İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer Fox TV’de yayınlanan Çalar Saat programına konuk olarak önemli açıklamalarda bulundu. 

Başkan Soyer programda derinleşen yoksulluk, siyasetin ittifak gündemini yorumladı, 92.kez kapılarını açmaya çalışan İEF ve küresel iklim krizi ekseninde yapılan çalışmaları anlattı.

ARAP ŞEYHİ GELİYOR, DOLDURUP GİDİYOR!”
Sözü ekonomik krizden açan Başkan Soyer, “Türkiye yangın yeri. İnsanlar büyük bir umutsuzluk içinde. Bir yandan seçimlerin yarattığı hayal kırıklıkları bir yandan iyice derinleşen hayat pahalılığı… İnsanların sabrı taşma noktasında. Bu bir yandan toplumsal ahengi de bozuyor bir yandan gelecek kaygılarını artırıyor. Evet doğru tablo çok kötü ama biz bütün bu sorunları aşmaya muktedir bir kadim kültürün evlatlarıyız. Bunları da aşacağız” dedi. Büyükşehir Belediye Başkanı ayrıca, “Bu krizden belediyeler de nasibini alıyor. Biz toplu taşımada bir yetişkini 13 liraya taşıyoruz ama bize maliyeti 41 lira. Bir vatandaşımız için ayrıca 27 lira da biz ödüyoruz, yeter ki o otobüse binsin ve toplu ulaşımdan yararlansın diye. Bu sürdürülebilir bir şey değil. Tüm belediyeler benzer koşullar altındalar ve çok büyük sıkıntı yaratan bir durum. Çok basit yapılacak bir şey var. ÖTV’nin mazottan kaldırılması. Şimdi bir Arap şeyhi yatıyla geliyor bir limana, mazotu dolduruyor yatına, bir kuruş para ödemiyor. Bizim her gün 1250 otobüsümüz 100 litre mazot alarak İzmir’de toplu ulaşım yapıyor, ayda yaklaşık 30 milyon lira ÖTV ödüyoruz. Adı özel tüketim vergisi ve tamamen kamu taşımacılığı yapıyoruz” diye konuştu.  

‘YERELDE İTTİFAK’ MESAJLARI 
Soyer’den İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in peş peşe gelen çıkışları ekseninde ‘yerelde ittifak’ konusuna dair da çarpıcı mesajlar geldi. Büyükşehir Belediye Başkanı, “Yerel seçimleri dinamikleri genel seçimlere göre çok farklı. Genel seçimler için kurulabilecek ittifaklar, mutabakatlar yerel seçimlerde çok mümkün olmayabilir. Çünkü her seçimde her belediye başkan adayı mümkün olan en geniş oya ulaşabilmek için kendi ilçesinde, kendi ilinde en geniş ittifakı kurmak zorunda. Dolayısıyla çatıda kurulacak ittifaklar yereldeki ittifaklardan farklı olabilir, yereldeki ittifaklar farklı şekillenebilir. O nedenle yerelde dinamikler çok farklı işler. Ben Türkiye’nin her yerinde belediye başkan adaylarının olabilecek en çok oyu almak için uygun gördükleri her türlü ittifakı yapabileceklerini düşünüyorum. Özetle yerel seçimlerde genel seçimde olduğu gibi bir ittifak arayışının çok anlamlı olduğunu düşünmüyorum. Her ilçe kendi özel koşulları içinde o ittifakları farklı şekillendirebilir” değerlendirmesini yaptı. 

