Son Mühür / Atakan Başpehlivan KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Bülent Karakaş, Memur Sen’in toplu iş sözleşmesi sürecindeki tavırlarını eleştirerek, konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu ve iktidarı eleştirdi.
Bülent Karakaş: Zam oranları 2 yıl içinde trajikomik oranlara dönüşecek
6,5 milyonun hakkının emeği ve geleceği iki boyunca peşkeş çekileceğini aktaran KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Bülent Karakaş, “Memur-Sen, sefalette bütün kamu emekçilerini 7 dönemdir eşitlediği gibi bu dönemde aynısını yapıyor. 2026-2027 yılları bütün kamu emekçileri ve emeklileri için zor geçecek. Çünkü şu anda zaten milyonlarca kamu emekçisi yoksulluk sınırının altında, milyonlarca kamu emeklisi ise açlık sınırının altında maaş atıyor. Dolayısıyla şu anda komik olan zam oranları 2 yıl içinde trajikomik oranlara dönüşecek.
6.5 milyonun hakkı, emeği ve geleceği 2 yıl boyunca sermayedarlara peşkeş çekilecek. Kamu emekçisi ve emeklilerinin hakkı ve emeği hiçleştirilip kendilerinin ve çocuklarının geleceği karartılıyor. Memur Sen başkanı Hakem Heyetine başvuru yapmayacağız dedikten 24 saat sonra Hakem Heyetine 2 üye gönderdi. Memur-Sen bunun için şunu gerekçe gösteriyor: ‘Anlaştığımız 58 madde var, bunları heba edemezdik’ Kamu emekçilerine devasa kazanımlar (.) sunan bu 58 madde ise bilinmiyor. Bu 58 madde 2 yılda kaybettiklerimizden daha mı önemli?” diye konuştu.
“Yetkili sendikaya Hakem Kuruluna gitmemesi için çağrı yapmıştık”
Son olarak, Memur Sen’in hakem kuruluna üye gönderme kararını eleştiren Bülent Karakaş, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Hakem Kurulunun 11 üyesinin 6'sını doğrudan, 1'ini ise dolaylı olmak üzere 7'sini Cumhurbaşkanı seçiyor. Dolayısıyla KESK olarak Hakem Kurulunun objektif olmayacağını bildiğimiz için toplu sözleşmede uzlaşma sağlanamazsa günlerce önceden 18 Ağustos’ta iş bırakma kararı aldığımız BASK, HAK-Sen, ASİM-Sen, YURT-Sen sendika ve konfederasyonları olarak yetkili sendikaya Hakem Kuruluna gitmemesi için çağrı yapmıştık.
Memur Sen yetkili sendika olarak Hakem Kuruluna başvurmadı ancak toplantı için 2 üyesini gönderdi. Bunu ancak ‘bu ne perhiz bu ne lahana turşusu’ deyimiyle açıklayabiliriz. Yetkili sendika 2 üyesini ve Kamu Sen 1 üyesini göndermeseydi Hakem Kurulu toplanamayacak ve sorun Meclise taşınacaktı. Böylesi bir durum hem Hakem Kurulunu hem de toplu sözleşme sürecini tartışılır hale getirirdi. Bu da bizim KESK olarak yıllarca söylediğimiz birleşik bir emek mücadelesi ile 4688 sayılı Sendika yasasının değiştirilmesini, grevli toplu sözleşme hakkımızı almamızı sağlayabilirdi.
Ancak Memur-Sen ve Kamu-Sen bu toplantıya üye göndermekle hem Hakem Kurulunu tekrardan meşrulaştırdı hem de bu kamu emekçilerinin ve emeklilerinin yıllardır istediği kazanımların önüne geçmiş oldular. Biz KESK olarak kamu emekçilerinin ve emeklilerinin haklarını, emeklerini ve geleceğini savunmaya devam edeceğiz. Bunun için birleşik bir emek mücadelelesinin kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Bu doğrultuda İzmir'de KESK İzmir Şubeler Platformu olarak diğer kamu sendikaları ile emekli sendikalarıyla sürekli dayanışma halindeyiz ve eylem birliğimiz oluyor.”