CHP İzmir İl Danışma Kurulu’nda yapılan konuşmalara ön seçim tartışmaları damgasını vurdu. Yapılan konuşmaların çoğunda ön seçimin demokrasi gereği olduğu vurgusu yapılırken CHP İzmir Milletvekilleri Atila sertel ve Tacettin Bayır, ön seçim olmadığı takdirde bir sonraki seçimlerde aday olmayacaklarını belirttiler.

Öte yandan toplantıda konuşma yapan Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil tugay, ön seçim yönteminin daha önce uygulandığını ve katılımın düşük olduğunu hatırlatarak konuya ilişkin olumsuz görüş belirtti. Toplantıda yapılan konuşmalarda ayrıca bazı ilçelerde ilçe belediye başkanları ve ilçe başkanları arasındaki gerilimler de eleştirilerek tartışmaların sona ermesi gerektiği söylendi. 

“SANDIĞIN MUTLAKA GELMESİ GEREKİYOR” 

CHP 24. Ve 26. Dönem İzmir Milletvekili Musa Çam, CHP’nin her fırsatta erken seçim ve sandık çağrısı yaptığına dikkat çekerek ön seçimin yapılması gerektiğine vurgu yaptı ve “Biz de diyoruz. Biz de partinin içerisinde de sandığı getirin diyoruz. Ön seçim lazım. Siyasi partiler kanunu partilere yüzde 5 kontenjan hakkı vermiş. Vermeli, siyasi partiler de bunu kullanmalı. Ama bir kişi arka arkaya 3-4 defa kontenjanda olmamalı. Bunu arkadaşlarımızın da kabul etmemesi gerekiyor. Olmaz. Sandık koyulur, bütün üyeleri gider milletvekilini ve belediye başkanını seçer. Biz bunu söylediğimizde ‘Kentin yapısının bilmiyor musunuz’ deniliyor. Bu bize hakarettir, bu bütün üyelere hakarettir. Mahallenin delegeleri seçiliyor, onlar ilçeyi seçiyor, ilçe ili seçiyor. Kurultay delegeleri seçiliyor. O kurultay delegeleri Parti Meclisi de dahil olmak üzere en üst kademeye kadar seçiyor. Evet üye yapımıyla ilgi sorunlar vardır. Bunların çözülmesi gerekir, doğru. Ama ön seçimi ortadan kaldırmak ve bunları gerekçe yapmak, bize ve bir sol parti olarak CHP’ye yakışan bir şey değil. Mutlaka erken ya da zamanında önümüzdeki seçimlerde sandığı talep ediyoruz ve sandığın mutlaka gelmesi gerekiyor. Bazı milletvekilleri ‘Ekonomist gibi ön seçime mi gireceğiz’ diyor. Biz hiçbir arkadaşımızın milletvekili olmasına karşı değiliz. Ama sandık konulsun, üyelerimiz kimi milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesi yapmak istiyorsa elinizi vicdanınıza koyun gidin seçin. Biz de arkadaşımız sandıktan çıktı diyelim, elini kaldıralım, bizim milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesi adayımız budur diyelim” dedi.

“ÜYELERİN YÜZDE 50’SİNİN ALTINDA BİR KATILIM OLDU”

Çam’ın ardından konuşan Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, ön seçime ilişkin yapılan konuşmalara geçmişten bir örnekle yanıt verdi ve “İlk defa ben danışma kurulunda konuşuyorum. Ağzımda biraz acı bir tat ile konuşuyorum. Nedenini de söyleyeceğim. 2015’te yapılan ön seçimlerde hem ilde hem de başkanımızın yönetiminde, AR-GE grup başkanıydım. Aynı zamanda Karşıyaka ilçe başkan yardımcısıydım. Ön seçimin yapılması ile ilgili Genel Başkanımız karar verdikten sonra Aziz Başkanımız, Bayraklı’da bir açılışta sanırım kendisini İzmir’den bir ön seçime katılmaya davet etmişti. Onun da katılımıyla bizler için çok büyük onur verici ve keyifli bir süreç olmuştu. Ben de ilçe yöneticisi olmam nedeniyle de örgütün içerisinde üyelerin arasına bu konuyu çok konuşma fırsatı buldum. Karşıyaka’da şu söyleniyordu; Başkanım, ‘Biz ön seçime giren yüzlerce aday var. Bunları yeterince tanımıyoruz. Yeterince tanımadığımız için de kime ve neye göre oy vereceğimizi bilmiyoruz.’ O dönemde aday adaylarının tanıtmak için bir web sayfası tasarlamıştık. Her bir adaya çekim yapmıştık. Örgüte aday adaylarını tanıtmaya ve doğru kararları vermeye çalışmıştık. Burada Karşıkaya’da üyelerin yüzde 50’sinin altında bir katılım oldu. Bütün çabalarımıza rağmen… Biz istedik ki yüzde 70’lere 80’lere varan bir katılım olsun ön seçimle ilgili doğru karar verilsin. Ama o sürecin eksiklerini bizzat yaşayarak öğrendik. 12 Eylül 1980’den sonra yapılmış siyasi partiler kanunuyla bu ülke hala yönetiliyor. Bu düzeltilmedikçe bugün hatıraları için tören yaptığımız başkanım çok takdir ettiği çabasıyla muhteşem bir anıt açılışı yaptığımız bu inananları emek ve demokrasi mücadelesine yeterince saygı göstermemiş oluruz diye düşünüyorum. Önümüzde bir yol var ve bu yolda yapılması gereken şeylerden birisi de bizlerin sağlıklı ön seçimlere götürecek siyasi partiler kanunu değişikliği yapacak iktidara ulaşmak. O nedenle iktidar olmak zorundayız. Bunu önemli görüyorum. Bu seçimi CHP’nin değil sadece Türkiye’nin tarihindeki en önemli seçim olarak görüyorum” ifadelerini kullandı. 

