Ankara’dan uçakla sabah saatlerinde Adana Havalimanı’na gelen Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’yi Adana Valisi Süleyman Elban ve beraberindeki heyet karşıladı. Bakan Pakdemir ve Vali Elban, ilk olarak kentte restore edilen Tarihi Kız Lisesi’ni gezdi. Heyet daha sonra Çukurova Üniversitesi Mithat Özhan Amfisi’nde düzenlenen ‘İklim Değişiklerinin Bitkisel Üretime Etkisi’ toplantısına katıldı. Toplantıya Bakan Pakdemirli ve Vali Elban’ın yanı sıra AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Julide Sarıeroğlu, Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Meryem Tuncel, iş sektörü temsilcileri, çiftçiler ve davetliler katıldı.

'İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN YIKICI ETKİLERİNİ HİSSEDİYORUZ'

Toplantıda konuşan Bakan Pakdemirli, dünya genelinde yaşanan iklim krizine dikkat çekerek, “Son yüzyıla, dünyada nüfus artışı, sanayileşme, plansız kentleşme ve endüstriyel tarımın yükselişiyle birlikte ekosistem ve doğal kaynaklar üzerindeki baskı da giderek artmıştır. Bu yoğun üretim sürecinin çevreye ve atmosfere verdiği tahribatla, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin yıkıcı etkileri artık ciddi boyutlarda hissediyoruz. IPCC 6’ncı Değerlendirme Raporu'na göre, sanayi devriminden bugüne, yani yaklaşık 200 yıldır dünya ortalama sıcaklığı 1,1 derece arttı. Son 10 yıl ise, tüm zamanların en sıcak dönemi oldu. Küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle artık, kuvvetli fırtınalara, aşırı yağışa, yoğun sıcak hava dalgalarına ve uzun kuraklıklara daha sık şahit oluyoruz. Son 50 yılda; sel, fırtına, kuraklık gibi doğal afetlerin sayısı 5 kat arttı. Dünyada son 20 yılda en az 1 milyar 650 milyon insan selden, 1 milyar 430 milyon insan kuraklıktan etkilendi. Eğer tedbir alınmazsa, 2050 yılında iklim değişikliği ile birlikte dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 20’sinin sel riski ile karşı karşıya kalacağı, nüfusun yarısının ise susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceği öngörülüyor" dedi.

'5-6 YILDA BİR KARŞIMIZA ÇIKACAK'

İklim değişikliğinin etkisiyle kuraklığın sıklık, süre ve şiddetinde artış yaşanması beklendiğini söyleyen Bakan Pakdemirli, şöyle devam etti:

"Daha önce her 10 yılda bir yaşanan kuraklıklar, bundan sonra 5-6 yılda bir karşımıza çıkacak. O nedenle; tarım, orman ve su alanında iklim değişikliğinin etkilerini azaltacak tedbirleri almak, küresel ısınmayı azaltacak üretim yöntemlerine geçmek ve doğal kaynakları verimli kullanmak, artık bir tercih değil, bir zorunluluk haline gelmiştir. Tarımı dönüştürüp, ormanı güçlendirip, suyun verimli kullanımını sağlayarak, değişen iklim koşullarına hazır olacağız. Ayrıca; iklim değişikliği ve pandemi süreci, tarım ve gıda piyasalarını önemli ölçüde etkilemektedir. Başta gübre, yem ve enerji olmak üzere birçok emtiada dünya fiyatları artış göstermiştir. Biz tarımsal ürünlerdeki bu artışları, yurt içi ve yurt dışı piyasaları bakanlık olarak faaliyete geçirdiğimiz ürün masaları vasıtasıyla, üretimin her anını yakından takip ediyoruz. Politikalarımızı bu birimden çıkacak değerlendirme raporlarına göre oluşturuyoruz. Bundan dolayı; üreticilerimiz, maliyetlerindeki artıştan endişe etmesin, gönüllerini ferah tutsunlar. Tohumu toprakla buluşturmaya devam etsinler. Çiftçimizin alın teri karşılıksız kalmayacak, mahsulleri maliyetlerinin üzerinde değer bulacaktır. Tarımsal destekler yanında, uyguladığımız alım fiyatları ile her zaman çiftçimizin yanında olduk, olmaya devam edeceğiz. Üreticimizi koruyan, tüketicimizi kollayan politikalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz."

ETKİLERİNİ AZALTMAK İÇİN ÇALIŞMALAR GÜÇLENDİRİLECEK

2050 yılındaki nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak için bugünkünden yüzde 60 daha fazla üretmek gerektiğini bunun için de yüzde 15 daha fazla su kullanmak zorunda olunacağını ifade eden Bakan Pakdemirli, "Bu ihtiyaca, iklim değişikliğinin etkilerini de katarak, hem politikalarımızı, hem de sahadaki projelerimizi doğru planlamalı ve etkin şekilde uygulamalıyız. 2019 yılında 15 yıl aradan sonra yaptığımız 3’üncü Tarım Orman Şurası'ndaki konular içerisinde iklim değişikliği, ana başlıklardan biri olarak yer alıyor. Cumhurbaşkanımızın da hafta başında açıkladığı üzere, yeşil kalkınma devrimi hedefi çerçevesinde, iklim değişikliği konusunda tarihî bir adım atıyoruz. Paris Anlaşması onaylanmak üzere, yeni yasama yılının başlamasıyla Gazi Meclisimize sunulacaktır. İnşallah kasım ayında Glasgow’da yapılacak İklim Değişikliği Zirvesi’ne kadar onay süreci tamamlanmış olacak. Daha önce Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı’na uyum için eylem planını başlatmıştık. Şimdi de bunu Paris İklim Anlaşması ile orta ve uzun vadeli hedef haline getiriyoruz. Bu kapsamda bizler de Tarım ve Orman Bakanlığı olarak, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmaya yönelik çalışmalarımızı daha da geliştirecek ve uzun vadeli planlarla daha da güçlendireceğiz" dedi.

SEYHAN BARAJ GÖLÜ’NE BALIK BIRAKTI

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Adana ziyaretleri kapsamında, beraberindeki heyetle Seyhan Baraj Gölü’ne balık bıraktı. Kovalara doldurulan balıkları göle dökmeden önce konuşan Bakan Pakdemirli, “Bu sene 50 milyon balığı iç sulara ve denizlere bırakmayı hedefliyoruz. Tabi ki ülkemizin 3 tarafı denizlerle çevrili. Tabi bir de iç sularımız var ve bu iç suların daha iyi değerlendirilmesiyle ilgili ciddi balıklandırma faaliyeti başlattık. Bu sene hedefimiz, en az 50 milyon balığı bırakmak. Denizlerimizin ve iç sularımızın zenginliğini artırmak için sulara bırakıyor olacağız. Bu zenginliği sağlamakla birlikte ekosisteme de bu işin çok ciddi faydası var. Marmara’da bu sene yaşadıklarımızı biliyorsunuz. O nedenle hem iç sularımızda hem de denizlerimizde ne kadar canlı yaşarsa iyi” dedi.

Kaynak: dha