Son Mühür Haber Merkezi/ Güleser Yaren Karaaslan Selçuk Pamucak Sahili’nin şu anki durumundan bahseden Gazeteci Kemal Önderoğlu, “Selçuk bayram’da çok kalabalıktı ama Selçuk ile ilgili çok büyük olumsuzluklar yaşanıyor. 7 kilometrelik Pamucak Sahili ne yazıkki ikilem yüzünden yani iktidar partisinin elindeki bazı birimler ve yerel yönetim arasında ki uyuşmazlık yüzünden turizmimiz etkileniyor. Seçuk 2 milyona yakın ziyaretçi ağırlıyan bir ilçe ve üstelik Selçuk dünyayı ağırlıyor. Pamucak koyu boyunca beş yıldızlı oteller doludur. Dün sabah bir yürüyüşe çıktım inan ki utandım. Bayram tatilinde gelenlerin attıkları çöpler ile dolu Pamucak Sahili. Aklınıza ne gelirse çocuk bezinden tutun, şişeler, kutular, kağıtlar ve naylon torbalar bunların hepsi Pamucak Sahilinde. Sahil boyunca oteller, tesisler ve kamp alanları var ama koyu bir görün içiniz sızlar. Türkiye için yapılabilecek en büyük hasar ve en büyük kötülük orada. Oteller kendi önlerini temizliyorlar ama örneğin iki otelin arasında boşluk var orda da insanlar geliyor kamp yapıyorlar kalktıkları yerde aynı çöplerini bırakıp gitmişler. Biliyorsunuz ki sahil Varlık Fonuna bağlandı. Onlar mı yapıcak? Büyükşehir Belediyesi mi yapıcak? Selçuk Belediyesi mi yapıcak? Ya da oteller bir şirket kurmuşlardı koyu temizlemek adına onlar mı yapıcak? Bu duruma hiçbiri el atmıyor.Herkes birbirinden bekliyor. Ayın 19’undan itibaren de Pamucak Koyun da gençlerin gelebileceği katılmak istiyeceği çok güzel eğlenceler başlayacak” dedi.

“Devlet, Pamucak Sahiline moloz döktü...”

Önderoğlu, “Binali Yıldırım’ın partinin başında olduğu dönemlerde hedefleri de 2023’te Efes Antik Kanal Projesi bitecekti. Bakın 35 İzmir 35 proje diye bir planları vardı ve bu projelerinin arasında Efes Antik Limanı diye bir proje mevcut. Afişinde yazanlar şu şekilde, ‘Efes’in denize olan özlemi son buluyor. Efes tarihte kurulmuş dünyanın en büyük şehirlerinden biri, limanı ile yüz yıllardır denizcilerin uğrak noktası olmuş en meşhur şehirlerden. Bin yıldır görmemiş tekne görmemiş Antik Efes Limanı canlanıyor. Efes limanına kavuşuyor ve özlem sonbuluyor. Tahmini proje yatırım miktarı 60 milyon TL yaklaşık proje süre 18 ay proje sürecinde istihdam 150 kişi istihdam edilecek. Proje sonrası istihdam ise 250 kişi iş yapacak ve ekonomiye toplan katkısı ise 15 milyon TL olacak’ şunu söylemek istiyorum. Şu an ki halini göreceksiniz, inşaat  durduruldu. Bir havuz gibi beton güzel bir şey yapıldı ama devamı durduruldu. Durdurulunca içindeki su şu anda sivrisinek üretiyor. Sahil boyunca ki işletmeler bu durumdan bıkmış durumda. Burda ilaçlama yapılamıyor. Selçuk belediye başkanı diyor ilaçlama yapamıyoruz, devlet su işlerine ait çünkü orası ve oraya giremiyoruz. Kanalı yaparlarken özellikle orada ki iş makinası 7 tane otele ve 3 tane de siteye su giden boruyu patlattı ve bıraktı gitti. Üstelik borunuzu oraya koymasaydınız denildi. O 7 tesis ve 3 tane site o sitedeki ki yaklaşık 300 hane günlerce sussuz kaldılar. Biraz uğraşlarımız sonucu İZSU geldi. 2 gün boyunca sabahlara kadar çalıştı bu ekipler ve problemi hallettiler. Devler su işlerin hiçbir katkısı olmadı üstelik özür dahi dilelemedi.  Kanal projesinde ki ordan çıkan bütün molozları o güzelim Pamucak Sahiline döktüler. Çamur ve pislik içerisinde. O molozları dökücek uygun yerler vardı ama siz tabiat güzeli olan doğal yapısı bozulmamış yere gelip döktünüz. Çok yanlış bir zaman da mühürlendi orası normalde bu zamanlarda orası kupkuru olurdu. İnsanlar oraya gidip deniz börülcesi toplar, hayvancılık yapanlar hayvanlarını oraya götürürlerdi fakat şu an orası göl gibi ve inanılmaz sivrsinek üretiyor. İlaçlamada yapılamıyor arılar var. Arılara zarar vericfek. Biliyorsunuz ki Seçuk ilçesi ayva, mandalina ve şeftali konusunda Türkiye’nin en gözde ilçelerinden birisidir. Yerel yönetim de devletin idare ettiği bir proje olduğu için müdahale edemiyor” diyerek sözlerine devam etti.

