Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Buca Eğitim Fakültesi Coğrafya Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Semenderoğlu, iklim değişikliğine bağlı olarak yükselen yıllık sıcaklık ortalamalarının orman yangınlarını artırdığını belirterek, alınabilecek önlemlere dikkat çekti. Semenderoğlu, yangın riski yüksek kızılçam ormanlarında, yanma direnci daha yüksek olan servi ağaçlarının kullanılması gerektiğini söyledi.
Sıcaklık artışı ve kuraklık, yangın riskini yükseltiyor
Türkiye genelinde son yıllarda sıcaklık ortalamalarının belirgin şekilde arttığını vurgulayan Prof. Dr. Semenderoğlu, 2025 yaz aylarının da kurak ve aşırı sıcak geçmesinin beklendiğini ifade etti. Yangının ortaya çıkması için yanıcı maddeler, oksijen ve yüksek sıcaklığın bir arada bulunması gerektiğini belirten Semenderoğlu, özellikle kuru rüzgârlar ve düşük nemin yangın riskini ciddi şekilde artırdığını söyledi.
"Ağaç, çalı, ot ve orman altındaki kuru örtülerin yaklaşık 230 derece sıcaklığa ulaşması yangın başlatmak için yeterlidir. Bu sıcaklığa sigara izmariti, söndürülmemiş mangal ya da yıldırım gibi küçük bir kıvılcım sebep olabilir" dedi.
Kızılçamlar yüksek risk taşıyor
Türkiye’deki ormanların büyük bölümünün Karadeniz, Marmara, Akdeniz ve Ege bölgelerinin kıyı kesimlerinde yoğunlaştığını hatırlatan Prof. Dr. Semenderoğlu, özellikle Ege ve Akdeniz’in sıcak ve kurak geçen yaz ayları nedeniyle yangın açısından kritik bölgeler olduğunu söyledi.
Bu bölgelerde yaygın olarak bulunan kızılçam ağaçlarının yangına son derece hassas olduğunu ifade eden Semenderoğlu, "Kızılçamlar reçine ve çıra içeriği yüksek, dalları arasında boşluklar olan ve bol kozalaklı yapısıyla yangının hızla yayılmasına zemin hazırlar. Ayrıca kuru ibrelerle yoğun bir ölü örtü oluşturur" diye konuştu.
Yangına dayanıklı ağaçlar ile önlem alınmalı
Yangın riskini azaltmaya yönelik önerilerde bulunan Prof. Dr. Semenderoğlu, kızılçamların arasına, yoğun dal yapısıyla yangının içeriye ulaşmasını engelleyen servi ağaçlarının dikilmesinin etkili bir yöntem olduğunu dile getirdi.
Tarım arazileri ve yerleşim yerleri ile orman alanları arasında ise yangına daha dirençli olan incir, meşe, akasya ve keçiboynuzu gibi ağaçların tercih edilmesi gerektiğini belirtti.
Ormana giriş yasağı etkili bir tedbir
Türkiye’de yılda ortalama 3 binin üzerinde orman yangını çıktığını ve büyük yangınların sayısında artış yaşandığını kaydeden Prof. Dr. Semenderoğlu, 1 Mayıs–31 Ekim tarihleri arasında uygulanan ormanlara giriş yasağının yangınları önlemede oldukça etkili olduğunu söyledi.
Kuru dallar ve ibrelerin orman altından temizlenmesinin yangının yayılımını yavaşlatacağını vurgulayan Semenderoğlu, kontrollü piknik alanlarının artırılması gerektiğini de ifade etti.
Eğitim ve farkındalık şart
Orman yangınlarıyla mücadelede sadece fiziksel önlemlerin yeterli olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Semenderoğlu, kamuoyunun bilgilendirilmesi ve toplum genelinde farkındalık oluşturulmasının da en az diğer önlemler kadar önemli olduğunu söyledi. Eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarının yaygınlaştırılmasının, yangınların önlenmesinde uzun vadeli etki yaratacağına dikkat çekti.