Ertuğrul TURAN / İzmir Sağlık Platformunu oluşturan Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası, Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası, Genel Sağlık-iş Sendikası, İzmir Aile Hekimleri Derneği, İzmir Aile Sağlığı Çalışanları Derneği, İzmir Tabip Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Türkiye Aile Hekimleri Uzmanları Derneği, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği üyelerinin hazır bulunduğu eylemde, sağlık çalışanları adına basın açıklamasını İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak okudu. Kaynak açıklamada, olayın tasarlayarak gerçekleştirildiğine dikkat çekerken, “Yaklaşık 1 ay kadar önce aynı şahıslardan biri  ASM’de başka bir hekime saldırı girişiminde bulunmak isterken, Dr Ekin beyin engellemesi nedeniyle amacına ulaşamamıştır. O gün yaşanan olay ile ilgili meslektaşımız beyaz kod vermiştir. Bu olaydan bir ay sonra 3 kişi planlı bir şekilde sopalarla meslektaşımıza saldırıda bulunmuşlardır. Arkadaşımız ciddi bir şekilde yaralanmış, kafa travması geçirmiş ve kemik kırıkları oluşmuştur. Orbita kırığı oluşmuştur. Halen evinde taburcu olan arkadaşımızın tedavi ve takipleri devam etmektedir.ArkadaşımızYapılan yoğun tedaviler ile hayati tehlikeyi atlamış ve stabil hale getirilmiş ama derin bir üzüntü ve depresyon haliyle mesleğine devam edemez hale gelmiştir. Arkadaşımıza sopalarla planlı bir şekilde saldıran 3 kişi nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanmıştır. Bu süreçte desteklerinden dolayı İzmir Tabip odası hukuk müşavirliği ve yönetim kurulu üyelerine teşekkür ederiz. İzmir sağlık platformu olarak bu sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız. Arkadaşımıza ve bizlere bu travmayı yaşatanlar bir daha buna cesaret edemesin” dedi.

SAĞLIK ÇALIŞANLARI GÜVENDE DEĞİL

İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, “Artık sağlık çalışanı sokakta ve evinde de güvende değildir. Can güvenliği “sağlık terörü” tarafından teslim alınmıştır. Artık bu durum sağlıkta şiddet değil doğrudan sağlık terörüdür. Aile sağlığı merkezlerinde güvenlik yoktur. Birçok yerde az sayıda meslektaşımız korumasız bir durumda can güvenliği tehlikesi altında çalışmaktadır. Konya da meslektaşımız Dr. Ekrem Karakaya’yı toprağa vereli üç ay oldu. Sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik etkili bir düzenleme görmedik. Sağlık bakanı tweet atarak bu süreci yöneteceğini düşünüyor. Yaklaşık 20 yıldır sürdürülmekte olan” sağlıkta dönüşüm” artık tıkanmıştır ve bu toplumun insanları, doğuştan sahip oldukları yaşam ve sağlık hakkına ulaşamamaktadır. Bunun sorumlusu, 20 yıldır, hiçbir bilimsel esasa dayanmaksızın, sağlık çalışanlarına danışmadan, sağlığı özelleştirmek için yapılan düzenlemelerdir. Sağlık hizmetini, kamunun kaynaklarını yağmalamaktan başka işe yaramayan taşeron 5 inşaat firmasına aktarmaktan ve betona gömmekten ibaret sanan bir kamu yönetimi ile karşı karşıyayız. Oysaki sağlık hizmeti, herkesin doğuştan ücretsiz ve nitelikli olarak kamu tarafından karşılanması gereken temel bir haktır. Hekimler ve sağlık çalışanları fiziksel şiddetin yanı sıra psikolojik şiddet ve mobbing yaşıyor. Beş dakika da bir hasta bakmaya zorlanıyoruz. Sürekli sabim ve cimer şikayetleri ve idari baskılarla çoğu sağlık çalışanı tükenmişlik sendromu yaşıyor. Çoğu genç meslektaşımız çözümü başka ülkelere gitmekte buluyor. Tüm bu uygulamaları, sağlık sisteminin şiddet kullanarak yürütülmesi düşüncesini doğurmuştur. Hükümet zor kullanma yetkisini, istediği sağlık hizmetini istediği zaman ve istediği şekilde alma ve hekime istediklerini dikte ettirme eğilimindeki saldırganlara devrederek, sistemi zora dayalı olarak yürütme düşüncesindedir. Sağlık çalışanlarına yönelik saldırılar artık organize hale gelmiştir. Takip edip planlanarak uygulanan olayla yaşamaktayız.

Bu düşüncedir ki artık, sağlık çalışanlarının sadece çalıştıkları sağlık kurumlarında değil, sokakta, evlerinde, arabalarında, alış veriş merkezlerinde ve her yerde, can güvenliği olmaksızın, büyük tehditler altında yaşamalarına yol açmaktadır. Sağlıkta terör artık ülkemizin en acil, en can yakıcı sorunudur ve bunun sona erdirilmesi için acil bir şekilde etkili bir sağlıkta şiddet yasası çıkarılmalı. Bu süreçlerde sağlık örgütlerinin görüşleri alınmalıdır. Bir şiddete daha tahammülümüz yoktur… İflas etmiş ve çökmüş bir sağlık sisteminin faturasını hekimler ve sağlık çalışanları olarak biz ödemek istemiyoruz. Etkili bir sağlıkta şiddet yasası istiyoruz. Sağlık kurumlarında güvenlik tedbirlerinin artırılmasını istiyoruz. Bilimsel verilerle planlanmış bir sağlık ortamı istiyoruz. Sağlıkta dönüşüme son, sağlıkta şiddete son… Hemen şimdi…” ifadelerini kullandı.

BİZ SİZİN EVLADINIZIZ

Hizmet verdiği aile sağlığı merkezinde mesai çıkışında planlı ve organize bir şekilde şiddete uğrayan Dr. Ekin Hürel'in de katıldığı eylemde bir konuşma yaptı. Hürel, “Ben vatandaşlarımıza seslenmek istiyorum. Bizler sizin evladınızız, bizler çocuklarınız, ağabeyleriniz, kız kardeşleriniz, komşularınız, arkadaşlarınızız. Çocukken bayramda şeker verdiğiniz, elinizi öpenleriz. Bu şiddet neden? Bu nefret neden? Bu hırs, bu kin neden? Lütfen bizlerin de sizlerden biri olduğunu unutmayalım” dedi.   

Editör: TE Bilişim