Haber: Ertuğrul Turan – 
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Türk Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği İzmir Koordinasyon Kurulu Aykut Akdemir’le birlikte katıldığı basın toplantısında ‘Ben Baro Başkanıyım, dava yolunu önermem gerekiyor ancak bu sefer ülkemizde farklı bir yol gösteriyoruz. Davaların yavaşlığı konusundaki süreçler bize bunun yeterli olmadığını gösteriyor. Bu kez farklı bir yol ihtiyaç var. O tesise yanaşan ve demir atan gemi sökülüyor. Sökülmesin istiyorsak bu kez daha büyük bir mücadeleye ve sivil itaatsizliğe ihtiyaç var. O alanın büyük küçük teknelerle dolmasını ve geminin limana yanaşmasını engellemek gerekiyor” ifadelerini kullanan İzmir Barosu Başkanı Avukat Özkan Yücel’e çeşitli kesimlerden farklı farklı tepkiler geldi. Destek olanlar için kararlılık mesajı veren Yücel, tepki gösterenlere ise “Yüzerek de olsa, teknelerle de olsa gemiyi durduracağız. Kimse bize parmak sallamasın” dedi. 
KARARI UYGULAYACAK MECRA BULUNAMIYOR! 
Sivil itaatsizlik ve eylemlilik sözlerinin beklediğinden büyük bir etki yaptığını söyleyen İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, “Ben onu söylerken o kadar etki yaratacağını düşünmemiştim açıkçası. Evet doğru olduğuna inanıyorum, olması gerekenin o olduğuna inanıyorum. Hukukla çözmek mümkün ama bizim ülkemiz artık davaları açtığınız ama dava açtığınız konu tükendikten sonra davaların karara bağlandığı bir ülke haline geldi. Bu bazen siyasi pratik sebebiyle böyle, idarenin yaklaşımı sebebiyle böyle, mahkemelerin hantallığından böyle, bazen korkularından böyle. Çok basit çok yakın iki örnek var işte biri gemi sökümüyle ilgili, mahkeme iptal kararı verdi ama kararı uygulayacak gemi bulamadık. Çünkü gemi çoktan sökülmüştü. Ha keza Buca Cezaevi için dava açtık, mahkeme ‘haklısınız ihaleyi iptal ediyorum’ dedi. Cezaevi yerle bir olmuştu. Şimdi hep o kararlar sonradan geldiği için, evet dava açmayı elbette ihmal etmeyeceğiz, biz baroyuz, avukatız, hukukla konuşuyoruz. Bunu sürdüreceğiz, burada üzerimize düşenlerden kaçmak gibi bir derdimiz yok. Ama hiç değilse o davanın sonucu, kararı gelene kadar, o gemiyi bu sulara sokmamak, o zehri bu ülkenin insanlarına solutmamak, bizim asli görevlerimizden. Çünkü yaşam konuşuyoruz. Yaşam hakkına ilişkin bir tartışmanın içindeyiz” dedi. 
“BİZİM DERDİMİZ, SADECE KENDİMİZ DEĞİL”
Yapılan eylem çağrılarını da, açılan davaların da kişisel ikbal için değil, kendileri gibi düşünmese bile tüm insanlık için bir çalışma olduğunu vurgulayan Yücel, “Muhalif olmak için yapmıyoruz bu işleri, geleceğe yaşanabilir bir ülke bırakmak için, geleceği yaşanabilmek için bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Üstelik mücadelemiz sadece kendimiz, kendi yakınlarımız, çocuklarımız için değil. Bu kararı vermeyenler için de. Onların çocukları da bu ülkede yaşayacaklar. Valilikleri için de, kaymakamlıkları için de, onların çocukları ve gelecekleri için de mücadele ediyoruz. Onlar ister fark etsinler, ister fark etmesinler. Bu mücadele toplumun bütünü için, ülkenin bütünü için, ülkenin çıkarı için bu mücadele” ifadelerini kullandı.
YÜZEREK YA DA TEKNEYLE KARŞISINDAYIZ
Mahkeme kararını açıklayana kadar geminin sökülmesine engel olmak istediklerini söyleyen İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, sivil itaatsizlik çağrısını yineledi. Yücel, “Üç beş şirketin kâr hesabına, üç beş şirketin aç gözlülüğüne ya da siyasetçilerin vurdumduymazlığına teslim edilemeyecek kadar önemli bir ülkeden, önemli bir yerden söz ediyoruz.  O yüzden ne lazımsa. Yüzerek mi geçeriz önüne bilmiyorum. Teknelerle mi geçeriz önüne bilmiyorum ama o geminin bu sulara girmemesi gerekiyor. Yalnız bu olay özelinde değil, Türkiye’de yaşanacak başka çevre felaketleri açısından da, bundan sonraki mücadele açısından da ön açıcı bir şey olur diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı. 
BİRLİK VE BERABERLİK ÇOK ÖNEMLİ
Kimsenin kendilerine “parmak sallamaması gerektiğini hatırlatan, Yücel, birçok STK’nın ve meslek örgütünün birlikte hareket ettiğini hatırlatarak şunları kaydetti: “Neredeyiz? Çok güzel bir yerdeyiz. Niye? Sivil tolum kuruluşları, meslek örgütleri, çevre örgütleri, İzmir’in neredeyse tamamı ayağa kalkmış durumda. Birlikte hareket etme kararlılığını ortaya koymuş durumda ve bundan sonra yapılacak her şey için birlikte adım atmak konusunda kararlılığımız var. Artık fiili olarak eylemlilik ne yapacağız onların tek tek hesabını yapacağız. Bize parmak sallamaya kalkanlar da oluyor. ‘Bu Baro Başkanı ne yapıyor’ diyerek parmak sallıyorlar. Kimse parmak falan sallamasın. Biz ne yaptığımızı biliyoruz. Devletlerin,  iktidarların hukuku tanımamaya başladığı bir yerde hukuku savunmak, insan haklarını savunmak, evrensel değerleri savunmak için direnme haktır. Bu uluslararası metinlerde de böyle geçer. Bilmiyorlarsa okuyup öğrenebilirler. Biz hukukçu olmanın gereğini, biz ülkesini seven insanlar olmanın gereğini, biz gelecek kaygısı taşıyan yurttaşlar olmanın gereğini yerine getirmeye çalışıyoruz. Bundan da hiçbir koşulda vazgeçmek gibi bir niyetimiz yok.” 

Editör: TE Bilişim