Son Mühür - Ayşegül Koç / 68 Kuşağı Temsilcisi, Siyasetçi ve İnşaat Mühendisi Levent Çelik, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. Çelik, idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın direnişini anlattı. Üçlünün son tutuklamaları ile ilgili konuşan Çelik; “Bunun son tutuklanmaları olduğunu biliyorlardı. Vazgeçtik deselerdi asılmayacaklardı ama geri adım atmadılar” dedi.

“1961 Anayasası bir dönüm noktasıydı”

Çelik, Türkiye’nin demokrasi yolculuğunda 27 Mayıs ve 12 Mart süreçlerine dikkat çekti. Çelik; “12 Mart’a gelmeden önce 27 Mayıs ile başlamak lazım. Çünkü 1950 Demokrat Parti diktatörlüğünü yıkan ordu, 27 Mayıs politik devrimiyle beraber 61 Anayasası’nın önünü açtı. 1961 Anayasası bugün artık bütün dünyanın kabul ettiği en demokratik anayasadır. O döneme kadar yasak olan sosyalizm yasağını kaldırıldı. Sendikaların, örgütlerin açılmasına izin verildi. Anayasa Mahkemesi o dönem kuruldu ve özgürlükler tanındı. Gençlik örgütlenmeye başladı,. O dönem üniversitede eylemler gerçekleşti. 6. Filo geldi Türkiye’ye şimdiye kadar babalarının malı gibi girdikleri limanlardan kovuldular, dayak yediler ve gençlik ayaktaydı.

Hiç unutmuyoruz mücadeleden sonra polis yurdu basıyor. Yurtta herkesi zaten silindir gibi geçiyorlar ve Vedat Demircioğlu’nu balkondan atarak katlettiler. İlk şehidimiz oldu. Zaten Deniz, benim için dönüm noktasıydı diyor; Vedat Demircioğlu için ve onun arkasında zaten peş peşe yürüyüşler gerçekleşiyor, gençler bir tarafta katlediliyor. Gençlik yürüyor, örgütleniyor ve işçi sırf hareketli 15-16 Haziran 1970 yılı işçi direnişi de o dönem gerçekleştirildi. Baskı ve zulme karşı işçilerin sendikal haklarının yer almasına karşı iki yakayı ayırdılar. Bu bize şunu gösteriyor: Yani eğer işçi sınıfı örgütlü olursa, gençlik örgütlü olursa güçlüdür ikisi de örgütsüz olursa hiçtir. 12 Mart zulmüne karşı direnen gençlik öğrenci hareketini aştı” diye konuştu.

Levent Çelik“Eğer vazgeçtik deseler idi asılmayacaklardı”

Antiemperyalist duruşlarıyla sadece Türkiye’de değil, Filistin gibi coğrafyalarda da sömürüye karşı direnen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın kararlılığına vurgu yapan Çelik, “Onlar cesaretle kuşanmışlardı, hiçbir güç onları o yoldan döndüremezdi” dedi. Çelik; “Deniz Gezmiş deyince, şunu da söylemek lazım. Siyonist İsrail’e karşı ilk Filistin'e gidenlerden biri de Deniz Gezmiş idi. Deniz de Yusuf da Hüseyin de hem kendi ülkeleri için mücadele veren hem de diğer ülkelerdeki katliamlara karşı mücadele veren insanlardı. Mesela Deniz’lerin davasındaki Savcı ‘Eğer bize vazgeçtik’ deseler idi asılmayacaklardı diyor. 68 Kuşağı antiemperyalist idi. 68 kuşağı dediğimiz gibi mücadele içinde geliştiler. Her gün her tarafta işkenceler ve ona rağmen gençlik ayakta, yurtlar basılıyor ama yılmıyorlar. Yani bizim gençliğimizin bir özelliği vardır; yılmaz. Sanatçılar, işçiler, öğrenciler örgütlenmişti. Edebiyatçılar da öyle. O kültürde yetiştik bizler.

Bugün de hala bizler kavgamızı sürdürüyoruz. Yusuf Aslan’ın babasının anlattıklarını okumanızı öneririm. Yani gerçekten karakol karakol gece saat dörtte Filistin’den geldikten sonra yakalıyorlar çok ağır işkenceler geçiriyorlar o dönemde aileleri de onlara sahip çıkıyor. O dönem aileler çocuklara engel olmuyor, destekliyor. Onlar cesaret ile kuşanmışlardı. Onları hiç kimse o yoldan döndüremezdi. Zaten söylüyorlar ailesine ben gidiyorum, beni düşünmeyin diyorlar. Bizim sonumuz ölüm diyorlar. Filistin’e gidişleri, savaşmaları, eğitim görmelerinin hepsinin nedeni bu. Bunların en önemli özelliklerinden biri de üçünün de Mustafa Kemalci oluşu. Deniz Gezmiş 24 arkadaşı ile beraber 24 Temmuz 1968’de bağımsızlık yürüyüşü yapıyor. O dönemki sloganları ‘Tam bağımsız, demokratik Türkiye” açıklamalarında bulundu.

“Yan yana gömülmelerine izin vermediler”

İdam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın son günlerine ilişkin açıklamalarda bulunan Çelik; “Tutuklandıktan sonra zaten diyorlar, kendileri kabul ediyorlar. Bu bizim son tutuklanmamız diyorlar. O dönemde bütün muhalefet, AP iktidarı zaten bütün gücüyle asılmasını istiyor, asıl cezasının verilmesini istiyor. ‘Biz vazgeçtik, biz bu kavgadan vazgeçtik’ deseler zaten açıkça söylüyorlar bize kabul etselerdi idam kararı uygulanmayacaktı. Biz onu bekliyorduk diyorlar. O dönem avukatları bu suçlamalarla bu cezanın verilemeyeceğine yönelik itirazlar gerçekleşse de sonuç idam oluyor. Deniz Gezmiş ‘Asılırken çıkacağım diyor, ölüm gömleği giydiremeyecekler, tekmeyi kendim atacağım’ diyor. Yani son dakikaya kadar da hukukçular soruyorlar.

Ama geri adım atmıyorlar. Ve Gezmiş dediği gibi de yapıyor. Üçünün yan yana gömülmesine de izin verilmemiş. Bizler 68 kuşağının temsilcileri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı savunuyoruz, bizim yoldaşlarımızdırlar. Gençlerimiz de eğer bugün Taksim’e çıkıyorlarsa çıkmak için zorluyorlar ise onların hepsi bizim için bir Deniz’dir. Hepsi birer Deniz’dir, Yusuf’tur, Hüseyin’dir. Biz inanıyoruz ki eğer bizler bu mücadelede kararlı bir şekilde birlikte yol alırsak, gençlikle birlikte yürütürsek faşizm bu ülkeye gelemez. Hepimiz Deniz olmak zorundayız” ifadelerini kullandı.

Muhabir: Ayşegül Koç