İzmir'in Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Ekim günü yaşanan ve 117 kişinin hayatını kaybettiği deprem sonrası, yaşanan felaketten en fazla etkilenen bölge olan Bayraklı'da depremzedeler hak arayışı için İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) altında birleşme kararı almıştı.

Deprem sonrası bölgede yüzlerce ev yıkılırken birçok ev ise orta ve hafif hasarlı olarak belirlenmişti. Depremin üzerinden yaklaşık olarak 7 ay geçmesine rağmen bölgede dönüşümün başlamaması sonrası  dernek üyeleri bugün Bayraklı Belediyesi'ne toplu dilekçe verme eylemi yaptı.

Belediye önünde gerçekleştirilen eyleme, Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal'da destek olurken, eylemcilerin yanına gelen Sandal, depremzedelerin sorularını yanıtladı.

Depremzedeler Bayraklı Belediyesi önünde gerçekleştirilen basın açıklamasının ardından ise İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü önüne geçerek 'depremzedeler burada, devlet nerede' sloganı attı.

 AMAÇ VATANDAŞIN MAĞDURİYETİNİ MİNİMUMA İNDİRMEK

Deprem sürecinde enkazların kaldırılmasından depremzedelerin kalıcı konutlarına yerleştirilmesine kadar bütünsel bir süreç olduğunu belirten Başkan Sandal, “Şimdi işin önemli boyutu olan asıl konutlarımıza dönmekle ilgili çalışmalar var. Biliyorsunuz Bayraklı olarak plan notlarını ilk gönderen belediye biziz. Hatta ada bazlı olursa yüzde 10 imar artışının olabileceği ve ekonomik olarak da vatandaşı rahatlatabilecek plan notumuzu biz gönderdik. Anca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın itirazı sonucu süreç yeniden ele alındı ve uzlaşı kararı ile plan notumuz bize geri gönderildi. Ortak bir uzlaşıyla bu meseleyi çözmek gerekiyordu ve Büyükşehir belediyemiz usul ve esaslar kapsamında yeni plan notunu geçirdi. İlçe belediyelerine tanınan süre 5 aydı. Bizim kararlarımızı meclislerden geçirmek için süremiz 7-8 ayken biz bu kararı 5 günde geçirdik. Burada amaç vatandaşlarımızın mağduriyetini minimuma indirmek… Biz, vatandaşımız zarar görmeden imkanları ölçüsünde asıl konutlarının metrekaresi neyse öyle konutlara yerleşsinler istiyoruz. Ama şu bilinsin. Biz bir kamu kurumuyuz. Bugün imar artışıyla ilgili talebiniz tabii ki de hakkınız. Ama ilgili yasanın bize ne dediği çok önemli” ifadelerini kullandı.

