Son Mühür / Osman Günden - İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Planlama Ajansı (İZPA) tarafından, şehrin uzun vadeli vizyonunu ve stratejilerini oluşturmak amacıyla hazırlanan İzmir Vizyon 2074 Çerçeve Belgesi için düzenlenen “Nasıl Bir İzmir” panel serisi sona erdi.
Sekiz panel ve sekiz atölye çalışmasından oluşan bu serinin son paneli, Doç. Dr. Murad Tiryakioğlu'nun moderatörlüğünde İzQ İnovasyon Merkezi'nde gerçekleştirildi.
“Dezavantajları yaratan sorunları çözebilelim”
“İzmir’de Birlikte Yaşamak” başlıklı panelin ilk konuşmacısı Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci oldu. Uyan Semerci, kapsayıcılık, ötekiler ve kesişimsellik gibi kavramlar üzerinden değerlendirmelerde bulunarak, “Birlikte yaşamayacağımız bir toplum hayal ediyorsak, herkesin dezavantajını masanın üzerine getirmeliyiz ki bu dezavantajları yaratan sorunları çözebilelim” ifadelerini kullandı.
“Belediyelerin maddi kaynakları yetersiz”
Prof. Dr. Deniz Yükseker ise İzmir’in farklı dönemlerde çok çeşitli kesimlerden göç aldığını belirterek, günümüzde İzmir nüfusunun yüzde 3,4'ünün göçmen ve mültecilerden oluştuğunu ifade etti.
Deniz Yükseker, merkezi yönetim ve yerel yönetimlerin birlikte bir göç politikası geliştirmeleri gerektiğinin altını çizerek, “Belediyelerin maddi kaynakları yetersiz. Belediyelerin hizmet vermek zorunda oldukları nüfus-bütçe hesabında Suriyelilerin hesaba katılmaması büyük sorun.
Özellikle Gaziantep gibi göçmen nüfusun yüksek oranda olduğu yerlerde bu daha ciddi bir sorun. Göçmenlere ve mültecilere yönelik politikalar, kapsayıcılığı ve yerindenliği esas almalı, hak temelli olmalı ve sosyal teması artırmayı hedeflemeli.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Kentsel Adalet ve Eşitlik Şube Müdürlüğü bu çalışmalara yönelik oluşturulması gereken kurumlara iyi bir örnek.” diye konuştu.
“Ötekileştirmeyen bireyler olabilmeliyiz”
Panelin son konuşmacısı Prof. Dr. Ayselin Yıldız, İzmir’de göçmenler ile yerli halk arasındaki temasın sınırlı olduğunu ve bunun karşıtlık, temas eksikliği ve birbirini tanımama gibi sorunlara yol açtığını belirtti.
Ayselin Yıldız, “Göçmenlerin, diğerlerinin temel hak ve özgürlüklerden mahrum bırakılmasının yerli halk tarafından ‘meşru görülmeye’ başlanması önemli bir sorun. Birbirinin hassasiyetlerini gözeten, birbirini tehdit görmeyen, ötekileştirmeyen bireyler olabilmeliyiz. Birlikte yaşamın faydalarını görünür kılmalıyız” dedi.
Panel, konuşmaların ardından soru-cevap bölümü ile sona erdi. “Nasıl Bir İzmir” serisi, önümüzdeki aylarda tematik vatandaş buluşmaları ile devam edecek.





