İzmir’de yaşayan emekli deniz astsubayı Saim Yeşildağ (54), yıllardır gönül verdiği kaligrafi sanatını genç kuşaklara aktarmak için çalışmalarını sürdürüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı” unvanına layık görülen Yeşildağ, Latin alfabesiyle yapılan kaligrafi sanatının daha fazla tanınması için çaba harcadığını belirterek, “Toplumumuz genelde hat sanatını biliyor. Hat, Arap alfabesiyle yapılan güzel yazı sanatı, kaligrafi ise Latin alfabesiyle yapılıyor. İkisinin farkı sadece alfabesinin farklı olması. Amacım bu sanatı tanıtmak” dedi.
Deniz Kuvvetleri’nden sanata uzanan yolculuk
Ankara’da görev yaptığı dönemde kaligrafi sanatına ilgi duyan Saim Yeşildağ, bu alandaki eğitimini kaligrafi ustası Fahri Deniz’den aldı. 2015 yılında İzmir’e tayin olduktan sonra atölyesini açan Yeşildağ, 2017’de emekli olduktan sonra tamamen sanata yöneldi. Öğrenci yetiştirmeye odaklanan sanatçı, 2021 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tescillendi.
“Sanat insanı rahatlatıyor”
Kaligrafiye olan ilgiyi artırmayı hedefleyen Yeşildağ, sanatın insan üzerinde olumlu etkileri olduğuna dikkat çekerek, “Sanat insanı rahatlatıyor. Öğrenci yetiştirmeyi çok istedim ve hâlâ da devam ediyorum.
Şu anda aktif olarak 60 öğrencim var. Her gün atölyede ders yapıyoruz, ayrıca bir sergi hazırlığındayız. 2021 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı kaligrafi sanatçısı oldum. Hedefim, bu unvanı alacak yeni sanatçılar yetiştirmek. Hatta yetiştirdiğim 4 arkadaşım artık kaligrafi sanatçısı olarak çalışıyor. Onların başarılarını görmek bana büyük bir manevi haz veriyor” diye konuştu.
Sanatın geleceği için çalışıyor
Kaligrafi ile ilgilenen sanatçı sayısının az olduğuna dikkat çeken Yeşildağ, İzmir’de öğrencileri dışında bu sanatı icra eden kişi sayısının çok az olduğunu belirtti. İstanbul ve Ankara’da da sınırlı sayıda sanatçı bulunduğunu ifade eden Yeşildağ, “Sanatın kaybolmaması tek hedefimiz. Okullarda öğrencilere bu sanatı tanıtmak için etkinlikler düzenliyoruz.

Milli Eğitim Müdürlüğü’nden gelen talepler de bizim için büyük bir fırsat oluyor. Sanata dair ne kadar katkı sağlayabilirsek, bizim için o kadar mutluluk verici” dedi.
“Kaligrafi meditasyon gibi”
Asıl mesleği makinistlik olan ve boş zamanlarında kaligrafiyle ilgilenen Bilal Üzer (42), bu sanatın kendisine huzur verdiğini söyledi. Üzer, “Resim yapmayı ve yazı yazmayı çok seviyorum. Kaligrafiyi biliyordum fakat geliştirmek için yeterli bilgiye sahip değildim. Bu yüzden yollarımız Saim hocamla kesişti. 9 aydır birlikte çalışıyoruz ve kendimi geliştiriyorum.
Makinistim, tren kullanıyorum. Boş zamanlarımda burada ders alıyorum. Özellikle sanatsal şeylerle uğraşmayı seviyorsanız, kaligrafi çok rahatlatıyor, meditasyon gibi geliyor” ifadelerini kullandı. İzmir’de Emekli Astsubay, Kaligrafi Sanatını Yaşatıyor
İzmir’de yaşayan emekli deniz astsubayı Saim Yeşildağ (54), yıllardır gönül verdiği kaligrafi sanatını genç kuşaklara aktarmak için çalışmalarını sürdürüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı” unvanına layık görülen Yeşildağ, Latin alfabesiyle yapılan kaligrafi sanatının daha fazla tanınması için çaba harcadığını belirterek, “Toplumumuz genelde hat sanatını biliyor. Hat, Arap alfabesiyle yapılan güzel yazı sanatı, kaligrafi ise Latin alfabesiyle yapılıyor. İkisinin farkı sadece alfabesinin farklı olması. Amacım bu sanatı tanıtmak” dedi.
Deniz Kuvvetleri’nden sanata uzanan yolculuk
Ankara’da görev yaptığı dönemde kaligrafi sanatına ilgi duyan Saim Yeşildağ, bu alandaki eğitimini kaligrafi ustası Fahri Deniz’den aldı. 2015 yılında İzmir’e tayin olduktan sonra atölyesini açan Yeşildağ, 2017’de emekli olduktan sonra tamamen sanata yöneldi. Öğrenci yetiştirmeye odaklanan sanatçı, 2021 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tescillendi.
“Sanat insanı rahatlatıyor”
Kaligrafiye olan ilgiyi artırmayı hedefleyen Yeşildağ, sanatın insan üzerinde olumlu etkileri olduğuna dikkat çekerek, “Sanat insanı rahatlatıyor. Öğrenci yetiştirmeyi çok istedim ve hâlâ da devam ediyorum. Şu anda aktif olarak 60 öğrencim var. Her gün atölyede ders yapıyoruz, ayrıca bir sergi hazırlığındayız. 2021 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı kaligrafi sanatçısı oldum. Hedefim, bu unvanı alacak yeni sanatçılar yetiştirmek. Hatta yetiştirdiğim 4 arkadaşım artık kaligrafi sanatçısı olarak çalışıyor. Onların başarılarını görmek bana büyük bir manevi haz veriyor” diye konuştu.
Sanatın geleceği için çalışıyor
Kaligrafi ile ilgilenen sanatçı sayısının az olduğuna dikkat çeken Yeşildağ, İzmir’de öğrencileri dışında bu sanatı icra eden kişi sayısının çok az olduğunu belirtti. İstanbul ve Ankara’da da sınırlı sayıda sanatçı bulunduğunu ifade eden Yeşildağ, “Sanatın kaybolmaması tek hedefimiz. Okullarda öğrencilere bu sanatı tanıtmak için etkinlikler düzenliyoruz.
Milli Eğitim Müdürlüğü’nden gelen talepler de bizim için büyük bir fırsat oluyor. Sanata dair ne kadar katkı sağlayabilirsek, bizim için o kadar mutluluk verici” dedi.
“Kaligrafi meditasyon gibi”
Asıl mesleği makinistlik olan ve boş zamanlarında kaligrafiyle ilgilenen Bilal Üzer (42), bu sanatın kendisine huzur verdiğini söyledi. Üzer, “Resim yapmayı ve yazı yazmayı çok seviyorum. Kaligrafiyi biliyordum fakat geliştirmek için yeterli bilgiye sahip değildim.
Bu yüzden yollarımız Saim hocamla kesişti. 9 aydır birlikte çalışıyoruz ve kendimi geliştiriyorum. Makinistim, tren kullanıyorum. Boş zamanlarımda burada ders alıyorum. Özellikle sanatsal şeylerle uğraşmayı seviyorsanız, kaligrafi çok rahatlatıyor, meditasyon gibi geliyor” ifadelerini kullandı.