BU İŞİ PROFESYONELLERE BIRAKIN

Plan notları görüşmesinde tüm paydaşlarla ortak bir süreç yürüttüklerinin altını çizen Başkan Sandal, “Biz bu meseleleri çözerken derneğimizi hiç ihmal etmedik. Bugünkü plan notumuzun itirazsız geçmesinde derneğimizin de ciddi katkısı var. Ama geldiğimiz noktada sadece metrekarelerin korunmasıyla ilgili bir çalışma içine girdik. ‘Neden geciktiniz’ diye sorabilirsiniz. Ama plan notları ve askı süreci bitmeden yapılacak her şey yarım kalır. Bugün bu süreç, biraz netleştiği için İş Bankası’yla ilgili görüşmeleri son noktaya getirdik. Şimdi şirketle ilgili çalışmayı aslında geçen ay işleme koyduk ve önümüzdeki haftaya bu işlem de bitecek. Öngörümüz şu, yasal olarak üzerimize ne düşüyorsa sizin adınıza her adımı atmaya hazırız. Bizim tercihimiz sizsiniz. Sizi mağdur edecek herhangi bir şeyin içerisinde olmayız biz. Ama bizim yetki ve sorumluluklarımız belli bir noktaya kadar. Şimdi kuracağımız şirketle de bütün müşavirliklerin belediye şirketi aracılığıyla olmasını istiyoruz. Proje aşamasından diğer bütün aşamalara kadar… Tasarladığımız proje içerisinde bir müteahhit havuzu oluşturmak var. A sınıf karnesi olan müteahhitlerden bir havuz oluşturacağız. Vatandaşlarımıza da bu tercihi sunacağız. Tercih yine sizin… Bir zorunluluk yok. İster havuzdaki müteahhitlerle, istemezseniz de başka bir müteahhitle anlaşın, biz şirket olarak müşavirlik hizmetlerinin tamamını ücretsiz vereceğiz. Altını çiziyorum. Kesinlikle arsanızı satmayın. Evinizi satmayın ve kesinlikle belediyeden fikir almadan evinizi müteahhitlere vermeyin. Her şeyin bir ederi var. Bu işi profesyonellere bırakın. Evet süreç uzun olabilir ama sürecin sonunda kimse üzülmez. Şunu unutmayın ben sizden biriyim. Hayat şartlarının ve imkanlarınızın ne olduğunu biliyorum. Sıkıntının, derdin ne olduğunu biliyoruz. Bu sorunu bir an önce çözmemiz lazım. Komşularımızı bir an önce evlerine yerleştirmek zorundayız” diye konuştu.

BİNA GÜÇLENDİRMELERE SICAK BAKMIYORUZ

Önemli olanın binaların riskli olup olmadığıyla ilgilenmek olduğunun altını çizen Başkan Sandal, “Temeli olmayan bina, betonu, demiri olmayan bina riskli binadır. Bizim Bayraklı Belediyesi olarak önceliklerimizden biri, deprem yönetmeliği öncesinde yapılan bütün konutların değişimi ve dönüşümüyle ilgili. Bu öne almada bina güçlendirmelerine sıcak bakmadığımızı belirtmek istiyorum. Buradaki prosedür de elimizden geldiğince de uzatacağız. Bina güçlendirmesiyle yeniden inşa etme arasında maddi olarak büyük bir fark olmadığı gibi güçlendirilmiş binaların risksiz olduğuna dair bir belge de yok. Önemli olan sizin temelinizin güçlü olması” ifadelerini kullandı.

EMSAL ARTIŞINA YOĞUNLUK ARTIŞI ENGELİ

Başkan Sandal, depremzedelerden gelen “Emsal artışı olacak mı” sorusuna ise şu şekilde yanıt verdi; “Emsal artışıyla ilgili mesele sadece belediyeyi ilgilendirmiyor. Hatırlarsanız bu usul ve esaslarla ilgili bile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın ‘Evet' demesi bile kolay olmadı. Yapacağınız işin nihayete varması için işin bileşenlerinin tamamınım ‘Evet’ demesi gerekiyor. Buradaki temel sıkıntı da yoğunluk artışı. Yoğunluk artışından dolayı bu tür emsal artışlarına sıcak bakılmıyor. Emsal artışı işi gerçekçi değil.”

Sürecin sonlarına yaklaştıklarını belirten Başkan Sandal, "Sürecin tamamlanmasının son 1-2 ayındayız. Sizden ricam sabredin"

