Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının satır başları şöyle:

"Ben halk adına konuşuyorum. Söz halkın desem daha mutlu olacağım. 84 milyonun derdi var. Herkes perişan vaziyette. Ben onların sözcülüğünü yapıyorum. Çözümsüz eleştiri doğru değildir. Çözümü de söyleyeceksiniz. Çünkü sizin çözümlerinize halkta destek veriyor.

BELEDİYE BAŞKANLARINA ÇAĞRI 

Belediye başkanlarımız fedakarlıkla çalışıyorlar. Bütün engellemelere rağmen çalışıyorlar. Başarılı görevler yapıyorlar. Şikayet etmeyeceksiniz, engelleri aşacaksınız. Bulunduğunuz beldede, şehirde, büyükşehirde bir tek çocuk bile yatağa aç girmeyecek. Herkesin güvencesi o kentin belediye başkanı olacak. Belediye başkanlarımız muhtarlarla işbirliği yaparak herkese ulaşabilir. Valisi, kaymakamı, cumhurbaşkanı, bakanları değil belediye başkanlarımız olacak. Çünkü az önce saydıklarımda adalet duygusu yok.

AVUKATLARIN ÇOK SORUNLARI VAR

5 Nisan Avukatlar Günü. Hakim var, iddia makamı var ve savunma makamı var. Yargı bu üçlüden oluşuyor. Avukatların çok sorunları var. Yargı bağımsızlığı konusunda, çoklu baro konusunda endişe taşıyorlar. Serbest çalışan avukatlar ücretleri konusunda endişe taşıyorlar. Bugün grup başkanvekillerimiz Meclis Genel Kurulu'nda bunları gündeme getirecekler.

Manisa'da cebime bir kağıt iliştirildi. 'Biz ne şartlarla çocuklarımız okuttuğumuzu bir Allah bir biz biliriz. Ailelerimizin desteğiyle bir öğretmen ailesi olarak 15 yıl Sivas'ın köyünde nohut ekip biçerek kız çocuklarımız ayakta dursun diye elimizden gelen mücadeleyi verdik. Sonuç olarak atanamadılar. Üzgünüz, çok yıprandık. Umudumuzu kaybetmek istemiyoruz. Bu notu bizim gibi mağdur aileler adına iletmek istiyorum' diyor.

İzmir Depremi Mağdurları Dayanışma Derneği kurmuşlar. Önce dernek kurduğunuz, haklarınıza sahip çıktığınız için size teşekkür ederim. Siz bütün partileri davet ettiniz. Oraya AK Parti ve MHP'nin il başkanları katılmadılar. Kendilerini suçlu görüyorlar. Suçlu adam yanınıza gelmek istemiyor. Biz yanınıza geldik, yanınızda durmaya devam ediyoruz.

AK Parti'ye gittiniz sizi kapıdan kovdular. Onları kınamak benim boynumun borcudur. Deprem mağdurunu kovacağına, dinle. Senin kapını çalan kişiyi polisleri çağırıp kapı dışarı ediyorsan sen İzmir'i de Türkiye'yi de yönetemezsin. Zaten yönetemedikleri açık. Bizim önerimiz uzun vadeli, düşük faizli kredi vermeleridir.

"SABREDİN, AZ KALDI"

Aynı şekilde atama bekleyen öğretmenler dışında sağlıkçılar da var. Atama bekleyen öğretmenlere, sağlıkçılara söylüyorum. Biraz sabredin, az kaldı. Hiç kimseyi aç ve açıkta bırakmayacağız. Herkesin işi, gücü olacak.

Bütün polis kardeşlerimin dertlerini biliyorum. Mesai kavramı yok. 24 saat çalışan polis kardeşlerimi de biliyorum. Talimat gelir, ikinci bir emre kadar bekler. Sizden sadece şunu isteyeceğim: Hakkın, hukukun, adaletin yanında olun. Hiçbir güç bu sorunları çözmenize engel olamayacaktır. Bu kardeşiniz bunun teminatıdır.

Emekli polisler de aramızda. Hiç merak etmeyin, emniyette, yasa dışı talimatları kim verirse devri iktidarımızda onun hesabını verecek. Haklının yanında olun, hukukun, adaletin yanında olun. Bunların gereğini yapın. Angarya işler de sizlere verilmeyecek.

