Son Mühür - Ayşegül Koç / İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Atilla Acar Son Mühür TV’de yayınlanan Hayatın Nabzı programında Kemal Kamburoğlu’nun sorularını yanıtladı. Acar, programda Trump'ın ekonomik yaklaşımlarının Türkiye ve dünya üzerindeki etkilerini değerlendirdi. ABD ve Çin ekonomilerinin küresel etkisini vurgulayarak, Amerika'nın bütçe açığını kapatmak için gerilimden faydalandığını belirtti. Bu ülkelerdeki küçük bir hareketliliğin tüm dünyayı etkileyebileceğini vurguladı. Askeri ve ekonomik çıkarların iç içe geçtiğini, bu durumun çatışma bölgelerine olan ihtiyacı artırdığını söyledi. Amerika'nın ekonomik dengesinin sarsıldığını ve savaş ekonomisinden çıkmakta zorlandığını ifade etti.
Acar, Trump'ın kararlarının sadece Amerika'yı değil, tüm dünyayı etkilediğini, doların yükselmesi ve ticari kısıtlamaların ekonomik faaliyetleri olumsuz etkilediğini vurguladı. Gümrük vergilerinin artmasının altın gibi alternatif yatırım araçlarını güçlendirdiğini de ekledi. Son olarak, Gazze'deki hidrokarbon kaynaklarının bölgedeki gerilimleri artırabileceğini ve Türkiye'nin de bu durumdan etkilenebileceğini söyledi.
“Dünyanın gerilimde olması Amerika’nın işine geliyor”
Çin ve Amerika’nın dünya ekonomisinin yarısını hareket ettirdiğini vurgulayan Acar, “Orada olumlu ya da olumsuz küçük bir hareketlilik bütün dünyayı etkileyebilir. Amerika bütçesinde bir açıklık varsa bu açığın bir şekilde kapatılması lazım. Biz Türkiye için de aynı şeyi söylüyoruz. Bu açıklar yönetilebilir olmalı, bir şekilde kapatılabilmeli, ekonomiye yük olmamalı. Her sene gelen bir borç yükü ve açık olduğu zaman Amerikan ekonomisi buna bir kaynak bulmak zorunda kalıyor. Dünyanın gerilimde olması Amerika’nın işine geliyor. Savaş ekonomisi, bölgeleri, çatışma ortamları… Çünkü bu bölgeler için sürekli satış ihtimali, güvenlik şemsiyesi isteyen bölgeler konumunda oluyor bu bölgeler. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Güney Kore ve Japonya daha fazla güvenlik talep etmeye başladı. Amerikan savunma şemsiyesinin altına girdi bu ülkeler. O şemsiye altında bu ülkeler korunuyor. Sadece bu bölgeler üç milyar dolara korunuyor. Amerika’da askeri endüstriyel kompleks finans koridorlarıyla birlikte çalışıyor. Amerika buradaki işletmeleri kazandırmaya devam etmek zorunda. Bunun için gerilim, soğuk savaş, daha fazla güvenlik ihtiyacı, çatışma bölgeleri, Rusya, Gazze belki Balkanlar, öbür tarafta Çin, Hindistan, Pakistan, Afganistan gibi ülkelerde gerilimler olması Amerika’nın işine yarıyor” ifadelerini kullandı.
“Amerika’nın dengesi sarsılmaya başladı”
Amerika’nın dengesi sarsılmaya başladığını ve kendisine bir çıkış aradığını belirten Acar, “Daha önceki çıkış Sovyet bloku ve NATO idi. Bu ikisinin silahlanması, askeri eğitimleri, tatbikatları, bunun için düzenli bir askeri kompleks çalışıyordu. Ama şu anda soğuk savaş bitti diyoruz. Hangi bombayı kullanacaklarına dair hepsi birbirini hem haberdar ediyor bütün ülkeler İsrail’e verdikleri bombalarla. Bu aynı şekilde devam edecek Amerika savaş ekonomisinden kolay kolay çıkacak gibi de görünmüyor” şeklinde konuştu.
Trump’ın 2.0 dönemi Türkiye ekonomisini nasıl etkiler?
Acar, Amerika’nın ekonomik kararlarında sadece Amerika’nın taraf olmadığının görüldüğünü ifade ederek, “Amerika, Çin ile ilgili uygulamış olduğu kararlarda iki ülke ticareti aynı zamanda o ülkelerin hem tedarikçisi hem müşterisi olan bütün ülkeleri bir anda etkilemeye başlıyor. Amerika ile ticaret yapmıyoruz biz. Bizim Amerika ile sınırlı bir ticaretimiz var. Fakat bu bütün dünyadaki başka dengeler üzerine etki oluşturuyor. İki şey güçlenmeye başlıyor. Bir Amerika’nın kendi ekonomisi bu şekilde vergileri yükseltmeye başladığı zaman dolar yükseliyor. Doların yükselmesi bütün dünya ticaretinde dolara bağımlı olan bütün ekonomik aktivitelerin maliyetlerini artırıyor. İkincisi vergilerle korumacı bir ticaret ya da ticaret savaşı anlayışı ekonomik faaliyetlerin sekteye uğraması anlamına geliyor. Bu da başka araçlarım güçlenmesine yol açıyor. O da nedir, altın. Altın bir haftadır 300-400 dolar attı ons başına. Asgari ücret 630 dolar. Asgari ücret bu kadar artmış olmasına rağmen, Türkiye üretim, teknoloji, sektörel anlamda bu kadar 4-5 kat büyüdü mü? Bütün dengeleri alt üst eden bir uygulama başlıyor. İşte gümrük vergisi koyduğunuz zaman bir malın üzerindeki gümrüğü arttırmıyorsunuz, her şeyin fiyatlarında etkilenme başlıyor” dedi.