İZMİR’İN 9'DA 1'İ YAŞANAN HAK KAYIPLARINDAN DOĞRUDAN ETKİLENDİ

Başkan Sandal'ın ardından kürsüye çıkarak konuşmasını gerçekleştiren İZDEDA Başkanı Haydar Özkan, İzmir nüfusunda depremden etkilenen sayısının yüksek olduğuna vurgu yaptı. Özkan,  "30 Ekim 2020 tarihinde İzmir Seferihisar açıklarında gerçekleşen deprem sebebiyle yıkılan binalarda 19 insanımız hayatını kaybetti ve pek çok bina hasar aldı. Yaşanan bu vahim depremde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre İzmir il sınırları içerisinde 79.272 adet bağımsız bölüm ağır/orta/az hasar görmüştür. Yıkılan veya hasar alan bu binaların önemli bir kısmı depremde en çok yarayı alan Bayraklı ilçesi sınırları içerisindedir. Ayrıca Bornova, Karşıyaka, Karaburun, Karabağlar, Çeşme, Gümüldür, Aliağa, Çiğli, Bayındır, Seferihisar, Urla ilçelerinde de hasarlı binalar mevcuttur. Depremde hasar gören yaklaşık 80.000 hanede 250.000 bin kişi evlerini terk etmek zorunda kalmış, deprem fırsatçıları sebebiyle fahiş fiyatlarla ev kiralamışlardır. Depremde hasar gören binalar, dönemindeki imar yasa ve yönetmeliklerine uygun olarak inşa edilmiş ve çoğunluğu 1999 deprem yönetmeliğinden önce yapılmış binalardır. Deprem sonrası yapılan tespitlerde hasarsız olmasına rağmen yapılan risk analiz raporunda yıkılması öngörülen 80.000 civarı daha konut söz konusudur. Toplamda 160.000 bağımsız bölüm aileleriyle birlikte İzmir genelinde yaklaşık 500.000 kişiyi bulmaktadır. 4,5 milyon nüfusu olan İzmir ilinin 9'da 1'inin yaşanan hak kayıplarından doğrudan etkilendiği görülmektedir" dedi.

HİÇBİR KONUT DEPREMZEDELERE ÜCRETSİZ OLARAK VERİLMEMEKTEDİR

Kendilerine destek yerine kredi verildiğini de belirten  Özkan, "6306 sayılı kanunun 6/A maddesi uyarınca, en çok hasarın yaşandığı Bayraklı bölgesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 7 adet proje alanı belirlenmiştir. Bakanlıkça hangi kriterler belirlendiğini bilmediğimiz bu proje alanlarında ve hak sahipliği konularında önemli sorunlar yaşanmaktadır. Hak sahipliği başvurusu sırasında boş borç senetlerine imza attırılmış ve depremzedeler ne kadar borçlandırıldıklarını dahi bilmemektedirler. Buradan belirtmek isteriz ki TOKİ tarafından ihaleye çıkarılan hem proje alanlarında hem de rezerv alanda yapılan hiçbir konut depremzedelere ücretsiz olarak verilmemektedir. 7269 sayılı kanun kapsamında yalnızca aynı ilçe içerisinde başka bir evi olmayan mülk sahiplerine konutu ağır hasarlı olarak tespit edilmiş ise AFAD tarafından düşük faizli ve iki yıl ödemesiz 18 yıl geri ödemeli konut edindirme kredisi imkâni sağlanacak, konutu orta hasarlı olarak tespit edilmiş ise yine AFAD tarafından güçlendirme kredisi, eğer konutu az hasarlı olarak tespit edilmiş ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 200.000tl. 10 yıllık Kentsel Dönüşüm Kredisi imkanı sağlanmaktadır. Proje alanı içerisinde kalan orta ve az hasarlılar için de her ne kadar binaları resen yıkılmış olsa bile AFAD kredisi yerine 10 yıllık Kentsel Dönüşüm Kredisi uygulaması yapılacaktır" ifadelerini kullandı.

 YENİDEN YAPIM İLE İLGİLİ ÇÖZÜLEMEYEN KONULAR MEVCUT

Sözlerine deprem sonrası geçen süre boyunca yapım süreci ile ilgili gerekli çalışmaların yapılmadığı ile devam eden Özkan basın açıklamasını şu şekilde sürdürdü;

"Depremin üzerinden neredeyse 7 ay gibi bir süre geçmesine ve hasar alan pek çok bina yıkılmış olmasına rağmen, yeniden yapım süreciyle alakalı olarak pek çok bilinmeyen konu ve çözümlenemeyen sorunlar mevcuttur. Bu konulardan en önemlisi, yapıldığı dönemdeki kanun ve yönetmeliklere göre inşa edilen ancak zaman içerisinde bu kanun ve yönetmeliklerde yapılan değişikliklere uygun olmadığı için yaşam alanlarında ciddi kayıplar yaşayacak binaların soz konusu olmasıdır Yerel yönetimler deprem sonrası bu konunun farkına varmış ve 2-3 ay gibi bir çalışma süresi sonunda, oluşacak mağduriyeti önlemek adına bir plan notu hazırlığını tamamlamışlardır. Hem Bayraklı Belediyesi hem de İzmir Büyükşehir belediyesi sürecin her aşamasında TMMOB'a bağlı Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası'nın İzmir Şubeleri ile yakın temas halinde olmuş, onlar da sürece dahil ederek ortak bir çözüm yolu geliştirmeye çalışmışlardır."

