Son Mühür Tv’de cuma günleri ekrana gelen Sevinç Öztürk’ün hazırlayıp sunduğu ‘sanatın Renkleri’ programı bu kez sanat, felsefe ve hukuk konulu ilgi çekici bir sohbete ev sahipliği yaptı. ‘Hukuk ve Disiplin’ ve ‘ Kapuçin Maymunları Neden Salatalık Sevmez’ kitaplarının yazarı DEÜ Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Müzisyen-Yazar Dr. Engin Topuzkanamış hem akadimesyen kimliğiyle hem de müzisyen kimliğiyle izleyiciyle buluştu. 

İşte Engin Topuzkanamaış’ın açıklamalarından öne çıkan detaylar... 

KAPUÇİN MAYMUNLARI NEDEN SALATALIK SEVMEZ? 

Bu bir hayvan bilimcinin yaptığı bir deneye dayanıyor. Hayvanlardaki adalet ve ahlak anlayışıyla ilgili. Ana soru şu, insanlardaki adalet ve ahlak duygusunun temelinde doğamızda olan bir şey var mı? Yoksa bu sadece felsefi kültürle gelen bir tartışma. İnternette deneyin videosu var, izlemelerini tavsiye ederim. Deneyde hayvanlara bir ürün karşılığında para kullanmayı öğretiyorlar. Para yerine taşı kullanıyorlar. Maymunlardan bir tanesi elindeki taşı veriyor karşılığında salatalık alıyor. Salatalığı da bayıla bayıla yiyiyor. Yan taraftaki maymun taşı verdiğinde bu kez ona üzüm veriliyor. Üzüm şeker değeri daha yüksek, daha değerli bir yiyecek. Salatalık yiyen üzüm yiyeni görüyor. Tekrar taşı verdiğinde ona tekrar salatalık verildiğinde elindeki salatalığı bakıcısının kafasına atıyor. İkisine de salatalık verdiğinizde hiçbir şey olmuyor.  Buradan yola çıkarak hayvanlarda da eşitlik duygusu olduğunu ortaya koyuyorlar.  

KENDİMİZİ BAŞKALARIYLA KIYASLIYORUZ 

Aslında biz razı olduğumuz şeye yanımızdaki fazla aldığı andan itibaren razı olmamaya başlıyoruz. Bir görecelilik söz konusu. İnsan doğasında da böyle. Herkesin kuru ekmek yediği yerde bir Sorun çıkmıyor ama birisi taze ekmek yediğinde sorunlar başlıyor. Bizim adalet ve ahlak duygumu genellikle yanımızdakiyle ilgili. Sürekli kendimizi başkalarıyla kıyaslıyarak eşitlik duygumuzu öne çıkartıyoruz. Kitap buradan yola çıkarak hukuk felesefesinin temel konularını inceliyor.  

BÜTÜN MEMELİLER ÖĞRENİYOR 

Evrimsel bir süreç var, bütün memeliler öğreniyorlar. Davranış geliştiriyorlar. Bunları biriktirip tecrübe kazanıyorlar. Bonobolar, kapuçin maymunları, filler, kargalar gibi bunlar çok zeki hayvanlar. İnsanın farkı şu; insan gerçeklikte olmayan bir dünya inşa edebilen bir varlık. Biz çoğunlukla gerçeklikte değil, hakikat alanında yaşayan bir canlıyız. ‘İnsan konuşan bir hayvandır’ lafı meziyetmiş gibi söylenir, bana sorarsanız bu bir dezavantajdır. Kişisel olarak saydığım hayvanların bizden üstün olduğunu düşünen bir kişiyim.  

ROMANTİZE ETMEYE GEREK YOK 

Ne insan dünyası ne hayvan dünyası öyle romantize edilecek bir şey değil. Her ikisi de güç ilişkileri çerçevesinde şekilleniyor. Bu güç ilişkileri hiyerarşileri oluşturuyor. İnsanlar bu güç ilişkisi ve hiyerarşiyi hukuğa dönüştürüyor, hayvanlarda hukuk yok.  

BİREYİN ÖZEL YETİŞTİRİLMESİ GEREKİYOR 

Hukuk medeniyete özgü bir şey değil. Eskiden ilkel deniyordu şimdi ilksel deniyor. Onlarda da hukuk var. Her toplumda hukuk var. Özellikle devlet kurulduktan sonra hukuk farklı bir konuma geçiyor. Modern insan profili ortaya çıktıktan sonra modern hukuk uygulanabiliyor. Modern hukuk oldukça karmaşık bir sistem. Onu kavrayıp uygulayabilecek bireyin özel olarak yetiştirilmesi gerekiyor. Burada ana konu modern birey olarak, öfke kontrolü. Çok basit gibi görünse de çok temel bir konudur. Hukuk neden uygulanmıyor sorusunun cevabı hukukta değildir. Kanunların eksikliğinde ya da fazlalığında değildir. 

ÖFKE KONTROLÜ 

 Hukuğun neden iyi uygulanamadığının cevabı sosyal psikolojide var. Bunun içinde insanlardaki öfke kontrolü çok önemli. Çok basit, gündelik hayatta trafikte her gün karşılaştığımız şey gibi. Kırmızı ışık daha sönerken kornasına yapışan adam yüzünden hukuk kuralları uygulanmıyor. Ciddi bir eğitim sisteminden geçmesi gerekiyor. Ama bu da kendi içinde bir paradoksa döndürüyor. Bu sefer de devletin ceberrutluğuyla karşılaşabiliyoruz. Çünkü devlet bu eğitim sistemi yoluyla yurttaş imal ediyor. Avrupa’da 18. Ve 19.’uncu yüzyılda olan şey buydu. Disiplin kavramı da oradan geliyor. Disiplinci toplumlar eliyle birey inşa ve imal ettiler.  

MODERN HUKUK 

Elinizdeki kanun metninde ne yazdığı o kadar önemli değildir. Onun merkezindeki etik ilkeleri belirleyecek kamu görevlilerini varlığı önemlidir. Biz onunla yani modern hukukla pek ilişki kuramadık.  

Editör: TE Bilişim