Son Mühür- Türkiye'yi sarsan 6 Şubat depremlerinin yaraları tam sarılmadan İstanbul'da büyük korku yaratan son deprem fırtınaları kentsel dönüşüm tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı.
Kızılay Genel Kurulu'na katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
"Ülkemiz için hayat memat meselesi olan kentsel dönüşüm konusunda da kapsamlı hazırlıklar içindeyiz. Bu meselede artık kimsenin kaprisleriyle vakit kaybedemeyiz. İdeolojik takıntılarını milletin can ve mal güvenliğinin önünde özellikle engel olarak koyanlarla uğraşacak vaktimiz de lüksümüz de yoktur." diye konuşmuştu.

Bu çağrıya herkes destek vermeli...
AK Parti Karabağlar ve Büyükşehir Meclis Üyesi Kazım Erten, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kentsel dönüşüm konusundaki kararlı tavrına dikkat çekerek, ''Bu çağrıya herkes destek vererek karşılık vermeli'' çağrısında bulundu.
''Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Kızılay Genel Kurulu'nda kentsel dönüşümle ilgili yaptığı açıklamayı tarihi bir açıklama olarak nitelendiriyorum'' diyen Kazım Erten,
''Can ve mal emniyetinin önüne ideolojik duvarlar, kaprisler, engellemeler, müdahaleler İle çıkışların önünü, yolunu kapatacak, kapsamlı, Türkiye Kentsel Dönüşüm Stratejisi’nin Acil Eylem Planı olarak uygulamaya geçirilmesi, bir gün geciktirilemeyecek hayati meseledir.
İnsan hayatı, hiç kimse tarafından siyasetin malzemesi yapılamaz.'' hatırlatmasında bulundu.
Kazım Erten'in açıklamasında öne çıkan detaylar şöyle.
İnsanlığın kadim sorunu, iskan...
Yüzyılın afeti, depremlerin ayak sesleri, yerel yönetimler ile merkezi yönetim arasında mutlak mutabakatı zorunlu kılıyor.
Odalar, hukuk, millet, devlet dayanışması ve uzlaşısı acil tesis edilmeli.
21. Yüzyıl Türkiye Yüzyılı Beyannamesinin hemen ardından yüzyılın afetini yaşamıştık!
Demek ki, Türkiye yüzyılının olmazsa olmaz öncelikli halletmesi gerekli konusu, kentsel dönüşüm, sosyal depremlere dayanıklı sosyokültürel dönüşümdür.
Bu çağrıya herkes destek vererek karşılık vermeli.
İnsanlığın kadim sorunudur; İskan.
Yerleşik yaşama geçmeden önce de, sonrasında da, gece uyurken, gündüz uyanık iken, güven içerisinde, korku ve endişeye kapılmadan, barınmak!!!
Türkiye bunu başarabilir...
İnsanların korku ve endişelerini gidermek, mutlak kamusal yükümlülüktür.
Özellikle ülkemizde, 50 sene öncesinden başlayan sanayileşme sürecinde, üretim tesislerinde ucuz emek için, kırsaldan, köyden gelenler, kentlerin çeperlerinde, gecekondularda, asgari insani şartların olmadığı ortamlarda barındılar!
Gecekondulaşma, plansız kaçak yapılar çeperden merkeze doğru kentleri kuşattı.
İnsan yaşamının tehdit altında olduğu bu kuşatmalar mutlaka kırılmalıdır.
Sosyolojinin ilk dersinde okutulan kentleşme-sanayileşme konsepti, güncellenerek referans alınmalı.
Teknolojinin, bilimin İmkanları, insanlıktan senyoraj (Dolaşımdaki para miktarını arttırmak) talebinde bulunmadan katkıda bulunmalı!
Türkiye bunu başarabilir!