ESHOT kalitede uluslararası standardı yakaladı: 5 belge ile hizmet kalitesini tescilledi! ESHOT kalitede uluslararası standardı yakaladı: 5 belge ile hizmet kalitesini tescilledi!

“Pamucak’ta tesislerde kalanların çoğu yabancı”

“Biz iki tane televizyonlarda takip ettiğimiz Türkiye’nin eflasyonlarını veren iki tane kuruş var. Biri TÜİK biri ENAG. TÜİK ile ENAG’ın %50 üç nokta küsürlerde diğeri ise beş nokta küsürlerde şimdi bunların hangisi doğru? Şimdi gelelim yıllık enflasyona bakıyorsun biri %38 verdi diğeri %56 verdi. İktidar neyi takip ediyor? Kendine bağlı olan TÜİK’i takip ediyor tabii ki ve ona göre değerlendirme yapıyor. TÜİK’te biraz sivrilmeye başlayıp azıcık piyasayı yapayım yükseltiyim diyince hemen hepsini görevden alıp, kendi adamlarını alıp oturtuyorlar. Bunu hepimiz çok iyi öğrendik.Bizi izleyenlerde bunu çok iyi takip etsinler. A partisi B partisi C partisi diye herhangi bir taraf tutmuyoruz. Biz bu ülkenin insanıın mutlu güzellikler içerisinde yaşamasını istiyoruz. Pamucak’ta tesislerde kalanların çoğu yabancı, %15 falan belki yerli. Yerli olanlarda şirketler tarafından gönderilendlerdir. Kendi imkanları ile gelmesi çok zor. Nerden alıyosun derseniz de park eden arabaların plakalarından anlıyoruz. Bir pirincin fiyatı olmuş 102 lira. Pirincin detayını hatırlamıyorum fakat sonuçta pirinç bu kilosu da 102 lira. Şu an en ucuz pirinç 30-35 liranın altında değil. Bamyanın fiyatı olmuş 90 lira. Ekonomiyi yönetenlerin hakikatten işi de çok zor ama neden bu hale geldik? Türkiye neden bu hale geldi hiç sorguladınız mı? Kuşadası bölgesinde ki tatil yerlerine Romanyalı, Bulgaristanlı, Macar, Alman, Fransızlar geliyorlar. Paramız o kadar düştü ki onun bir lirasıyla o burada dünyanın malını alıyor gidiyor. Eskiden 80’li yılların ortasında Pamucak Sahiline gelmiştik. Ben o zaman çadırla başladım karavanla döndüm. Polonyalılar gelirlerdi, elelrinde dolu eşyalarla gelirlerdi. Biz onlardan bunları satın alırdık. Şimdi tersine döndü. Onlar geliyor valizlerini dolurup gidiyorlar. Samanımıza kadar dışardan alan ülke haline getirildik.”

