Son Mühür Haber Merkezi/ Güleser Yaren Karaaslan Son Mühür TV’de ‘Sanatın Renkleri’ programının bu haftaki Yazar - Şair Esin Gülümser konuğu oldu.
Köklü dergi olan Cemal Süreya'nın kurduğu dergiden bahsederek söze başlayan Gülümser, "Papirüs Dergisinden başlayacak olursak, Cemal Süreya’nın kurduğu bir dergidir. Son dönemlerde daha da aktif hale gelmeye başladı. Değerli yazarlarımızın ve değerli şairlerimizin şiirlerinin yer aldığı her edebiyat döneminin ünlü yazarlarını ve şairlerini ele alan bir dergidir ve benim için çok önemlidir. Bu dergi de şiirlerime yer veriyorlar ve bu önümüzde ki sayıda yani ekim-kasım da güzel bir hikayeme yer vericekler.2 ayda bir çıkan dergi zaten."
“İzmir’e Tarihi Asansör’den seslenmek istedim”
"İlk şiir antalojim ‘Şiir Gibi Yaşamak’ 2019 yılında 7-8 arkadaş beraber çıkardığımız bir kitaptı. Aynı zamanda da bizim için bir anı bu kitap. İlk adımımı bu kitapla atmış oldum. ‘Yırtık Sayfalar’ kitabımı ise bir buçuk ay önce çıkarttım. Bu kitabın türü de roman. Bu kitapta titiz bir çalışma sergiledik. Kapağından da gördüğümüz gibi İzmir’e Tarihi Asansör’den seslenmek istedim. İzmir’i sayfa sayfa vermek istedim yani yırtık sayfaların genel anlamı budur. Kitabın içinde çok güzel bir dostluğun ve değerini yücelten bir kitap aslında. Çıkış amacı, ben omur ilik tümör ameliyatı oldum. O ameliyattan sonra yazıevinde çalışmalarıma devam ediyordum. Çırpınan çocuğu yaşam koçum olan Mario ile çıkarmış olduk. ‘Yırtık Sayfalar’ benim hayatım değil halkın hayatı ben gözlemlediğimi aktarıyorum."
‘Agora Meyhanesi’ yolda...
" ‘Agora Meyhanesi’ daha çıkmamış bir kitap ama adında da çok kararsız kaldık. Agora ve civarını oranın etnik kültürünü, yaşam tarzını ve orada ki ahilik kültürünü ele aldığım için ‘Agora Meyhanesi’ İkiçeşmelikten beslendiği için aynı zamanda Kemeraltından’da beslendiği çin ortak bir yerde buluşturayım istedim. Büyük İhtimalle de kitabın adı ‘Agora Meyhanesi’ olarakta kalıcak. Bu kitabın sonu gelmicek gibi hissediyorum ama muhakkak her şeyin bir sonu var.
”Zorluklar bizi güçlendiriyor”
"Yazma yolculuğum ilk ortaokul döneminde başladı. Türkçe öğretmenimin bu konu da çok büyük desteği var. Hep beni bu konu da motive etti ve hep kompozisyon yazmaya iterdi. Her yazdığım kompozisyondan sonra da beni kutlardı. Sonrasında okul hayatı bitip evlilik başlıyor çocuklar oluypr derken ama içimde hep yazma isteği vardı. Bir gün yazıcam yazıcam derdim ama hep ertelerdim. Hayatınızın belli dönemleri oluyor sizin elinizde olmadan hayatın size getirdiği süprizler oluyor. Kırılma noktalarıyla birlikte o gün yüzüne çıkıyor. Hayat sana sinyaller veriyor ve başalaman gerektiğini anlıyosunBen hızlı bir giriş yaptım. Lisede edebiyat bölümü mezunuyum bu nedenle alt yapım vardı. Üniversite de kamu yönetimi bölümü mezunuyum. Edebiyat ve kamu yönetimi mezunu olmam çok etkiledi. Zorluklar her zaman her yerde var. Bu zorluklar bizi güçlendiriyor. İçimizdeki çocuğu duyup elinden tutmamız gerekiyor."
“Balık yedirmiyorum, tutmayı öğretiyorum”
"Sanatçıların dünyaya bakışları farklı bir kere bunu anlamak gerekiyor çünkü her olayı içselleştiriyorlar. Daha farklı daha pozitif gözle bakıp bunu dışarıya sanat olarak üretip sunuyorlar. Bir ressam resmini ele alıyor ve o rsimde küçük bir noktayla toplumsal mesajını veriyor. Ekonomik koşulları kötü olan bir insan sanatın sunduklarına ulaşamıyor. Ne yapıyosunuz derseniz ben kendi adına böyle kişilerin mümkün olduğunda diyaloga girmeye çalışıp manevi yardım ediyorum. Hafta bir kişiyle bu şekilde ilgileniyorum. Maddiyattan çok maneviyata önem veriyorum o kişiye siz yol gösteriyosunuz yani balık yedirmek yerine balık tutmayı öğretiyorsunuz."
