Son Mühür Haber Merkezi/ Melekşah Tufaner Gün Başlıyor programına konuk olan konuğu Eğitimci Yazar EGEÇEP Gönüllüsü Ayhan AltayAyşegül Koç’un sorularını yanıtladı. 

Seferihisar’da sit alanının derecesinin düşürülmesi ile bazı alanların yapılaşmaya açılmasının söz konusu olabilmesinin üzerine konuşan Eğitimci Yazar EGEÇEP Gönüllüsü Ayhan Altay, “Sit alanları ile başlayalım ama sitten daha önemli olan şey çevre. Biz çevrede yaşıyoruz arıların olmadığı yerde yaşam biter diyor bilim adamları. Sit koruma alanıdır, korunacak alandır. Bizden öncekilerin bıraktığı mirastır, yasalarla korunmuştur. Buradan Seferihisar’a geçersek, Tunç Soyer’den sonra sakin şehir olması ile Seferihisar’a çok ilgi oldu, rant haline geldi. Şu an Sığacık’ta Ekmeksiz Plajı dediğimiz alanda sit alanının düşürülmesi söz konusu. Seferihisar’daki Ekmeksiz Plajı’nın çevresindeki doğal ve sit alanının adı değiştirildi “sürdürülebilir koruma ve kontrollü yaşam” alanı oldu. Oradaki doğa böylece yok edilmek isteniyor. Birinci sorun şu an bu. Buna karşı biz Seferihisar’da aldığımız kararla konuyu mahkemeye taşıdık, yetmiş kadar imza veren arkadaşımız oldu. Mahkeme devam ediyor. Bu ayın yirmisinde bilirkişi gelecek” dedi.

“Basın açıklamasına duyarlı insanları bekliyoruz“

Altay “Biz aynı gün Sığacık’ta bir basın açıklaması yapacağız. Buradan bütün duyarlı insanlara sesleniyorum basın açıklamamıza katılmaları Seferihisar’ı korumak için önemli olacaktır. 20 Haziran sabah 10.30’da basın açıklamasını yapacağız. Biz doğrudan davacı olanların bilirkişi ile alanı gezme hakkımız var. Bilirkişiye soru yöneltme ya da açıklama yapma hakkımız da var. Burada doğal sit alanın turizme açılması planlanıyor. Otel gibi düşünülüyor ama daha çok villa olarak düşünüldüğünü biliyoruz. Sürdürülebilir kontrollü kullanım adı altında kapı aralanıyor o kapıdan nelerin geleceği tam belli değil. Kapı aralandı mı o bölge biter gider. Doğaya müdahale dünyanın her yerini etkiliyor. Bugün en çok sera gazı üreten ülkeler sanayisi gelişmiş ülkeler ama en çok etkilenenler sera gazından payı düşük olan yerler. Arıların ölümü yaşamı bitirecek deniyor, küresel iklim değişikliğini hepimiz yaşıyoruz. Biz doğayla uyum içinde yaşamalıyız, bizden sonrakilere de yaşanabilir bir dünya bırakmalıyız. Doğa kendini korumaya çalışıyor, biz insanları yok eder bazı camlılar da yok olur. Bu gidişle çok uzak değil ama doğa sonradan kendini yeniler. Biraz doğayı rahat bırakmakta yarar var. Bizim doğamız buna saygı duymak zorundayız” ifadelerini kullandı.

Aile Hekimi Maaşı 2024! Aile Hekimi maaşları ne kadar oldu? Aile Hekimi Maaşı 2024! Aile Hekimi maaşları ne kadar oldu?

“Sığacık körfezi güzelliği bambaşka bir yer”

“Seferihisar’ın çevre sorunu var ama bu yalnızca biri. Şu an gündemimiz de bu var. Diğerlerini de sırası gelince anlatırız ama örneğin Sığacık’taki iskelenin, marinanın genişletilmesi olayı vardı. Onun üzerine bir basın açıklaması yaptık, mahkemeye taşıdık ve durdurduk. Ama yeniden gündeme gelecek biliyoruz. Sığacık körfezi güzelliği bambaşka olan bir yer. Ve çokta özel bir yer ortasında kanal var. Büyük tonajlı balıkçı tekneleri oradan geçebiliyorlar ancak kıyılardan geçemiyorlar eğer marina genişletilirse o marina tümü ile kapanacak. Zaten şu an marinanın altı o kadar eski ki İzmir Körfezi’nden beter. Marina kirletiyor çünkü akıntısı olan bir yer değil adı üstünde körfez. Korumaya çalışıyoruz, biz orada yaşıyoruz daha doğrusu orada yaşamayı seviyoruz. Güzel de şeyler yaptığımızı sanıyoruz ama orayı korumakta zorundayız. Yazın Sığacık’a çok yoğun ilgi var. Sığacık’ı tanımak istiyorsanız hafta içi gelin hele kışın gelirseniz çok daha rahat edersiniz. Ama işte bunların hepsinin arkasında çok büyük rantlar var. O bölgede Sığacık’ta, Seferihisar’da konut fiyatları iki yıl içerisinde dört beş katı fazla arttı. Yaklaşık sekiz milyonla başlıyor konutların fiyatları, kent içinde değil kent içinde daha ucuza bulmaları mümkün. Bu bazılarına çok cazip geliyor tabi. Alıcılara değil onları üretip satanlara daha cazip. Onlar için doğanın hiç anlamı yok zaten. Onlara göre dağ, taş birkaç bitki, böcek…”

