Bu yanlışlıklar sarmalının bedeli AKP’ye Türk Milleti tarafından sandık önüne gelir gelmez ödetileceğinden zerre kadar şüphe duymadığını söyleyen Çıray, “Bu milli çıkarlarımıza aykırı siyasetlerin utanç verici son örneğini Yunanistan medyasında ve sosyal medyasında gördük. Kimler tarafından tedavüle sokulduğu belli olmayan ‘çok gizli’ ibareli bir Birleşmiş Milletler dokümanı var. Türkiye Cumhuriyeti devletinin Kıbrıs üzerindeki garantörlük haklarımızdan vazgeçtiğimize dair dokümanı okudukça başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissettim,” dedi.

KIBRIS KUMAR MASASINA SÜRÜLMÜŞ

Çıray, sözkonusu dokümanın Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guerres ile Güney Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nicos Anastasdias başkanlığındaki heyetlerin yaptığı bir toplantının özet sonuçlarını içeren ‘çok gizli’ ibareli resmi bir tutanak olduğuna dikkat çekti. Söz konusu tutanakta dikkate alınması gereken kritik noktanın “Genel Sekreter, Sn. Anastasiades Türkiye'nin Garanti(ler) Antlaşması'nın feshedilmesi ve birleşik müdahale haklarına son verilmesi önerisini gizlilik içinde paylaştı.” cümlesiyle özetlendiğini belirten Çıray, “Eğer bu gizli öneri ibaresi doğruysa bu iktidar Kıbrıs’ı kumat masasına sürmüş demektir. Türkiye Cumhuriyetine ve Türk Milletine karşı adeta bir muazzam ihanetle karşı karşıyayız. ” vurgusunda bulundu.

Çıray, olayın üzerinden üç yıl geçmiş olmasına rağmen, bu süre içinde ifşa edilen gizli tutanakta belirtilen Türkiye’nin gizli önerisinin hayata geçirmek için adım atılmamış olmasının, başta Erdoğan olmak üzere iktidar aktörlerinin sorumluluğunu kesinlikle hafifletmeyeceğinin altını çizerek, bu çok ağır dış politika cürmünün ve skandalının aydınlatılmasının Türk Milletine yönelik vicdani bir yükümlülük olduğunu vurguladı. Bu çerçevede ilk adım olarak meseleyi yazılı bir soru önergesiyle yüce Meclis’e taşıyorum diyen Çıray, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na Meclis Başkanlığı vasıtasıyla yanıtlamasını istediği şu soruları yöneltti:

ARTIK TÜRKİYE’NİN KIBRIS’TAKİ ÇIKARLARINI KORUYABİLECEK MİSİNİZ?

1. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guerres’e Türkiye Cumhuriyeti’nin Zürih Anlaşmasının feshedilmesi ve anlaşmanın Türkiye dahil, üç tarafına verdiği askeri ve diğer garantörlük haklarının sonlandırılması hakkında bir gizli öneride bulundunuz mu?

2.Belirtilen dokümanın birinci maddesinde sayın Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinde söz konusu gizli öneriyi “Türkiye, 1960 tarihli Garanti Antlaşması'nı feshetme ve tek taraflı müdahale haklarını sona erdirme niyetini belirtmiştir.” ibaresiyle tutanağa geçirmiştir. Genel Sekreterin bu cümlesinin doğru olmadığını somut kanıtlara dayalı olarak ispatlayabilir misiniz?

2. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guerres’i 16 Temmuz 2017’de Güney Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nicos Anastasdiadis’i İsviçre Crans-Montana’ya davet edecek bir ciddiyette bulduğu bu gizli önerinizin amacı ve sebepleri nelerdi?

3. Bu önerinizin hayata geçirilmesi halinde Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyetinin haklarını nasıl ve hangi mekanizmalarla koruyacağınızı düşünüyordunuz?

4.Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki münhasır ekonomik bölge ilanından ve bu bölge içindeki petrol ve doğal gaz aramalarını sonlandırmış olmanızın arkasında bu tür gizli önerilerinizin ve bu önerilere dayalı planlarınızın bir etkisi var mı?

5. Ortalığa dökülen bu dokümanlardan sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk Milletinin yüksek çıkarlarını koruyabileceğinize ilişkin objektif inandırıcı gerekçeleriniz var mı?

Editör: TE Bilişim