"MUTFAKTA, DEPOLARDA YANGIN VAR"

Zam haberleri havuz medyası hariç her yerde var. Orada güller, çiçekler var. Ama herkes biliyor ki mutfaklarda, depolarda yangın var.  Otobüs şoförleri büyük sıkıntılar yaşıyorlar. AŞTİ'yi geziyoruz. Esnafla konuşuyoruz. Esnaf, 'Ben bir kuruş yardım aldıysam şuradaki insanların vebali benim üzerime. 10 kere talep ettim bir kuruş alamadım. Öyle anlattıkları gibi değil insanlar gerçekten perişan' diyor. Bir diğeri, '10 seferden 2'ye düştük hala yolcu bulmakta zorlanıyoruz. 3 yolcu var. Kontağı çevirdiğim anda zarar edeceğim ama cezası var terminalden çıkmak zorundayım' diyor. Kamyon şoförleri, TIR, taksi, minibüs şoförleri de böyle. Bayram geliyor insanlar gidip gitmemekte tereddütteler. Uçak daha ucuza geliyor. Uçağa devlet desteği var. Otobüse yok, e ona da destek ver. Binlerce otobüs var. On binlerce çalışan var.

Zamlar yağmur gibi geliyor ama TÜİK yıllık tüketici fiyatları yüzde 61, üretici fiyatları da yüzde 115 arttı diyor. TÜİK, doğruları söylemiyor. ENAG'a göre yıllık enflasyon yüzde 143 enflasyon aldı gidiyor. Hükümet 'Fedakarlıkta bulunun' diyor. Bütün iktisat, ekonomi kitapları yazar: Enflasyon en haksız ve acımasız vergidir. Zam+zam+zam eşittir Recep Tayyip Erdoğan. Kimse unutmasın. Bu işin sorumlusu sarayda oturan. 'Ekonomistim' diyor. Laf aramızda çakma ekonomist keşke ekonomist olsa. Bir yerden 'ekonomist' lafını duymuş belli ki o da öykünmüştür. Ne yaptın? Merkez Bankası'nı söğüşlediniz, 128 milyarı yok ettiniz.

Özellikle 'faiz haramdır' diyen kardeşlerim dinlesinler. Bankaların bir numaralı geliri faizdir. Bu yılın ilk iki ayında, bankaların karı yüzde 322.8 artmış. Demek ki faizcilere hizmet eden bir hükümetimiz var. Hani faize karşıydın? Hani haramdı?

"5'Lİ ÇETE DEDİM DİYE GÜCENMİŞ BEYFENDİ"

5'li çete diye, 5'li çeteye hizmet ediyor, 5'li çetenin tahsildarlığını yapıyorlar diye eleştirdim. Mahkemeden karar aldırmışlar, ihtiyatlı konuşacakmışım. O hakime diyorum: Ben 5'li çete diyeceğim, bakalım ne yapacaksın. Ben sana hakim değil 5'li çetenin yandaşısın diyeceğim. Bal gibi beşli çete. 18 yılda bu beş şirkete 203 milyar liralık iş verildi.. 

Adam bu işi dolara bağlayalım, garantiye bağlayalım diyor. Bağlıyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın onuru olan lirayı atıyorsun dolara bağlıyorsun. Bunlara beşli çete dediğim için beyefendi incinmiş, gücenmiş. Sen beşli çeteye hizmet ediyorsun. Bir daha dava aç, açmazsan namertsin. Yiğitsen, erdemliysen, senin dünya kadar televizyonun var. Çık karşıma, hesaplaşalım. 

Hurmadan gümrük vergisi yüzde 25. Ramazan'da sıfırla bari. Onu bile düşürmezler. Beyefendi oturur: Manda yoğurdu... Her dört hurmadan birini alıyorsun. 5'li çeteye kapıyı açıyorsun.

Meşhur bir laf var: Hırsız içeriden olursa kapı kilit tutmaz. Devletin bütçesi, bürokrasi darmadağın. Bu sistem, bu yapı böyle gitmez. Bunu demokratik yollarla düzelteceğiz. Bu ülkenin gerçek sahibi bu ülkenin halkıdır. Hiç kimse bunu unutmasın. Devletin sahibi 84 milyondur. Devleti yönetemiyorlar. Devletin çivisini çıkardılar. Saraylı kafasıyla bu iş olmaz.Saray ve şürekası, bir yerden değil 5-6 yerden maaş alanlar. Hakkı olmadığı halde devletin önemli makamlarına getirilenler, beşli çeteler, bunlardan beslenenler, televizyon ekranlarında bir partiliymiş gibi savunan gazeteciler bunlar saraylı kafasını oluşturan bir bütün. Bunların 8 özelliği var.

Çıkarcıdır. Kendi çıkarı için feda etmeyeceği hiçbir şey yoktur. Beşli çetenin tahsildarlığını yapar saraylı kafası. Yolsuzluk yapanları korur. Birisi rüşvet mi aldı arkasında dururlar. Bütün kutsal değerleri kendi çıkarları için kullanırlar. Mal varlıkları en büyük korkularıdır. Trump'ı düşünün 'Beni kızdırma mal varlığını açıklarım' dedi. Mal varlığı deyince papaz teslim edildi."

Editör: TE Bilişim