AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in sahra hastanesi kurulması gerekliliğinin ortaya çıkabileceğini açıklamasına tepki göstermesinin ardından konu büyükşehir belediye meclisinde de gündeme geldi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Aralık ayı meclis oturumunun gündem dışı bölümünde söz alan AK Parti İBB Grup Sözcüsü Özgür Hızal da partisinin İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli gibi büyükşehir belediyesine bağlı Eşrefpaşa Hastanesi’nin neden tam kapasite kullanılmadığını sordu.

HIZAL’DAN EŞREFPAŞA ELEŞTİRİSİ

AK Partili Özgür Hızal, eleştirisini, “Sayın Başkan siz Korona virüs salgını nedeniyle sahra hastanelerinin kurulmasıyla ilgili bir açıklama yaptınız. İzmir Büyükşehir Belediyesine ait Eşrefpaşa Hastanesi’nin 150 yatak kapasitesi var, burada 76 uzman hekim çalışıyor. Dün itibariyle hastanenin doluluk oranı 11. Yani 150 yataktan 11’i dolu. Bir covid hastası tedavi görüyor. Bu yıl bu hastane için bütçeden 154 milyon lira para ayrılmış. Siz ‘sahra hastanesi lazım’ derken İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin hastanesinin durumu ortada. Bu hastane tam kapasite çalışsa, Covid hastaları burada tedavi edilse bu açıklamanızda samimi olduğunuz söylerdik. Ama şu tabloyla ben açıklamanızda samimi olmadığınızı düşünüyorum” sözleriyle dile getirdi.

SOYER’DEN HASTANE YANITI

İBB Başkanı Tunç Soyer, AK Parti kanadından Özgür Hızal ve AK Parti İl Başkanı Kerem Ali Süreli’nin hastane eleştirisine şu yanıtı verdi: “Eşrefpaşa Hastanesi İl Sağlık Müdürlüğü ile ortak kullanılıyor. Temiz hastane olarak kullanılıyor, o yüzden de boş yatak var. Ayrıca depremde de hasar gördü. 2014 yılında şehir hastanesinin temeli atıldı 30 ayda bitecek dediler. 6 sene bitti. Keşke o da açılsaydı.”

MİZAH FESTİVALİ MECLİSTE GÜNDEME GETİRİLDİ

Başkan Tunç Soyer’in başkanlığında gerçekleşen İBB Meclisi Aralık ayı olağan toplantısının üçüncü oturumunda, büyükşehir belediyesinin düzenlediği ve AK Parti ve MHP’nin Türk ve İslam dünyası karşıtı düşünceye sahip sanatçıların davet edildiği iddiasıyla eleştirilen İzmir Mizah Festivali de gündeme geldi.

HIZAL: BU SANATÇILARIN KABULÜ VİCDANIMIZI YARALAR

AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Başkanvekili Özgür Hızal, festivale davet edilen iki sanatçının Türk milletinin değerleriyle alay eden isimler olduğunu savunarak, “Bu organizasyonları şehrin uluslararası tanınırlığını artırmak için yapıyorsunuz. Bir mizah festivali düzenlediniz. Festivale diyecek bir şeyimiz yok. Ama bu ve buna benzer organizasyonlarla gelecek bütün getirilerin yanında bizim kaybedeceğimiz çok önemli şeyler var. Bu festivale iki karikatürist davet edildi. İki sözde sanatçı davet edildi. Fikir özgürlüğü adına bir milletin bütün değerliyle alay eden ve saldıran kişi bize göre sanatçı olamaz. Sözde sanatçıdır ve bu sözde sanatçının da İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan organizasyona davet edilmesini kabul etmiyoruz. Sizi burada bir kez daha uyarıyoruz; bu kişilerle bu organizasyonları yapmayın. Çünkü biz bugüne kadar bu coğrafyada milletimizin tüm unsurlarıyla ciddi bir mücadele verdik. Bu mücadeleyi yok sayıp bu tarz organizasyonlara bu tarz sözde sanatçıların kabul edilmesi hepimizin vicdanını yaralar” şeklinde bir konuşma yaptı.

SOYER: HAKSIZLIK VE HADSİZLİK OLURSA GEREĞİ YAPILIR

İBB Başkanı Tunç Soyer, İzmir Mizah Festivali eleştirisine de yanıt verdi. Başkan Soyer, “Festivalle ilgili şunu söyleyeyim. Konukları biz değil heyet davet etti. Elbette sosyal medyada çıktıktan sonra ben de araştırdım. Ama şöyle bilgiler var. Kürşat Tüzmen Bey bakanlığı döneminde ve Bülent Arınç Bey o sanatçıyı davet etmiş. Tabi ki ben yine de araştırma yapacağım. Biz davet ettiğimizi konuğun hangi değerimize saldıracağı ya da saldırıp saldırmayacağını bilemeyiz. Eğer bir haksızlık ve hadsizlik olursa gereği yapılır” dedi.

