Bayraklı yurttaşlarına depremden beri reva görülen zulümleri yazmaktan konuşmaktan yoruldum artık. Tek bir tane siyasetçinin dikkatini çekmek bir yana, eski valinin “konforuna düşkün" ithamını da yaşadım. Deprem sonrası inşaat ve hafriyat edepsizliklerine isyan ettiğimde bir kez tabanca bir kez de bıçak gördüm. Lakin valiler, kaymakamlar, milletvekilleri, belediye başkan ve meclis üyeleri hep duymazdan, bilmezden geldiler. Hep AKP hem CHP inşaat-hafriyat zulümlerinde bir kez bile yurttaşların yanında olmadı.
Deprem sonrası başlayan güya “kentsel dönüşüm" ise, yerleşik yurttaşlara zulümde seviye atlattı. Hafta içi her gün üstelik hafta sonları da günlük 10 hatta 14 saate yakın inşaat faaliyetleri, inşaatın yapıldığı bölgede oturan yurttaşların kâbusu olmaya devam ediyor. İsyan eden yurttaşlara ise “valilik izin verdi" karşılığını veriyorlar.
Şimdi soruyorum muhterem İzmir Valisi beyefendiye, hafta sonu çalışma iznini gerçekten sizler mi verdiniz? Valilik, yurttaşlara hizmette devletin birimidir. Bu kural değişti de, valilik artık müteahhitlerin hizmetine mi bakıyor? İnşaatların denetimi, çalışma zamanları neden çevre vatandaşlarını adeta kaçırmaya yönelik oluyor?
Gerçekten karıştı aklım, egemenlik millette mi harbiden?
Ne diyeyim alayına edep yahu
Ne mutlu Türküm diyene