“CHP’NİN C’SİNDEN HABERİ OLMADIĞINI BİZZAT GÖRDÜM”

CHP’nin bazı yerlerde hiç bilinmediğini ve ancak bilinirliğin artırılmasıyla sandıktan zaferle çıkılabileceğini ifade eden Başkan Tugay, “Farkına varmak lazım, seçimler sahada çalışılarak kazanılır. Erişemediğimiz insana erişmek zorunda olduğumuzu fark etmek zorundayız. Köyceğiz’deki yangına belediyedeki arkadaşlarla müdahale ettiğimiz zaman köylüler, CHP’nin C’sinden haberi olmadığını bizzat gördüm. Yılardır aynı ön yargıya sahip bizi kendinden görmeyen binlerce insanımızı var. Bu insanların kim olduğumuz ne olduğumuzu neyi amaçladığımız bu Cumhuriyeti nasıl kurduğumuz insana, insan haklarına nasıl baktığımızı bu ülkede adil bir dünya düzeni kurmaya çalıştığımızı, bilimden akıldan yana olduğumuzu anlatmak zorundayız. Bunu bizler yapabilir, örgütümüz yapabilir. Birbirimizi suçlayarak, birbirimizin gücünü ve motivasyonunu kırarak değil, birbirimize destek olarak kol kola, omuz omuza yapılacak mücadelelerle kazanılabilir” ifadelerini kullandı. 

“PARTİ İÇERİSİNDEKİ TARTIŞMALARI KAMUOYUNA TAŞIMAMALIYIZ”

Son olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun Körfez konusundaki eleştirilerine değinerek parti için konuların kamuoyuna yansıtılmaması gerektiği eleştirisini dile getiren Tugay, “Bu süreçte kamuoyunda partimiz içinde görüş ayrılıkları olduğuna dair, tartışmalar olduğuna dair hissi minimalize etmeliyiz. Parti içerisindeki tartışmaları kamuoyuna taşımamalıyız. Aziz Başkanım burada bir konuşma yaptı, iki tane konuya eleştiri getirdi. Onlar hemen yerel basına yansımış” dedi.

“PATİNAJ YAPIYORUZ”

