Silivri Adliyesi’nde yürüttüğü görevle tanınan Cumhuriyet Savcısı Burhan Bıçkı’nın beklenmedik ölümü, yalnızca ailesini ve meslektaşlarını değil, tüm adalet sistemini etkileyen acı bir gelişme olarak kayıtlara geçti. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un sosyal medya üzerinden duyurduğu vefat haberi, Türkiye genelinde büyük üzüntü yaratırken, meslektaşları ve vatandaşlar tarafından da derin bir hüzünle karşılandı. Görevi başındayken geçirdiği rahatsızlık sonucu yaşamını yitiren Bıçkı'nın ölümü, hukuk camiasında görevine sadakati ve mesleğine duyduğu özveriyle tanınan bir savcının kaybedilmesinin getirdiği acı tabloyu gözler önüne serdi.
Silivri Adliyesi’nde Görevli Cumhuriyet Savcısı Hayatını Kaybetti
İstanbul’un Silivri ilçesinde bulunan adliyede Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan Burhan Bıçkı’nın geçirdiği bir sağlık problemi neticesinde yaşamını yitirdiği haberi, kısa sürede yargı dünyasında geniş yankı buldu. Her gün adaletin tesisi için çalışan, soruşturmaların etkin ve adil şekilde yürütülmesini sağlayan önemli bir isim olan Bıçkı'nın ani ölümü, görev yaptığı adliyede büyük bir boşluk yarattı. Savcılığın yüksek tempolu ve stresli ortamında görevine sadık bir şekilde devam eden Burhan Bıçkı'nın hayatını kaybetmesi, yargı çalışanları arasında derin bir sarsıntıya neden oldu.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un konuyla ilgili sosyal medya platformu üzerinden yaptığı açıklamada, duygularını kamuoyu ile paylaşması dikkat çekti. Bakan Tunç, yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi:
“Silivri Adliyesinde görevli Cumhuriyet Savcımız Burhan Bıçkı’nın geçirdiği bir rahatsızlık nedeniyle vefatını derin bir teessürle öğrendim. Merhum Savcımıza Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve yargı camiamıza sabır ve başsağlığı diliyorum. Mekanı cennet olsun.”
Bu ifadeler, yalnızca bir taziye mesajı olmanın ötesinde, aynı zamanda merhum savcının mesleğine verdiği önemin ve camiada bıraktığı izlenimin bir yansıması olarak yorumlandı.
Yargı Camiasında Derin Üzüntü Yarattı
Cumhuriyet Savcısı Burhan Bıçkı'nın vefatıyla birlikte, Türkiye'nin adalet sistemine uzun yıllarını vermiş bir yargı mensubunun kaybı, adliye koridorlarında ve hukukçular arasında hissedilir bir boşluk doğurdu. Savcı Bıçkı'nın mesleki hayatı boyunca sergilediği titiz yaklaşımı, dosyalara gösterdiği hassasiyet ve hukuki meselelerde sergilediği tarafsız tutum, onun meslektaşları tarafından takdirle karşılanmaktaydı.
Bu gibi durumlar, adalet sisteminde görev yapan her bireyin mesleki sorumlulukları kadar, insan olarak yaşadıkları sorunlara ve sağlık koşullarına da dikkat edilmesi gerektiğini bir kez daha gündeme taşımış oldu. Bıçkı’nın geçirdiği rahatsızlıkla ilgili detaylar kamuoyuyla paylaşılmamış olsa da, ani vefatının bir sağlık sorunu nedeniyle gerçekleştiği net olarak ifade edildi. Bu durum, hukuk camiasında çalışan bireylerin karşılaştığı stres faktörlerini ve iş yükünü yeniden gündeme getirdi.