DEPREMZEDELERİN EVLERİ KÜÇÜLECEKTİR

"Depremde en çok hasarı gören Bayraklı ilçesi olması sebebiyle Bayraklı Belediye Başkanı diğer ilçe belediyelerinden önce davranarak ilçe meclisinden depremde hasar gören binaların yeniden yapımında mevcut emsalin korunması kararını çıkarıp Büyükşehir Belediyesine göndermiştir. Bu karar İzmir Büyükşehir Belediyesi kurullarında görüşüldükten sonra toplam inşaat alanının korunması haline dönüşmüş ve 1 Mart 2021 tarihinde mecliste yer alan tüm partilerin oybirliği ile kabul edilmiştir. Emsal yerine inşaat alanının korunması bile her bir depremzedenin evinin yaklaşık 10-20 metrekare küçülmesine sebep olmaktadır. Depremzedelerin en başından talep ettiği 3 kata tekabül eden 30'luk emsal artışı istekleri göz ardı edilmiştir. Çıkarılan bu plan notu yalnızca depremzedelerin adına çalmış bir parmak bal vazifesi görmektedir Depremde zarar görmüş evlerimizin yeniden yapım sürecinde biz depremzedelere maddi, açıdan hiçbir fayda sağlamamıştır. Yetkililer depremzedeleri müteahhitlerin insafına bırakmış olup, bizleri mevcut evlerimizin alanını küçülterek müteahhitlere pay çıkarmak gibi yolları üretmeye itmiştir. Bu durum komşuluk ilişkilerinin bozulmasına, ayni apartmanda yaşayan maddi durumu iyi olan ile iyi olmayan vatandaşlar arasında ciddi tartışmalar çıkmasına sebep olmaktadır."

 YANLIŞ KARARLARIN FATURASI DEPREMZEDELERE KESİLMEKTEDİR

"Depremden sonra özellikle Bayraklı ilçesinde yaşanan sorunlar sıradan bir kentsel dönüşüm projesi kapsamında değerlendirilmemelidir. Bu bölgeye hiçbir jeolojik etüd yapılmadan dönemin inşaat teknikleri ile Zemin+7 kat ve daha fazla imar verilmesi, kamunun ruhsatlandırma ve inşaat aşamasında yeterli denetimleri yapmamış olması, evlerini kaybeden depremzedelerin suçu mudur? Komşu parsellerinde gökdelenler yükselirken, günümüz inşaat teknolojileriyle yüksek katlı binalar inşa edilebiliyorken neden emsal artışına karşı çıkılmaktadır? Üstelik yeni yapılacak binalarda zemin etüdü, zemin iyileştirme ve fore kazık uygulaması zorunlu tutulmasına rağmen emsal artışı verilmeme inadı bölgeye dair başka planlar olduğunu akla getirmektedir. Eğer bölgede sosyal donatılar yetersiz görülüyor ise bu depremzedelerin mi; yoksa doğru planlamayı yapmayan kamu kurumlarının mi suçudur? Geçmişteki tüm bu yanlış kararların faturası neden bugün depremzedelere kesilmektedir."