Söz alan CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, üye sayısındaki düşü ve saha çalışmalarının eksikliği eleştirisi yaptı ve “Ben öncelikle şunu ifade etmekten mutluluk duyuyorum. Bugünkü mevcut İl Başkanımız Deniz Yücel ve çalışma arkadaşlarına teşekkür ediyorum. Çünkü gerçekten son zamanlarda çok ciddi bir performans sergiliyorlar. Hepiniz adına onları kutluyorum. Bardağın dolu tarafını söylerken bardağın boş tarafı ile ilgili kendilerine söyleyeceklerim olacak. Özellikle geçen fuardaki toplantıda konuşulan 30 ilçenin bazılarında parti üyelerimizin sayısının azaldığıyla ilgili bazı rakamlar paylaştınız bu beni çok düşündürdü. Parti iktidara giderken partinin üyesinin artması gerekirken hadi artmadı aynı seviyede artması gerekirken neden azalır. Bunu mutlaka parti yönetiminizle masaya yatırmalısınız. Bunun üzerine gitmelisiniz. Bu benim önerimdir. Diğer konu ise; son yaptığımız çalışmalarda özellikle bizde olmayan belediyelerde yapılan çalışmaların tamamı ikinci bölgede. Tabi bu doğal birinci bölgede zaten biz seçimleri 14’e 0 yaptık belediyeye başkanlıklarında. Kaybımız yoktu. Ama ikinci bölgede ciddi kayıplarımız vardı. Bundan da ciddi bir ders çıkarmamız gerekiyor. Bu çalışmaların sadece ikinci bölgede yapılmasını çok doğal gibi görünse de doğru bulmuyorum. Birinci bölgede de zayıflayan belediyeler ve yerler tespit ettim. Lütfen çalışmalarımız sadece kazanamadığımız belediye bölgelerinde değil birinci bölgede de eksik bıraktığımız örneğin Urla gibi yerlerde de olsun. İlçe adı da vermek istemiyorum, bazı zayıfladığımız ilçeleri tespit ediyorum. İyi çalışan belediye başkanlarımız var, oyumuzu arttırıyor. Orta halli çalışan arkadaşlarımız var patinaj yapıyoruz. Kötü çalışan belediye başkanlarımız var, oy kaybediyoruz. Bu tespitleri yapmak il başkanı ve il yönetiminin görevidir. Sahaya sürmek de sizin bu yönünüz olmalıdır diyorum. Dün 3 köye gittim. İlk köyde en son bir milletvekili iki yıl önce gitmiş. Son gittiğim köye 3 yıldır hiç milletvekili gitmemiş. Gittiğim köyde AKP’nin oyu yüzde 70, CHP’nin oyu yüzde 20. Şimdi arkadaşlar, 3 yıldır yüzde 70 AKP’ye oy veren köye 600 nüfuslu köy biz gitmezsek, hizmet götürmezsek beklemeyin yani bırakın İzmir burası. Herkes zannediyor ki şu son 3 gündür 30 tane milletvekili İzmir’e geldiler ve gittiler. Biz 2,5-3 yıldır Sayın Genel Başkanın yaptığı programlarla bütün Anadolu’yu geziyoruz. Benim 6 yıllık milletvekilliği sürecinde gittiğim vilayet sayısı 44. Eğer iktidar olacaksak sadece İzmir ile olmuyor bu iş. İzmir’de burnumuzun dibinde, İzmir merkeze 1 saatlik mesafede bulunan bir ilçenin 10 kilometre ötesinde bir köye 3 yıldır gitmemeyi de kabule etmiyorum. Bu doğru değil. Çalışmak zorundayız. Bu konuda benim kulağım çekilecekse milletvekili olacak çekilecek. Oradaki milletvekilinin kulağı çekilmediyse çekilmeli ya da program dahilinde bir hafızası olmalı partinin. İzmir ilinin de bir hafızası olmalı. Gezilen bölgeler ve köyle bir harita üzerinde işaretlenmeli. Ne zaman nereye gittik, kaç yıldır gitmiyoruz. Bunların plan ve programları olmalı. Bunu öneriyorum” ifadelerini kullandı.

“YUKARIDAN BEKLERSENİZ DAHA ÇOK BEKLERSİNİZ”