Soyer İzmir'de 92.kez kapılarını açmaya hazırlanan Enternasyonal Fuarı hakkında, "Biz 1923 yılından beri düzenlenen İEF’nin 92.’sini açma hazırlığı içindeyiz. 1 Eylül’de açılışını yapacağız. Tam da umutların kırıldığı bir iklimde insanların neşesini artırmak için 10 günlük dev bir organizasyon yapıyoruz. 26 büyük konser gerçekleşecek. Gençlik temasıyla yapılacak. Bir paçar da olsa bu sıkıntılı durumu hafifletmek için, hem daha çok bilgilenmelerini hem de daha çok eğlenmelerini sağlamk için yapılan bir organizasyon" mesajını verirken, organizasyonun temasının 'gençlik' olarak belirlenmesinin nedenlerini de şöyle açıkladı: 2 temel nedeni var. Birincisi Cumhuriyetin ikinciy yüzyılına başlıyoruz. Bu noktada Nasıl Mustafa Kemal Atatürk gençliğe armanağan ettiyse biz de gençliğin öncülüğünde yeni bir yüzyıla girmeyliyiz diye düşündük. İkinci neden ise İzmir 2026 Avrupa Gençlik Başkenti olmaya aday. 5 şehir kaldı finale bunlardan biri İzmir. Bir yıl boyunca gençliğe ev sahipliği yapacağız. Şimdiden bunun hazırlığını yapmak istedik. 

İKLİM KRİZİNE DİKKAT

Tekel bayiler boykotta! Bayiler o sigaraları raflardan çekti! Tekel bayiler boykotta! Bayiler o sigaraları raflardan çekti!

Büyükşehir Belediye Başkanı son olarak iklim krizi gündemini değerlendirdi ve mücadele için kentte yapılan çalışmaları da şöyle anlattı: Çok büyük bir krizle yüz yüze insanlık. Küresel iklim krizi sadece bizim coğrafyamızı değil dünyanın her yerini etkiliyor. Üzerinde yaşadığımız gezegen 1.5 derecelik ısınmayla başbaşa, hasta bir gezegen. Çeşitli vesilerle semptomlarını ortaya çıkarıyor. Bu tür felaketlerle çok daha fazla karşılacağız. En büyüklerinden biri bu kuraklık meselesi. İzmir’in havzalarında bundan 15-20 sene öncesine kadar 5-10 metrelerden su çekilirken 200-250 metrelerde su bulunamaz durumda. Çok derin bir kriz söz konusu. Yerlatı kaynakların bu kadar çekilmiş olması 1-2 senelik yağışlarla karşılanır halde değil. 
Biz birkaç çözüm konusunda yol aldık. Birincisi su tüketiminin nereden kaynaklandığını araştırdık. Harcadığımız suyun yüzde 77’sini tarımsal üretimde kullanıyoruz. Geri kalanı evsel ve sanayi tüketimi. Biz öncelikle tarımsal üretim konusunda kafa yormalıyız. Yerli tohumlara, yerli hayvan ırklarına dönüş yapmamız gerektiğini söylüyoruz. Kendi kendine yeten ekonomi kurmak çok kıymetli. Biz de böyleyken bunu kaybettik. İthal ettikçe daha çok ithal etmek zorunda kalan bir ülkeye dönüştük. Tarım politikamızı bunun üzerine inşa ettik. Böyle olunca su miktarını da aşağı çekiyorsunuz. Örneğin karakılçık buğdayı üretimini destekliyoruz. Devletin verdiği taban fiyatın iki katını veriyoruz. Bir avuçla başladık 12 bin hektara yayılmış durumda. Çok daha az su isteyen, çok daha dayanıklı, sağlıklı ve sağlıklı bir tohum türü. Aynı şekilde büyükbaş hayvancılık yerine küçükbaş hayvancılığın teşvik edilmesini destekliyoruz. Bunun için de keçi sütünü 17, koyun sütünü 21 liradan almaya başladık ve bir fabrika kurduk. Günde 100 ton süt işliyor. Bu fabrika bir kale aslında, tüm süt fiyatının regule edilmesini sağlıyor piyasada. Üreticinin yüzünü güldüren bir fiyat politikası ortaya çıkıyor. 
Tüm bunlar hem sudaki tasarrufu artırıyor, hem üreticinin yüzünü güldürüyor, hem de küçük üreticinin doğduğu yerde doymasını sağlıyor. 
Bunun yanı sıra arıtma tesislerinden çıkan suyu tarımsal üretimde kullanmaya başladık. Ayrıca sünger şehir uygulamasıyla binaların çatılarına düşen yağmur sularını toplayarak büyük bir rezerv yaratmaya başladık. Tahtalı Barajı’ndan gelen sudan çok daha fazlasını çatılardan topladığımız suyla sağlayabiliriz. 

Editör: Bünyamin Dobrucalı