Valilikten sabah saatlerinde yapılan açıklamada, konuyla ilgili gelen şikayetlere atıfta bulunularak kanunlar çerçevesinde bu sorunla mücadelenin sürdürüleceği vurgulandı. Açıklamada ayrıca, Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği'nin ilgili maddesine atıfta bulunularak, geçici bakımevlerinde bulunan ve insan ve çevre sağlığını tehlikeye atan köpeklere karşı alınması gereken tedbirlerin önemi üzerinde duruldu.
Gündeme bomba gibi düştü
Kocaeli Valiliği, ülke gündeminde yer alan başıboş sokak köpekleri sorununa getirmeye çalıştığı çözüm ile gündeme bomba gibi düştü. Valilik, başıboş sokak köpeklerinin diğer canlılara zarar verme riski sebebiyle bağlı belediyelere bir yazı gönderdi. Yazıda, başıboş köpeklerin kısırlaştırılması ve bakım alanlarının oluşturulması talep edilirken; aynı zamanda iyileşme veya tedavi ardından tehlike arz edebileceği düşünülen köpeklerin en hızlı ve az acı veren yöntemlerle öldürülmesi de istendi.
Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) İzmir Temsilcisi Avukat Senem Demirel Acar ise genelgeyi bir ölüm emri olarak değerlendirdi. Acar, "Valilik, bu yazı ile belediyelere, kanunda böyle bir madde var. Buna göre, sokak hayvanlarını toplayıp itlaf edebilirsin diyor. Evet, bu madde 2004 yılında çıktığı hali ile yönetmelikte var. Ama bu madde sağlık açısından insanları ve diğer hayvanları tehdit edecek hayvanlar için var. Buna ek olarak bu konuda veteriner raporu da isteniyor. Valilik bu noktada, sokak hayvanlarının tedavi edilip, kısırlaştırılıp yaşadıkları yere bırakılması kısmını es geçerek, siz bunu kılıfına uydurun ve bu hayvanları yok edin demiş oluyor." ifadelerini kullandı.
"Belediyeler de kanunu uygulamıyor"
Belediyelerin kanuni yükümlülüğünü yerine getirmediğini belirten Senem Demirel Acar, valiliğin bu genelge ile, belediyelere yeni bir yöntem olarak ölümü sunduğunu ifade etti. Bu durumun görevi kötüye kullanma olduğunu ifade eden Acar, yaklaşımın art niyetli olduğunu savundu. Acar, "Yüz sokak hayvanı içerisinde belki sadece bir tanesinde tedavi edilemeyecek bir hastalık vardır ve gerçekten bu kanuna göre uyutulması gerekebilir. Ama eğer 100 köpekten 90'ı öldürülüyorsa, burada art niyetli ve kanuna uymayan bir durum söz konusu demektir. Bu durumda gerek biz HAYTAP gerekse diğer tüm sivil toplum kuruluşlarının bu işin peşini bırakmaması gerekir. Ki biz kesinlikle bırakmayacağız. Bu takibin özellikle bölgede bulunan hayvan severler tarafından yapılmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Eğer bu yönde bir durumla karşılaşılırsa, bu işlemi yapan kişilerden de hesabının sorulması gerekir." şeklinde konuştu.