Ön seçim konusundaki tartışmalara da değinen Bayır, kendisinin ön seçim sayesinde milletvekili olabildiğini hatırlattı ve ön seçim olmadığı takdirde milletvekili adayı olmayacağını ifade ederek “Sevgili gençlik kolu ve kadın kolu başkanıma tavsiyem; kimse size hak etmediğiniz şeyi vermez. Hak ettiğinizi de görmeyebilirler. Hak verilmez alınır demek istiyorum. Eğer siz Genel Merkez benim buradaki çalışmalarımı görür, adımı listeye yazar, önümüzdeki seçimlerde beni milletvekili yapar diye beklersiniz sevgili gençler daha çok beklersiniz. Ben 23 yaşımda girdim. Sizin gibiydim. Saçımda bir tane beyaz yoktu. 32 sene sonra milletvekili oldum.  Hep bekledim, yukarıdan biri beni görürü mü diye, bizim bu çalışmalarımızı görür mü ve bizi milletvekili yapar mı diye. Ama görmediler, ama yapmadılar. Peki nasıl oldu? Nihayet önümüze bir sandık konuldu da ön seçimle çıktık öyle milletvekili olduk. Yani ön seçim olmazsa olmazdır sizin seçilmeniz için. Eğer Ankara’da lacivert takım giyip kravat takıp günlerde Genel Merkez koridorlarında yatıp kalksanız da şansınızı yüzde 1’i geçmez gençler. Aynı şeyler kadınlar için de geçerli. Bizi kurtaracak tek şey sandıktır. Ön seçim meselesi için çok şey konuşuldu o yüzden 1,5 ay önce söylediğim şeyi tekrar söyleyeceğim. Bu parti İzmir’de ön seçim yapmayacaksa Tacettin Bayır aday olmayacak. Çünkü parti içi demokraside bütün Türkiye’nin gözü bizde. Eğer İzmir bir şeyleri değiştirmezse eğer bu parti içerisinde bir demokrasi yerleşecekse, bunu İzmir yapmazsa İstanbul’dan Ankara’dan falan beklemeyin. Yukarının talimatlarının başımızın üstünde yeri var. Ayrışmadan, küslükten bahsetmiyorum. İktidara giden partide örgütü kucaklayacak şeyin ön seçim olduğun söylüyorum. Size seçilme hakkını verenler ‘Ben milletvekili, belediye başkanı olmak istiyorum’ diyenler dosyasını doldurup parasını yatırıp Genel Merkez’e İl Başkanlığı’na müracaat hakkını verenler, size seçilme hakkını verenler seçme hakkını vermiyorlar. Böyle şey olmaz. Köprülere bayrak asan, evleri gezen, kapı kapı dolaşan gençlere de kadınlara da seçme hakkını vermiyorlar. Hayır, siz kendi milletvekilinizi de belediye başkanınızı da kendiniz seçmelisiniz. Kimin olacağına siz karar vermelisiniz. Örgütlenmelisiniz, içinizden genç ve kadın liderleri çıkarıp onları Parlamento’ya çıkaracak olan sizlersiniz. Yukarıdan beklerseniz daha çok beklersiniz. Bu bir abi sözüdür. Üye şöyle üye böyle… Bu üye değil mi il başkanını, kurultay delegesini seçen? Ne problemi var gayet güzel çalışıyorlar. Nerede problem var? Niye iş milletvekiline ya da belediye başkanına gelince problem oluyor? 2010-2011 yıllarında il başkanlığı yaptım. 22 bin üyeyi sildim ben bu partiden. Neden? Partinin üye yapısını düzeltmek için. Silme gerekçem neydi? 5 bini farklı partiye kayıtlıydı. Uyardık. Bir başka nedeni de şuydu: Delege seçimlerinde aynı mahallede 500 üye gözüküyor. Delege seçimlerinde geliyor oy atıyor ama milletvekili seçimlerinde sandığı açıyoruz 500 oy çıkmıyor. Baktık adam bizde oy kullanmıyor. Delege seçiminde mahallede oy kullanıyor ama İzmir’de oyunu kullanmıyor. Adam İzmir’de oturmuyor. Çıktım Genel Başkan’a ce dedim ki, ‘Sayın Başkan’ım bu işte bir terslik var. Gelin biz vatandaşlık numarasıyla delege seçiminde, belediye başkanlığında oyunu nerede kullandıysa üyeyi oraya gönderelim.’ Bu mümkün. Yaptık ve bu şekilde 11 bin kişiyi başka illere gönderdik. Sonra 2-3 bin üye de bize başka illerden geldi. Neredeyse üye tabanının yüzde 20’sini düzeltmiş olduk. Şimdi eğer biz iktidara gidiyorsak eğer AKP’nin yarattığı bu problemleri çözeceksek güven vermeliyiz. Önce kendi partililerimize güven vermeliyiz. Ben yorulduğumda bayrağı genç bir arkadaşıma vereceğim. Bu işin doğrusu budur” dedi.

“BİRİLERİNİN KULAĞI MI ÇEKİLİR…”

Bazı ilçelerde ilçe belediye başkanları ve ilçe başkanları arasındaki gerilimlere de isim vermeden değinen Bayır, şunları söyledi; “Bir başka önerim ve tespitim… Sevgili belediye başkanlarımızla ilçe başkanlarımız arasında birçok sorunu çözmeye yönelik siz il başkanı olarak girişimde bulundunuz. Biz de zaman zaman devreye girip çözmeye çalıştık. Ama hala çözemediklerimiz var. Bu bize yakışmıyor arkadaşlar. Biz iktidara gidiyoruz. İktidara giden bir partinin ilçe belediye başkanlarıyla ilçe başkanlarının sürtüşmelerini ben artık medyada okumak istemiyorum. Bunu artık keselim. Bir heyet mi oluştururuz bir ak saçlılar grubu mu olur, büyükşehir belediye başkanımızla beraber birilerinin kulağı mı çekilir… Bunu işi düzeltelim. Son cümle: Başkasından üstün olmamızın hiçbir önemi ve anlamı yoktur. Ama bir önceki günden üstün olmamız önemlidir. Bizim bir gün öncesinden üstün olmamız lazım başkasından değil.”

Editör: TE Bilişim