Son Mühür Haber Merkezi/ Melekşah Tufaner Son Mühür TV’de ‘Sanatın Renkleri’ programının bu haftaki konuğu, Sinemacı- Yönetmen Cenker Ekemen oldu.  

Programa kendini tanıtarak başlayan Cenker Ekemen, “Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Sinema TV mezunuyum. 2008 yılında mezun oldum. Öncesinde başka üniversite bölümlerinde de okudum, arkeoloji geçmişim de vardır ama sinema yapmak istedim. 2003’te Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Sinema bölümüne girdim. Çok iyi bir eğitim aldığımı düşünüyorum orada. İyi bir okul, iyi bir fakülte. Sonrasında çeşitli sinema filmlerinde görev aldım asistan ve yardımcı yönetmen olarak. Sonra da bir şekilde yapım ekibinde görev aldım yapım koordinatörlüğü, uygulayıcı yapımcılık falan. Bu süreçte çok fazla film çekme şansım olmadı sadece öğrenciyken Türkiye’nin ilk uzun metrajlı filmini yapmıştık dostlarımızla. Onun bir bölümünü ben çekmiştim, beş yönetmek çalışmıştık orada. Sonra bu film bir daha çekildi. Güzel günler göreceğiz diye dört dalda Altın Portakal aldı. Öğrencilikte yaptığımızdan sonra güzel bir uyarlama oldu. Kariyerim böyle daha çok reklam, klip, belgesel üzerinden şekillendi geçmişim. Hep fırsat bulup bir drama yapmayı hayal etim zaten bölüme girme motivasyonumda oydu. Umarım yakın zamanda da kendi yazıp yönettiğim sinema filmini çekeceğim” dedi. 

“12 İyon kentini de anlatmak istedik” 

Ekemen, “Birkaç tane belgeselim var. “İki yaka dört kulüp” diye bir belgesel çalışmamız vardı. Türkiye’de kurulan Yunanistan’da devam eden futbol kulüplerini anlatan bir belgesel. Göç teması üzerinden hikâyeyi anlattık. Doğa ve tarih ile ilgili belgesellerimiz oldu. Smryna, Teos’u anlatan belgeseller... 12 İyon kentini anlatmak istediğimiz bir belgesel vardı ama o zamanlar bu ülkede enteresan şeyler olunca projemiz durduruldu. Umarım tekrar yaparız” ifadelerini kullandı. 

Madencilerle ilgili çekeceğim çalışmam var” 

“Şu an çok yakın dostumun sinema filmi var onu bitirdi, kurguda, yakın zamanda da çıkacak. Onunla ilgili bir çalışmamız var. Onunla ilgili hala sponsorluk görüşmeleri yapıyoruz. “Bağlar, kökler, tutkular” diye göç temasını işlediği çok güzel bir sinema filmi oldu. Benim de madencilerle ilgili yakın zamanda çekmeye başlayacağım bir çalışmam var. Sonbaharda çekimi, kurgusu vs. ile bitirmeyi düşünüyorum. Biraz senaryonun toplaması lazım çünkü madenle ilgili teknik bilgilere sahip olmak lazım ki hep çekim de hem hikâyede gerçeğe yakın şeyler yapalım. Hikâyede oynamaya devam ediyorum. Çekimlere başlayacağım, çekimlerin de çok uzun sürmeyeceğini düşünüyorum, sponsorlukla çekeceğim çalışmayı. “ 

“Bir filmin yapımının birkaç nedeni olabilir” 

Ekemen, “Bence üniversite okumak iyi bir film çekmek için şart değil. Okul size belli bir dönem bir şeye yoğunlaşma fırsatı verir. Sinemanın en iyi hali pratik yapmaktır. Türkiye bu konuda çok zengin bir ülke hikâye yazan için. Sadece bakmayı iyi bilmek gerekiyor. Sinema okumadan önce başka bir bölümde okumanın avantajlarını da yaşadım. Ondan önce politik bir mücadelem oldu yaşamımın bir bölümünde ondan biraz beslendim. Ben anlatılması gereken şeyler olduğunu düşünerek sinemayı da okudum. Bir sinema filmi bir şeyi ortaya koymak zorunda değil. Bazen filmde bir tespit yaparsın, bazen sadece olanı gösterirsiniz. Bazen de insanlara aramaları için bir konuyu tartıştırmak istersiniz. Bir filmin yapımının birkaç nedeni olabilir ya da bir yönetmen farklı farklı amaçlarla filmler yapabilir.” 

“Yılmaz Güney sinemayı sevmemi sağlamıştır” 

Gezi İstanbul ile İstanbul'u yeniden keşfedin! Tarihi ve kültürel hazineler gençleri bekliyor! Gezi İstanbul ile İstanbul'u yeniden keşfedin! Tarihi ve kültürel hazineler gençleri bekliyor!

Yılmaz Güney filmleri bizim dönemimizde yasaklıydı ama bir şekilde izlemeyi başarıyorduk. Sonradan bazı konularda rahatlamaya başladı Türkiye. Yol filmini ilk defa yasak kalktıktan sonra izlemiştik, yeni versiyonu ile. Yılmaz Güney sinemasından ziyade adının peşinden gittiğimiz birisiydi. Sevdiğim kadar eleştirdiğim filmleri de var. Arkadaş filmi mesela çok mesaj kaygısı ile çekilmiş bir film. Orada erkek egemen bir tavır var. Ama onu dönemi içerisinde değerlendirdiğimde bir yere oturuyor.” 

“İzmir'de yatırımcı bulmak zor” 

Ekemen, “Bugüne kadar çalıştığım belgeselleri çok sevdim. Ama onun dışında reklam ve klip üzerinde çalıştığım için şunda çok iyi yaptım diyebileceğim şeyler yok. Ben Altay’lıyım, Altay için gönüllü yaptığım şeyler var onları çok seviyorum mesela. İzmir'de yatırımcı bulmak zor. İstanbul'da nereyi dönseniz anında bir set görebileceğiniz şehirle, yılda birkaç filmin çekildiği şehir arasında fark var” diye konuştu.  

Editör: MELEKŞAH TUFANER