Son Mühür/Gamze Eskiköy- DEM Parti İzmir, son dönemde Türkiye’nin farklı şehirlerinde katledilen kadınları anmak için bugün Sümerbank önünde buluştu. Ellerinde pankartlar taşıyan kadınlar, burada attıkları sloganlarla kadın cinayetlerine tepki gösterdi.
Sümerbank önündeki buluşmanın ardından Konak İskele’ye yürüyen kadınlar, üzerinde Ayşenur İkbal, Ecem Seçkin, Fazile Çavdar, Pınar Gültekin, Aysın Candan, Rojin Kabaiş, Gülistan Doku, Serpil Ergündik, Zehra Bardak, Saşiha Akkaş, Ayşe Tonyaz, Şerife Erdal ve Tuba Kul’un isimlerinin yer aldığı dövizleri taşıdı. Pankartta, her bir kadının hangi gerekçelerle öldürüldüğüne dair ifadeler de yer aldı. Ayrıca kadınlara ait kolye obje krem figürleri yer aldı.
Kadınlar, yürüyüş boyunca hem öldürülen kadınların isimlerini hem de onlara yöneltilen şiddetin nedenlerini hatırlatarak, “Kadın cinayetleri politiktir” mesajı verdi.
“Bu cinayetler medyanın doğrudan sorumluluğundandır”
Ardından basın açıklamasını okuyan DEM Parti İzmir Kadın sözcüsü Türkan Aslan Ağaç, şu sözlere yer verdi:
Kadınların yaşamlarını korumayan erkek egemen sistem, kadına yönelik şiddet ve katliamların önlenmesi için çıkarılan yasaların uygulanmaması, cezasızlık politikaları kadınları içinden çıkamayacağı bir şiddet sarmalına mahkûm etmektedir.
Temmuz ayında 31 kadın cinayetinin işlenmesi, 30 kadının şüpheli şekilde yaşamını yitirmesi sadece erkek şiddeti ile açıklanacak bir şey değildir. Her gün bir kadın, boşanmak istediği, hayır dediği, yaşamak istediği için katlediliyor. Bu cinayetler münferit değil; devletin, adalet mekanizmasının, kolluk güçlerinin, medyanın doğrudan sorumluluğunda gerçekleşiyor.
İktidar eliyle kadınların haklarına ve kazanımlarına yönelik saldırılar, kadınları aile içinde hapsetmek isteyen yasal düzenlemeler, kayyum atamalarıyla kadın iradesinin yok edilmesi, kadınların nasıl giyineceğine dair Diyanet’in söylemleri, kadın bedenine yöneltilmiş doğrudan bir saldırıdır. Nafaka ve soyadı hakkına yönelik saldırılar, boşanmayı zorlaştıran yasal düzenlemeler, boşanma aşamasındaki kadının miras hakkına dahi göz diken uygulamalar bunun en açık göstergesidir”