AK PARTİLİ YILDIZ’DAN ‘ŞEREF’ SALVOSU

İBB Aralık Ayı Olağan Toplantısı’nda gündeme gelen bir diğer konu ise geçtiğimiz oturumda yaşanan uyarı mektubu tartışması sırasında AK Parti Grup Sözcüsü Hakan Yıldız ile İBB Başkanı Tunç Soyer arasında yaşanan ‘şeref’ meselesi polemiği oldu.

YILDIZ: İSPAT EDERSENİZ ÖZÜR DİLEYECEĞİM ANCAK...

Söz alan AK Parti Grup Sözcüsü Hakan Yıldız, eleştirisinde Başkan Soyer’in eşi Neptün Soyer’in adını kullanmadığını vurgulayarak, aksi ispatlanması durumunda kendisinin özür dileyeceğini söyledi. AK Partili Yıldız, şu konuşmayı yaptı:

“Şahsımın ismini geçirerek değerli eşiniz ve kardeşinizle ilgili iddialarda bulunduğumu ve ispatlamanın benim şerefim olduğunu söylediniz. Ömrü hayatım boyunca ilkelerimden ödün vermedim. Meclis tutanaklarını çıkarsınlar. Eper ben bugüne kadar eşinizden, kardeşiniz hakkında tek kelime konuşmuşsam  tüm meclis huzurunda sizden, eşinizden ve kardeşinizden özür dileyeceğim. O gün ‘eşiniz’ ifadesini değil ‘birinci derecede’ yakınınız ifadesini kullandım. Ben eşinizin ortaya koyduğu çabayı takdir ediyorum. Ben sözlerimde imtiyaz, çıkar ilişkisi ya da menfaatten bahsetmedim. Benim şerefime bıraktınız ya; ben de şimdi sizin şerefinize bırakıyorum. Eğer benim ilk oturumda kullandığım ifadeleri  kullandığımı ispat ederseniz ben sizden özür dileyeceğim eğer yoksa ben sizden özür talep edeceğim.”

SOYER: BİZİ BİLEN BİLİR, BİLMEYEN DE KENDİ BİLİR!

Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in AK Parti İBB Grup Sözcüsü Hakan Yıldız’a yanıtı ise şu şekilde oldu: “Bu niye bir etik meselesi değil, hukuk meselesi değil anlatacağım. Eşim, evim ve kardeşim meseleleriyle ilgili bir kez konuşacağım. Dilerim ki bir kez daha gündeme gelmez. Eşim matematik öğretmeni. Yıllarca öğretmenlik yaptı ta ki Bademler’de kooperatifçilik çalışması başlatana kadar. O dönem sadece kadınlardan oluşan bir üretim kooperatifi kurdu. Birkaç kadınla başlayıp 80-90 kadına çıktılar. Bu kadınlar daha sonra lokanta açtılar, ardından pekmez tesisi açtılar, sonra geleneksel mutfak açtılar ve daha sonra e-ticarete girdiler. Bu kadınlar para kazanmaya başladılar ve biz de bundan gururu duyduk. Sadece erkeklerin bulunduğu bir mecrada eşim iki kez başkanlığa seçildi. Hala 2 kooperatifte yönetim kurulu başkanlığı yapıyor ve ben de gurur duyuyorum. İzmir farklıdır. İzmir’de her başarılı kadının arkasında bir erkek vardır. Ben o erkeğim. Bu çalışmalar sırasında ben de hep tarımı ön plana çıkaran çalışmalar yaptım. Mandalinanın kurusunu ilk kez Seferihisar’da yaptık. Ama bizim tek bir mandalina ağacımız olmadı. Neptün Hanım’ın da bugün bir ineği yok. Bizim yaptığımız şey belediye ve kooperatif arasında bir ticaret değil. Kooperatifte bir para kazanırsanız o para kooperatifin kasasına gider ve yatırıma gide. Köy-Koop’un bir Doblo’su var. Bir şoförü, bir sekreteri, bir başkanı ve bir de 7 yöneticisi var. Köy-Koop bu kadrosuyla olağanüstü işler yapar. Köy-Koop Tarım Bakanlığına bağlı yüzün üzerinde birim kooperatifin başkanlığını yapıyor. Köy-Koop bu birimlerin çatısı.  Köy-Koop ihracat öngörülerek kuruldu ve bunu yaptı. Eşimin ve benim hayalimiz Köy-Koop’un dünyaya ürün ihraç edecek kapasiteye gelmesidir. Ben de hangi koltukta olursam olayım bunun için elimden geleni yapacağım. Cebine giren haksız kazançla sevinen siyasetçilerden değiliz. Köy-Koop yönetim kurulu başkanının ticareti yoktur. Siz milyonluk paralar çıkartıp bu onun kasasına giriyormuş gibi gösterirseniz bu en basitinden insafsızlıktır. Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi bilir.”

(BU/K)

Editör: TE Bilişim