Son Mühür Haber Merkezi/ Melekşah Tufaner ‘Her İşin Başı Sağlık’ programının konuğu Genel Cerrahi Uzmanı Ege Üniversitesi (EÜ) Organ Nakil Merkezi kurucularından Prof. Dr. Hasan Kaplan oldu. Programda organ nakli ve organ bağışının önemi konuşuldu. 

Kaplan, “Organ naklinde amaç kişiye uzun ve konforlu bir yaşam kazandırmak bunun için organ nakli konusuna değiniyoruz. Biz bu işe başlarken insanlık tarihine göz attık. MÖ yıllara ait organ nakli izleri var. Böyle örnekler var. Pratik hayatta olanlardan en çok böbrek nakli yapılıyor. Buna solid organ deniliyor. Solid organ yani kendi başına dokusu olan bir organdır. Böbrek yetmezliği çok görülüyor. Bu nedenle böbrek yetmezliğine gidiliyor. Son dönem böbrek yöntemine giren hastaya, bugün diyaliz yöntemi denilen yöntem o hastalara yaşatılıyor. Bekleme listesine baktığımız zaman yirmi üç bin beş yüz kadar böbrek nakli bekleyen böbrek hastası var. Ama diyalize giren hasta 63 bin. Yani onlardan kırk bin kadarı nakil istemiyor, sıraya girmiyor. Böbreklerimiz çift olduğu için bir yakını böbrek verebiliyor. Veren kişinin yaşamını etkilemiyor. İstatistik yaptığımız da anneler evlatlarına çok veriyor böbrek naklinde” dedi. 

“Organ naklinde eğitim ve medya önemli” 

Şırnak'ta ambulans uçak 20 günlük bebek için havalandı Şırnak'ta ambulans uçak 20 günlük bebek için havalandı

Kaplan, “Organ naklinde eğitim ve medyanın çok önemli yeri var. Acaba ölmeden organları alıyorlar mı diye halk olarak çok soruyorlar. Beyin ölümünün tespiti ekibi var. Bu ekipte ameliyatı yapan cerrah olmuyor. Kardiyolog, nörolog ve beyin cerrahisinden biri olabiliyor. Aday tespit ediliyor ve bir sürü incelemeler yapılıyor. Bunlardan birisi de beyin MR’ı ya da anjiyosu. Beyinde damarın durduğuna kadar araştırıyorlar. Böyle bir durumda ailenin karşısına çıkılıyor. Ben hiçbir zaman ailenin karşısına çıkamadım organlarını verir misiniz diye. Bunu becerebilecek arkadaşlarımızı yönlendiriyoruz” diye ifade etti. 

“Pankreas nakli en az” 

“Organ Nakli Merkezi 1988 yılının Eylül ayında kuruldu. Merkezde yapılan ilk nakil böbrek nakliydi. Şu anda Ege Üniversitesi’nde böbrek, karaciğer, kornea, pankreasta bir dönem yapıldı ama pankreasta sonuçlar çok yüz güldürmüyor.” Bu durumda çoğu cerrah elini çekiyor. Pankreasta zaten tüm Türkiye’de zaman zaman yapılıyor sayısı çok az.” 

“Haberal Hoca bize yol açtı” 

“Türkiye’de 3 Kasım 1975 tarihinde Prof. Dr. Mehmet Haberal tarafından yapıldı. Bu organ nakliyle ilgili ülkemizdeki yasayı da Haberal çıkardı. Organ nakillerini milletvekillerine tek tek giderek anlatmıştır. O bize yol açtı organ naklinde. Organ naklinde, organ nakledilen kişiye deniyor ki siz annesini babasını ziyaret etmek ister misiniz veya bir yakınını? Kabul ediyorsa aileye de teklif ediliyor. O da kabul ediliyorsa bağlantı kuruluyor. Yoksa kim olduğunu bilmiyor nakil olan kişi.” 

“İdeal olan kadavradan nakil” 

Kaplan, “Organ naklinde ideal olan kadavradan nakil. Yeterince kadavra bağışı olmadığı için çaresiz kalınca canlıdan nakle de başvuruluyor. Başlangıçta karaciğer naklinde aldığınız kişiye zarar verirseniz çok kabul edilemez bir durum olarak görülüyordu. Ama cerrahideki gelişmeler, ekiplerin değerlerinin artması ile neredeyse sıfır komplikasyon oluyor. Karaciğerinin yüzde altmışını, yetmişini alıyorsunuz beş gün sonra evine gönderiyorsunuz. Birkaç ay sonra geliyor hasta ve karaciğeri neredeyse eskisi gibi olmuş oluyor. İdeal olan yakın yerlerden organ nakli ama uzak olması gereken durumlarda bakanlık helikopter tahsis ediyor. Kişinin bağış durumu da çok önemli. Seçici bağışlar olabiliyor sadece böbreğimi, karaciğerimi alın diyenler gibi. Bütün organlarım helal olsun dediği zaman kornea, karaciğer, kalp, böbrek alınıyor. Organ haklinde aİle istemezse organ bağışı olsa da organ alınamıyor. İspanya'da organ bağışında aileden izin almaya gerek yok diye bir yasa çıkarmışlar. Bir kişi organları alınabilecek şekilde öldüyse izin alma gereği yok diye bir yasa. Etik olarak aileden onay alınıyor" diye konuştu.

Editör: MELEKŞAH TUFANER