Olimpiyat, dünya ve Avrupa şampiyonu milli okçu Mete Gazoz, sezonun kendisi için olumlu geçtiğini belirtti. 25 yaşındaki sporcu, sezonun geride kalan kısmında gösterdiği performanstan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Gazoz, sezonun Samsun’da düzenlenen Salon Avrupa Şampiyonası ile başladığını ve organizasyonun kendisi açısından başarılı geçtiğini aktardı. ABD’de gerçekleştirilen Dünya Kupası’nda ikinci olarak önemli bir derece elde ettiğini ifade eden milli okçu, Antalya’daki Avrupa Grand Prix’sinde şampiyonluk kazandığını söyledi.
Şanghay’daki Dünya Kupası’nda karışık takım olarak üçüncü olduklarını ve Fetih Kupası’nda ise ikinci sırada yer aldıklarını belirtti. Bu süreçlerin, yaklaşan Dünya Şampiyonası öncesi iyi bir hazırlık olduğunu vurgulayan Gazoz, Eylül ayında yapılacak Dünya Şampiyonası ile sezonu başarılı şekilde tamamlamayı hedeflediğini açıkladı.
Ayrıca, zihinsel ve fiziksel olarak güçlenmek için çalışmalarına devam ettiğini ve 2028 Olimpiyatları’na hazır şekilde katılmayı planladığını ifade etti.
E-sporla zihinsel rahatlama sağlıyor
Mete Gazoz, yoğun antrenman temposunda zihinsel rahatlama için e-spora yöneldiğini söyledi. Valorant ve League of Legends oyunlarını takım arkadaşlarıyla birlikte oynadığını belirten milli sporcu, e-sporun rekabetçi yapısının kendisini motive ettiğini dile getirdi. Profesyonel e-spor müsabakalarını yakından takip ettiğini aktaran Gazoz, bu alanda yer almaktan mutluluk duyduğunu ifade etti.
Atölye, Mete Gazoz için manevi bir mekan
İstinye Okçuluk Kulübü’nde bulunan ve babası Metin Gazoz’a ait olan atölye, Mete Gazoz için özel bir anlam taşıyor. Küçük yaşlardan itibaren burada vakit geçirdiğini anlatan milli sporcu, atölyeyi “ev gibi” tanımladı.
Burada babası ve annesiyle paylaştığı anıların manevi değerinin kendisi için çok büyük olduğunu söyledi. Atölyeye geldiğinde kendisini rahat ve güvende hissettiğini belirten Gazoz, burayı vazgeçilmez mekanlarından biri olarak nitelendirdi.
Red Bull iş birliği memnuniyeti
Mete Gazoz, Red Bull ile yürüttüğü iş birliğinden duyduğu memnuniyeti de dile getirdi. Red Bull’u sadece bir marka değil, bir aile olarak gördüğünü ifade eden milli sporcu, ekibin yeni bir üyesi olmasına rağmen uzun süredir birlikteymiş gibi güçlü bir bağ hissettiğini belirtti.
