SON MÜHÜR/İYİ Parti’nin, 4’ncü yılını kutladığını belirten Başkan Tabak, partinin Genel Başkan Akşener’in bilgi ve birikimiyle, ciddi çalışmalar gerçekleştirdiğini iletti. Tabak, “81 il 980 ilçede hummalı bir çalışma başladı. Halkımızın nabzını tutması, doğrudan sorun yaşayan vatandaşlara dokunması, çözüm üretmek için yaptığı çalışmalar bizim karşılığımız oldu. Dördüncü kuruluş yılını kutlayacağız. Biz genel başkanımızın başbakanlığında ülkeyi yönetmeye adayız. Seçime hazırız, Türkiye’nin yönetimine talibiz.” diye konuştu.

“Çocuklarımızın sorgulanması söz konusu”

İYİ Parti’nin İzmir’de, 30 ilçede çalışmalar yürüttüğünü ifade eden Tabak, İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar’ın sunduğu programlarla devam ettiklerini açıkladı. İnsanların üye olurken çekinmelerinden yakınan Tabak, “Gönülden üyeler var, ama kağıt üzerinde göremiyoruz. Sahaya çıktığımızda, halkımızın teveccühünü görmekteyiz. Bin üyemiz varken, aldığımız oy oranı 30 bin oldu. Devlet kurumunda çalışan aileler, kişiler bize kayıt yaptırmaktan imnita ediyorlar. Çocuklarımızın bu anlamda sorgulanması söz konusu. Sandık önümüze geldiğinde yapacağız diyorlar” dedi.

“Bir eğitim döneminde 60 bin öğrenciye sahip çıkıyoruz”

Bornova Belediyesi’nde, Millet İttifakı’nın ortak adayı Mustafa İduğ’un seçildiğini aktararak, Bornova halkının çıkarları doğrultusunda tüm kararları desteklediklerini vurguladı. Tabak, halkın sorunlarına ivedilikle çözüm üretmeye devam ettiklerini belirterek, öğrencilerin barınma sorunları hakkında şunları söyledi:

“Bir eğitim döneminde 60 bin öğrenciye ev sahipliği yapıyoruz. Ama toplasanız 8 bin öğrenci konaklama sorununu çözebiliyor. Uzun yıllardır çözülemeyen, sanki çözülmemesi için çaba sarf edilen bir durum var. Çocuklarımıza barınma ve korunma sağlamamız gerekiyor. Birinci önceliğimiz çocuklarımız, yurt sorununun çözmesi gerekiyor, hem merkezi hem yerel iktidarın önceliği bu olmalı. Bornova Belediyesi çabalıyor ama yetmiyor. Gerçek ihtiyaçlara yatırım yapmak gerekiyor. Bornova parklarında yatan öğrenciler var. Ben yaşayan biriyim. 24 saat yaşayan bir ilçe. Gençlerin çok yoğun olduğu yer. Biz de onların yaşadıklarını yakından görüyoruz. Öğrencileri dinlesinler daha iyi anlayacaklar”

“Ben de bir depremzedeyim”

30 Ekim İzmir Depremi’nin üzerinden neredeyse bir sene geçti.

Depremde yaşamını yitirenlere rahmet dileyen Tabak, kendisinin de bir depremzede olduğunu, oturduğu sitedeki blokların çöktüğünü şöyle anlattı:

“30 Ekim Depremi’nin sene-i devriyesi olacak. Şimdiden deprem esnasında kaybettiğimiz 117 canımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Ben de bir depremzedeyim. Deprem anında, Bayraklı Manavkuyu’da, Barış Sitesi’ndeydim. 4 bloklu sitemizin 3 bloğu çöktü. 6’ncı kattaydık. Üç katımız çökmüştü. 11 komşumuzu kaybettik. Deprem acı bir afet. Ne zaman yakalanacağımız belli değil, ama tedbir elimizde. Biz istiyoruz ki, depremzedeler olarak bakıyorum, proje alanı ya da kentsel dönüşüm diye ayırarak değil. Deprem esnasında evi yıkılan depremzedelerin bulunduğu bölgeleri 7’ye ayırdılar. Proje alanı dendi. Doğal afet esnasında eviniz yıkıldığı anda orası hazineye geçer. Tüm karar mekanizması devlet olur. Deprem esnasında hasar görmüş olan evlerimiz de vardı. Komşular akrabalar, kentsel dönüşüm olarak ayırdılar. Kentsel dönüşüm statüsünde olanlarla dernek kurulmuş hak arıyorlar. Elbette, hepimiz depremzedeyiz. Murat Kurum’a soruyorum, deprem esnasında evimiz yıkıldı. Devlete geçti. Orası bizim değil. Bizim evimiz 8 kattı. 135 metre kareydi. Kendi yapmış oldukları evlere zemin artı 5 kat verdi. 2 buçuk metrelik temele sekiz kat yapılırken, şimdi TOKİ ile yapılan evlere 30 metre fora çakılarak katımız düşürüldü. Mantık arıyorum. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı dedi ki, sizin eviniz yıkıldı, hükümet olarak Bayraklı Şehir Hastanesi üstünde alan oluşturduk, orada mı oturmak istersiniz burada mı? Biz kendi oturduğumuz yeri seçtik. Rezerv alanında bir ev hakkınız var. Var olan binanızla müteahhitle anlaşın, buradaki hakkınız baki. Murat Kurum, depremde benim evim yıkılmış, bizim neden tek hakkımız var?”

“Biz cezalandırılmış durumdayız”

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin emsal kararının çok güzel olduğunu dile getiren Tabak, kentsel dönüşüme girecek depremzedelerin haklarını alabileceklerini iletti. Ancak, kendilerinin hem bina katının, hem de metrekarelerinin düşmesinden yakınarak, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, buyrun eviniz burada, kura çekeceksiniz diyor. Yetmedi, hadi bu evin maliyeti X lira, yarısınız siz ödeyeceksiniz dese, kendi evimi bana tekrar satıyorlar? Sosyal devlet. Bize ev vermeyecekler, ev satacaklar. Yasaları, vatandaşın menfaati uğruna düzenlemelisiniz. Yıkılan yalnızca evimiz değil, içimiz yıkıldı. İnsanlar çalışmış, iki ev almış. Manavkuyu’daki evi yıkıldığı zaman, bakanlık Karşıyaka’da da evin var, yararlanamazsın diyor. Biz kentsel dönüşüm statüsünde olup hak kazanan depremzedeleri ayırt etmiyoruz, sekiz kat varken on kay yapın demiyoruz, 130 metrekareyken 150 metrekare istemiyoruz” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilişim