24 Ocak günü, uluslararası avukat birlikleri (EDL, ELDH, IAPL) tarafından "Uluslararası Tehlike Altındaki Avukatlar Günü" olarak kabul ediliyor ve her yıl belirli bir ülkede tehlike altındaki avukatların durumuna dikkat çekiliyor. İzmir Barosu yayınladığı basın açıklamasıyla dünyann her tarafında avukatların or şartlar altında hizmet vermeye çalıştığını vurguladı.

Açıklamada şu görüşlere yer verildi.

Bugün Tehlike Altındaki Avukatlar Günü. Her 24 Ocak; dünyanın birçok ülkesinde mesleğini icra ederken tehlikede olan avukatların sesini iktidarlara, uluslararası kurumlara ve kamuoyuna duyurmak için kıtaları aşarak meslektaşlarımızla örgütlendiğimiz gün. Avukatların yaşamı, özgürlüğü dünyanın dört bir yanında ülkemizde olduğu gibi tehlike altında.

Bu uluslarararası dayanışma için tarihin belirlenmesinde Madrid’te dört avukat ve bir iş arkadaşlarının öldürüldüğü 24 Ocak 1977 tarihli Atocha Katliamı göz önüne alınmıştır. 2010 yılından beri her yıl avukatların tehlikede olduğu bir ülke seçilerek onların sesleri tüm dünyada duyurulmuştur. Önceki yıllarda İran, İspanya, Kolombiya, Filipinler, Honduras, Çin, Mısır, Pakistan, Azerbaycan’daki meslektaşlarımız için bir araya geldiğimiz gibi 2012 ve 2019 yılları, Türkiye’ye ithaf edilmiş; tüm dünya bizim sesimize odaklanmıştır. Demokrasi İçin Avrupalı Avukatlar Birliği’nin (ELDH) Tahir Elçi anmasıyla başlayan “Tehlikedeki Avukatlar 2019” başlıklı raporunda Ahmet Mandacı, Akın Atalay, Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör, Aycan Çiçek, Aytaç Ünsal, Behiç Aşçı, Buket Yılmaz, Can Tombul, Engin Gökoğlu, Eren Keskin, Halil İbrahim Vargün, Naim Feyzullah Eminoğlu, Selçuk Kozağaçlı’nın yargılandığı davalar Birleşmiş Milletler Avukatların Rolüne İlişkin Temel İlkeler Bildirgesi’nin ihlaline ve avukatların mesleklerini icra etmeleri nedeniyle suçlanmasına örnek gösterilmiştir.

BAROLARIMIZ BÖLÜNÜYOR
Bizler Türkiye'de hala tehlike altında görevini icra eden avukatlarız. Hukuk devletini yok etmenin basamağı olarak yargı sisteminden çıkartılmaya çalışılıyoruz. Yargının bağımsızlığına karşı barolarımız bölünüyor. Vatandaşın adil yargılanma hakkının ihlali olarak duruşmalara alınmıyor, polis şiddetine maruz bırakılıyor, iktidar tarafından aldığımız dosyaların tarafıymışçasına yurttaşa hedef gösteriliyoruz. Sadece görevimizi yaptığımız için saldırıya uğruyor, öldürülüyoruz. Öldürülmediysek tutuklanıyoruz, yargılanmadan mahkum ediliyoruz.

BÜYÜK RİSK ALTINDA

Bu yıl ise Uluslararası Tehlikede Altındaki Avukatlar Günü Afganistan'a odaklanarak dikkatleri çekmiştir.  Bugün Taliban iktidarında Afganistan’da avukatlığın bağımsız bir meslek olarak icra edilebilirliği ve hukuk devletinin varlığından söz edemiyoruz. Ağustos 2021 tarihi itibariyle Afganistan'ın 2004 Anayasası da dahil olmak üzere yazılı hukuk düzenlemelerinin tamamı yürürlükten kaldırılmış, şer’i yargı düzenine geçilmiştir. 2008 yılında kurulan Afganistan Bağımsız Barolar Birliği (AIBA) etkisiz hale getirilmiş; 22 Kasım 2021 tarihinde avukatlara ruhsat verme yetkisi kaldırılmış aynı tarihte mahkemelerde sadece Taliban rejimi tarafından onaylanmış avukatların temsil yetkisi olacağı düzenlenmiştir. Ardından Birlik çalışanlarına ve üyelerine şiddet uygulanmış, binanın tahliyesiyle tüm hesaplar ve avukatların kişisel verileri ele geçirilmiştir. AIBA tarafından daha önce ruhsat verilen avukatların ise Taliban rejiminin aradığı kriterleri yerine getirmesi şartı arandığından insan hakları alanında çalışan veya uluslararası organizasyonlarla ilişkisi olan avukatların ruhsat başvuruları otomatik olarak reddedilmiş ve sadece erkek avukatlara ruhsat verilerek kadınların avukatlık mesleğini icra etmesi yasaklanmıştır. AIBA verilerine göre kurumun tasfiyesinden bu yana 7 avukatın öldürüldüğü ve 146 avukatın soruşturma geçirdiği yahut tutuklandığı bildirilmiştir. Yine eski hükümlülerin serbest bırakılması ile avukatlar büyük risk altında bırakılmıştır.  Birçok avukat ise aileleri ile birlikte ülkeyi terk etmek zorunda kalmış diğerleri ise yaşamlarını ülke içerisinde saklanarak sürdürmektedir. Taliban rejimi sebebi ile Afganistan’da bulunan veya ülkelerini terk etmek zorunda bırakılan meslektaşlarımızın yaşamları tehlike altındadır. Uluslararası mesleki dayanışmanın parçası olduğumuzu bildiriyor, ülkemizde ve dünyada tehlike altında olan tüm meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz.

Editör: TE Bilişim