Küresel güç dengeleri askeri nasıl değişiyor?
Askeriyenin disiplinli ve hata yapmayan bir kurum olması gerektiğini vurgulayan Acar, Amerika'nın dünyayı savaşa sokarak ekonomik krizden çıkamayacağını belirterek, “Askerlik bir ülkenin en disiplinli kurumu olması gerekiyor. Bu disiplinli kurumun fire vermemesi, yanlış yapmaması gerekiyor. Hata olduğu zaman canınla ödüyorsun. Askeriyenin yaptığı hizmetler nehir gibi. Savunma sanayiinin üretmiş olduğu bilgiler dışarıda da kullanılmaya başlıyor. O gelişme ne kadar yaygın etki oluşturursa askeriye daha da çok güçleniyor. Hizmet alabiliyor, daha çok ürün geliştiriyor. Amerika dünyayı savaşa sokarak bu ekonomik krizden çıkabilme ihtimali var ancak bu savaşa giremez. Çünkü hiçbir ülke böyle bir şeyi göze alamaz. Sadece lokal çalışmalar olabilir, lokal çalışmaları desteklerler. Ondan sonra ülkelerin yeniden kendini geliştirmesini desteklerler. Arabulucu olurlar. O çarkın dönmesi lazım bunu da yaparlar. Arap dünyası buna muhtaç, bir kere Gazze buna muhtaç. Ukrayna yeniden imar edilecek. Oraların da bir trilyon dolarlık ihtiyaçları var. Dünya 10 yıllık 15 ile 20 trilyon dolarlık bir harcama yapabilecek kapasiteye sahip. Soru şurada oluşuyor bu pastadan payı en çok kim alacak?"
Kamburoğlu’nun, değerlere dönüş politikasının yaygınlaştığını ve Avrupa ülkelerinde ulusalcı bir felsefe gelişmeye başladığını belirterek, bu durumun Dünya ekonomisini gerçekten durgunluğa götürebilir mi, Dünya için kötü şeyler de getirebilir mi sorusuna karşılık Acar, “Biz her şeyi liberal ekonomilere yüklüyoruz ama liberal ekonomiler kurallı ekonomiler haline dönebilirse, kurallar işletilirse problemlerin önüne geçilir. Elon Musk muhtaç insanların sayısını azaltmak lazım, İnsanları üretebilecek haline getirelim diyor. Onları üretken hale getirirsek biz bağımlılıktan, dolayısıyla transferden kurtuluruz diyor. Elon Musk bürokrasinin elindeki bizi bloke etme araçlarını almamız için gerekli kanuni düzenlemeleri yapmamız lazım diyor. Hukuki düzenlemeyi meclis yapsın. Bürokrasi de engel olamasın diyor. Biz bu alanda da çalışma yapmamız lazım diyor” ifadesini kullandı.
Avrupa Trump ekonomisinden dolayı neden kaygılı?
Amerika'nın Çin'e uygulayacağı vergilerin küresel ekonomik dengeleri etkileyip, ham madde ve petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar yoluyla Türkiye dahil tüm dünyayı etkileyeceğini belirten Acar, “Çin’e yüzde 10 ya da 15 arasında vergi koyacağım dedi. Bu vergi konduğu zaman Çin ne yapacak, malı direkt olarak satarsa bu vergi ile satacak ama Çin malı Türkiye’ye sattı, Türkiye’den de Amerika’ya satarsa biz bu vergiyi ödemeyeceğiz. Gündemdeki ekonomik hareketlilik hammadde üzerinde, petrol fiyatlarında da etkili olacak. Gümrük vergilerinin artması, üretimin artması başka yerden telafi edilmesi lazım. Dünya ekonomisi için petrol fiyatları çok yüksek. Bunu düşürmek için ne yapmak lazım. Yeni arayışlar başlayacak. Ekonomideki hiçbir dengeleme aracı tek başına etkili olmuyor. Siz petrole dokunuyorsunuz değişiyor, hammaddeye dokunuyorsunuz nihai ürün değişmeye başlıyor. Dünya ekonomisinde dörtte bir paya sahip olan bir ekonomik büyüklüğün almış olduğu en küçük karar bile tüm dünyayı etkileyecek. Dolayısıyla Türkiye’yi de etkileyecek” vurgusu yaptı.
“Gazze’nin bulunduğu alan İsrail’in etki alanını kesiyor”
Son olarak Amerika’nın Gazze’ye çökmesindeki etken durumlardan birinin hidrokarbon yataklarının olma ihtimalinin olduğunu belirten Acar, “Gazze’nin bulunduğu alan İsrail’in etki alanını kesiyor. Münhasır ekonomik bölge dediğimiz bir şey var. Bunu en yakın Kıbrıs’ta yapabilirler. Türkiye ile yapabilirler. Orada Gazze’nin olması alanı azaltıyor. Oradaki hidrokarbon alanlarının kullanılması, denizaltı kaynaklarının kullanılması bakımından İsrail’e bunlar yeter ama yetmiyor. Trump’a yetmiyor. Dolayısıyla Akdeniz daha başka çatışmaların da kaynağı olacak. Türkiye’de bu çatışmalardan etkilenecek” şeklinde konuştu.





