili bir işte çalışmadıklarını öğreniyoruz’ diyorlar. ‘Emekli büyüklerinin neden sokakta seçim stantlarında yiyecek içecek kuyruğu beklediğini sorguluyoruz; büyükler bizden evlenmemizi istiyorlar ama evlenmek için gerekenleri listelemiyorlar. Kira, faturalar, taksitler dahil ayda ne kadar paraya ihtiyaç olduğunu biz sorguluyoruz. Tüm bu ihtiyaçlar karşılığında ne kadar maaş almamız gerektiğini hesaplayıp mevcut maaşlara bakıyoruz ve olmuyor altından kalkamıyoruz’ diyorlar. 

Gençler gerekçelerinde haklı. Aksini düşünen yok mu? Elbet var ama çok az.

Dört mevsimli denizleri, verimli toprakları olan bu ülkede gençlerimiz neden böyle düşünüyor. Bu anlamlı günde asıl sorulması gereken soru da bu. Zaman akıp gidiyor ve tekrarı yok. 

Seçimde renkli görüntüler…

Türkiye tarihinin, sonucunu en çok merak ettiğimiz 2023 Cumhurbaşkanı ve Milletvekili seçiminin ilk turunu geride bıraktık. 2002’den beri seçimlerin içindeyim ama böylesini görmedim. Sanki derbi maçı. Seçim yasakları kalkar kalkmaz veriler gelmeye başladığında telefonum hiç susmadı. Tabii ki yayıncılıktan alışkın olduğumuz için gece sonunda yüzdelerin büyük oranda değişeceğini öngörebiliyordum. Her arayana bunu anlattım. Türkiye hem Anadolu Ajansı hem de Anka’dan takip etti sonuçları. Bu sırada televizyonlarda sürekli yorumlar, liderlerin sürekli çıkıp açıklama yapması derken bizlerin de kafası iyice karıştı. Bu periyotta en net söyleyebileceğim şey ise yüzde 5 dolayında oy alan Sinan Oğan’ın seçimi ikinci tura taşıması.  

Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Cumhurbaşkanı seçiminde, hiçbir adayın seçilme yeterliliğini kazanamadığını ve 28 Mayıs Pazar günü ikinci tur seçimlerinin yapılmasına karar verildiğini bildirdi. Ülkemiz için hayırlı olsun diyorum. 

Bu seçimde katılım oranı da çok yüksekti. Hemen hemen her şehirde katılım oranları %90’ların üzerindeydi. Sakin ve olaysız bir seçim olması da demokrasimizin olgunluğunu bize gösterdi. Seçim gününe kadar yok efendim ortalık karışacak, yok efendim dışarıya çıkmayın gibi provokatör söylemler de boşa çıktı. Farklı siyasi görüşe sahip insanlar, aynı sandıkta oy kullandılar. Sıra beklerken sohbet ettiler. 

Karantina’da seçim zamanı

Ben oyumu İzmir’in en güzide semtlerinden Küçükyalı’da – ki şimdilerde eski adıyla anılıyor Karantina’da yıllara meydan okuyan, yapımı 1867 yılına kadar uzanan İzmir’in en eski eğitim kurumlarından biri olan Mithatpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde kullandım. Bu okul her zaman beni etkilemiştir. Cumhuriyet’in ilanından sonra İzmir Sanatlar Mektebi adı altında eğitim öğretim hayatına devam ederken; sadece İzmir için değil, Türkiye’de ki mesleki eğitim için de önemli bir değerdir. Aynı yıllarda Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’te burayı ziyaret etmiş ve çalışmalarından dolayı okula altın madalya vermiştir. Okulun içine girdiğinizde tarihin sayfalarında gezersiniz. Ortaokul yıllarımdayken okulun yanması çocukluğumun travmalarındandı. Bu seçimde okulda oy kullanmaya gelenler okulu daha çok inceleme fırsatı buldular bence. Çünkü hemen hemen her sınıfın önünde uzun kuyruklar vardı. Hem katılımın yüksek olması hem de oy pusulasının bir metre olması ve katlaması zor olması birçok seçmeni yordu ve oy verme işlemini uzattı. Şimdi ülke olarak Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turuna odaklandık. Bu seçimlerden iktidarın da muhalefetin de çıkarması gereken dersler, alması gereken mesajlar var. Bunu bir düşünmemiz gerek. Ülkemiz için, milletimiz için hayırlısı olsun. 

Açın radyonuzun sesini…

Gelelim bize: Radyo Ege’de artık hafta içi her gün saat 09.45 – 12.05 ve 17.05’te gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş 90 saniyede gündemi değerlendiriyor. Bundan 21 yıl önce mesleğe ilk adım attığımda kendisinden çok şey öğrendiğim değerli abim bugün zaman zaman canlı yayınımda benimle karşı karşıya. Dinlemenizi öneririm. O doğruları anlatacak, sorulması gerekeni soracak. Belki birileri rahatsız olacak ama farkındalık yaratmayı başaracak.