Cannes'ın en iyileri İstanbul'da: Merve Dizdar Koji-Ya Kusho bir araya geldi Cannes'ın en iyileri İstanbul'da: Merve Dizdar Koji-Ya Kusho bir araya geldi

Unutulmaz filmlere imza atan iki sanatçı, Batman İlk Kültür ve Turizm Müdürlüğü Konferans Salonu'nda düzenlenen etkinlikte, sinema eleştirmeni Suat Köçer'in sorularını cevapladı, Türk sinemasına ilişkin merak edilenleri ve anılarını paylaştı. 

Sanatçı Perihan Savaş, oyunculuğa henüz 5 yaşında tiyatro sahnesinde adım attığını belirterek, "Sinemada da uzun bir zaman oldu. Sevgili Suna Pekuysal’ın annemin arkadaşı olması, 'Ben bu kızı tiyatroya götüreceğim, bu kızda cevher var.' demesiyle başlayan bir süreç. Sonra kendimi bulduktan sonra bir baktım ki sanatın içinde, tiyatrodayım. Aynı zamanda okul da başladı. İyi ki beni götürmüş Suna abla, iyi ki tiyatroya koymuş, iyi ki bu mesleğin içinde olmuşum. Herhalde farklı bir meslek düşünemezdim." dedi.

Sinemaseverlerin gösterdiği ilgiye de değinen sanatçı, şunları kaydetti:

"İnsanların sevgiyle bakması, kucaklaması, herkese nasip olan bir şey değil. Evde televizyonda ya da sinemada izledikleri zaman, bizi ailelerinden biriymiş gibi kabul etmeleri ve sokakta size baktıklarında gözlerindeki ışıkları gördüğümüz zaman çok mutlu oluyorum. İnsanların yaşadığı olumsuzlukları hem tiyatroyla hem sinemayla birlikte bir yerlere aktarabiliyorsak, bir şeyleri önleyebiliyor ya da 'Bunun böyle yapılması gerekiyor.' diyebiliyorsak bu bizim için çok önemli. O yüzden de tarafsız, kimseye ayrım yapmadan sevgiyle kucaklamak ve onların yaşadığı sorunları aktarmak bizim görevimiz diye düşünüyorum."

"Annem sefir, babam elektrik mühendisi olmamı istiyordu"

Usta oyuncu Halil Ergün ise daha önce Tunceli ile Batman'ı görmediğini aktararak, "Şimdi Batman’ı gördüm, heyecan duyuyorum. Beton, apartman kültürü girmesine rağmen hiçbir rahatsızlığı olmayan bir kenttesiniz ve sizi kutluyorum gerçekten. Sevinçle ve herkese anlatacağım. Çok etkilendim. Buradaki etkinlik de çok önemli. Perihan’la onu da konuşuyoruz. Buradaki iki günlük çalışma içinde gördüğüm boyut ve derinlikten çok heyecan duydum." ifadelerini kullandı.

Tiyatro kökenli olduğunun altını çizen Ergün, "Nasıl Perihan 5 yaş diyorsa bende de öyle. İznikliyim ben. Toprağa bağlı ve çok eski bir aile. Annem sefir, babam elektrik mühendisi, abim doktor olmamı istiyordu ama ben doğaya dönüktüm. Müsamereler filan oluyordu. Filmler seyrediyorduk. Sinemamız vardı, babamların işlettiği. Tüm filmleri seyrediyorduk beş yayından itibaren. Kerpiçten yapılmış bir salon ve sinemaydı. Ama hiç öyle artist olmak, meşhur olmak gibi bir düşüncem yoktu. Sadece hoşlandığımı biliyorum." dedi.

"Bizler yönetmen oyuncularıyız"

Oyunculukta rolünü en iyi biçimde yapmaya çalıştığını kaydeden sanatçı, "Bizler yönetmen oyuncularıyız. Senarist ve yönetmen kurar. Biz de bize sunulan karakteri en iyi şekilde sergilemek durumundayız. Toplumun çözümlenmesi, toplumdaki insan ilişkilerinin tahlil bilgisi ya da sınıfsal meseleler. Hayatın içindeki ayrı ayrı karakterlerin ayrı sosyal konumların, statülerin varlığını fark etmek, size sunulan karakteri de o anlamda yorumlama mecburiyeti ve çözüm bulma çabası getirir." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: AA