“Biz kendi insanımızı koruyamıyoruz”

Önderoğlu, “Memurlaya yapılan zam hakikatten güzel. Devletin yönetimi onların elinde. Devlet memurlarına hakikatten çok önem ve değer vermemiz gerekiyor. Yoksul ve rüşvet yiyecek hale getirmemiz gerekiyor. Zam için çok geç bile kalındı. Hatırlarsanız Turgut Özal’ın bir cümle kullanmıştı ‘Benim memurum işini bilir’ diye işte şu anda öyle olmaması lazım. Ne yazıkki artık sanayiciler bile asgari ücretli eleman almıyor yanlarına. Suriyeli, Afganistanlıları alıyor. Yani diyor ki ben asgari ücretle çalışan kişiye yol yemek parasıylşa birlikte 15 bin lira vericem bunun yerine 8 bin 9 bin liraya iki tane Suriyeli var onları çalıştıryorum.  Biz kendi insanımızı koruyamıyoruz. Bizim ülkemize gelmiş 13 milyon civarı mülteciyi alıyoruz. Bu insanlar nasıl yaşamlarını sürdürebiliyor, ne yapıyorlar? Bizim üniversite mezunu çocuklarımız temlikçilik yapıyorlar, akaryakıt istasyonlarında pompacılık yapıyorlar“

“Ekim ayından itibaren istihdam problemi artıcak”

“Türkiye’de şu anda bizi yönetenleri de dışardan yönetiyorlar galiba ama ne yapıyor? En verimli arazisine getirip organize sanayi bölgelerini kuruyoruz. Torbalı’ya bağlı olan Pancar’da organize sanayi bölgesi kuruldu. Bunları kuranlardan birisi de bizim Ticaret Odası Başkanımızdır. Olduğu yeri gidin görün evlerin arazilerin olduğu yerde. Neden böyle bir şeye yöneldik? Şu anda organize sanayi bölgelerinde %30’a yakını boş kiralık ya da satılık ve tahmin ediyorumki ekim ayından itibarende bir çok iş yeri kapanıcak. Ekim ayından itibaren istihdam problemi artıcak , organize sanayi bölgeleri daha çok boşalacak. Sanayilerin bıktığı döneme girdik. Hepsi isyan ediyor ve diyorlar ki ekim ya da kasım ayından itibaren çoğumuz işyerimizi kapatıcaz diyorlar.“

Siyaset çok çirin bir vaziyette”

“Türkiye’de siyaset çok çirkin bir vaziyette yapılıyor. Süleyman Dermirel ve Bülent Ecevit dönemini düşünüyorum. Ne kadar ilkeliydiler ne kadar güzellerdi. Zıt görüşteydiler ama gelip moderatör eşliğinde siyaseti tartışıyorlardı, Türkiye’nin gelişmesini ya da ekonomiyi konuşuyorlardı. Rahatlıkla fikirlerini öne sürerek siyaset yapabiliyorlardı. Şimdi nereden nereye geldik. Önceden Demirel’e çok kızardım ama şimdi Demirel’i arıyorum. Necmettin Erbakan şu anda ki iktidardakilerin hocasıdır ama bunlar hocalarını bile bir kenara itleyerek öne çıkıp çok farklı düzen içerisine getirdiler. Şu an siyaset çok çirkin bir vaziyete geldi. İYİ Parti’nin meclise girmesini sağlayan ana muhalifet pasrtisiydi. Ana muhalefet partisi 15 tane milletvekili vermeseydi İYİ Parti gibi bir parti meclise girebilecek miydi? Altı masa içerisinde en saygı duyduğum kişi hiç beklemediğimiz halde Temel Karamollaoğlu’ydu. Kendisi tekstil mühendisi ve Türkiye’ye çok başarılı işler yapmış bir insandır. Şu an siyasetin geldiği boyuta bakıyorsunuz, CHP’nin içerisinden 70’li yıllarda Güven Partisi ile DSP çıktı. Şu an ana muhalefet partisinin en büyük düşmanı kim? İçerisinde ki fraksiyonlar yani kendileridir. İktidarın şu an istediği tek şey İstanbul Belediye Başkanlığını almak. İzmir ülkenin geleceğini en çok düşünen şehirdir. Bu yüzden İzmir’in yerel seçimlerde ne yapacağı hiç belli olmaz. Tamamen çıkaracakları adaya bağlı olacaktır. Sonuç olarak siyaseti bu çirkin boyutlardan kurtarıp kendimize saygıve sevgi göstermeyi öğrenmemiz lazım” diyerek sözlerini tamamladı.

Editör: Yaren Karaaslan