“Ekmeksiz Plajı’nı da içine alıyor…”

“20 Haziran’da bilirkişi raporu ile o alanın açılması ya da açılmaması mümkün olacak. Açılmaması demek doğayı korumak anlamına geliyor. Açılırsa kapı aralanıp doğa birim birim yok edilir. Bu bölge, Ekmeksiz Plajı’nı da içine alan bir bölgedir. Seferihisar’ın plaj bölgesi Akarca’dır. Burada da iki ayrı konu var. Bunlardan biri Batı Akarca burası da mahkemeye taşınmıştı ama iptal edildi planlar. Ama büyükşehir ne yazık ki planlarda bir takım değişiklik yaparak planları askıya çıkardı. O bölgenin plana açılmaması bizim için önemli bir olay. Yine Akarca bölgesinde bir büyük balıkçı barınağı yapılmaya çalışılıyor. Bu barınak tam akarcanın ortasında, yazlıkların önünde ve en güzel plajların bulunduğu yerde. Bunu da önce engelledik. Bunu da bakanlık yapıyor. Plan tadilatı ile yeniden gündeme geldiğini duyduk ama peşini bırakmaya niyetimiz yok.”

“Biz yaşadığımız alanları korumaya çalışıyoruz”

“Bundan ne benim ne çevremin ekonomik hiçbir çıkarı yok. Biz de ne müteahhit olan var ne arsası olan var. Biz yaşadığımız çevreyi korumaya çalışıyoruz sadece. Seferihisar’da sorunlar böyle. Ben Seferihisar halkının marina için verdiği desteği bu konuda da vereceğine inanıyorum. Gerçekten Seferihisar’da çevresine çok duyarlı insan var. EGEÇEP 2002 yılında kuruldu ve ben kurucularından biriyim sadece gönüllü değilim. Benim çevre ile mücadelem çok daha eskidir. Burada nükleer santrala hayır yürüyüşü vardı. O yürüyüşe tek pankart hazırlayıp gelen bendim. Alsancak’taydı o zamanki gazetelerde resimlerim çıkmıştı. Çok eski bir olaydır. Ben öğretmenliğimde de çocuklarla çevre temizliği yapardım. Çocuk kendi çevresini temizlemeyi öğrenirse bir daha kirletmez çevresini sever. Çok iyi öğrencilerim var benim. Seferihisar kavşağında eşimle bekliyorken önümdeki arabadan bir poşet atıldı. Oysa gerçekte atılmamış rüzgâr ön camın önünden getirmiş ama bizim tarafımızdan bakınca atılmış gibiydi. Ben de fotoğrafını çektim sosyal medya da paylaştım. Mahkemeye verildim, plaka göründüğü için ceza aldım o ceza beş yılla ertelendi. Eğer bu beş yıl içinde en küçük bir suç yaparsam bir yıl sekiz ay onun için yatacağım. Çevre gönüllüsü olmak yüzünden… Oysa ben ne o insanı tanıyorum, ne onla kişisel sorunum var benim amacım çevre duyarlılığı oluşturmaktı ama başım yandı.”

“Bizim kötü yanımız not tutmamak”

Altay, “Önümde yayınlanmış üç kitabım var. Ben Çorum Öğretmen Okulu’nda okudum kitabın birinde orayla ilgili anılar da var. Çorum Öğretmen Okulu’nun sanatsal yapılarını derlediğim iki ayrı kitap daha var. İkincisi şiirlerimin olduğu kitap. Bir diğer kitapta da benim öğretmenlik anım var, aralıkta çıktı ama şu an satışta yok. Bizim kötü yanımız not tutmamak, günlük yazmamak. 50 yıl sonra oturup, bir yaştan sonra yazabilmek zor oluyor. Oturup kitap yazayım diye yazmıyorum o an da kaleme dökülüyor…” diye konuştu.

Editör: MELEKŞAH TUFANER