EN KÖTÜ ÇÖZÜM BİLE ÇÖZÜMSÜZLÜKTEN DAHA İYİDİR

"TMMOB'a bağlı Şehir Plancıları Odası ve Mimarlar Odasının meslek ilkeleri gereğince ideal olandan söz etmesi normaldir. Ancak yaşanan bu olağanüstü durum sebebiyle evlerini terk etmek zorunda kalan neredeyse 250.000 kişi için en kötü çözüm bile çözümsüzlükten daha iyidir. Emsal artışına ve hazırlanan plan notuna karşı olup da alternatif çözüm geliştirememek mühendislik-mimarlık felsefesine aykırıdır İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği olarak her iki adayı da çözüme ortak olmaya ve depremzedelerin konutlarına bir an önce ve en az maliyetle kavuşmaları için proje geliştirmeye davet ediyoruz Özellikle Bayraklı bölgesi gibi şehrin en iyi planlanmış bölgelerinden biri için emsal artışı talebimize engel olarak gördüğünüz altyapı eksikliklerini belirleyin ve hep beraber bu eksikliklerin giderilmesini kamu görevlilerinden talep edelim."

 GÖKDELENLER YÜKSELECEK VE BÖLGENİN DEMOGRAFİK YAPISI DEĞİŞMİŞ OLACAK

"Özellikle Şehir Plancıları Odası Genel Merkezi'nin İzmir Büyükşehir Belediyesi plan notuna karşı açacağı dava ile ilgili bir sözümüz daha var. İzmirli depremzedeler olarak Şehir Plancıları Odası Genel Merkezi'ni İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin hazırlanmış olduğu plan notuna karşı açacağı davadan vazgeçmeye çağırıyoruz. Eğer kamu otoritelerinin önerdiğinden daha iyi bir öneriniz varsa kamuoyuyla paylaşmaya davet ediyoruz. Popülist söylemlerle bizleri politika malzemesi haline getirmeyin ve hakli mücadelemizde bizlerin yanında olduğumuzu gösteren İmar konusunda doğru çözüme ulaşamazsak evlerimizin yerinde er ya da geç yeni gökdelenler yükselecek ve bölgenin demografik yapısı değişmiş olacak. Bölgemize komşu parsellere 20-25 katlı apartmanlar yapılırken ve gökdelenler dikilirken de aynı hassasiyeti göstereceğinizi umuyoruz."

KAYIPLARA YENİLERİNİ EKLEMEMEK ADINA BU TARİHİ BİR SORUMLULUKTUR

"Bölge insanı genellikle 65 yas ve üzerinde, emekli maaşıyla kıt kanaat geçinmeye çalışan dar gelirli sınıfındandır. Tüm ömürleri boyunca yapmış oldukları birikimleri ile bir ev sahibi olmuş, yaşanan deprem sonrası tek mal varlıklarını terk etmek zorunda kalmış ve üstüne birde kira yükünün altına girmişlerdir. İzmir şartlarında ortalama 120 metrekare bir dairenin yeniden yapım maliyeti 450.000 500.000 TL arasında değişmektedir. Kentsel dönüşüm kredisi kapsamında devlet desteği ile bankalardan çekilebilecek maksimum tutar olan 200.000 TL'nin 10 yıllık vade ile aylık ödeme tutarı yaklaşık 3.000 TL'dir. Aynı zamanda kira ödemeye devam edeceklerini göz ardı ederek bu tutarı bir şekilde ödeyebileceklerini düşünsek bile geri kalan 250.000 300.000 TL tutan nasıl karşılayacaklardır? Bu konuda sorumluluk ayin %0,30 gibi düşük bir faiz oranıyla, 2 yılı ödemesiz toplam 20 yıl vadeli 450.000 500.0000 TL gibi bir kredinin sağlanması yoluyla kamuya düşmektedir. Unutmayınız ki pandemi döneminin başlangıcında tüm vatandaşlarımıza kamu bankalarından çok daha yüksek tutarlar için 1 yılı ödemesiz aylık %0,64 faiz oranlı krediler sağlanmıştır. Devletimizin bunu yapacak kudreti ve kabiliyeti olduğunu bilmekteyiz. Depremzedelerin yaşamış olduğu kayıplara yenilerini eklememek adına bu tarihi bir sorumluluktur."

 DEPREMZEDELER DE ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYSUN DEMEK SORUMLULUKLARDAN KAÇMAK DEMEKTİR

"Deprem sonrası yaşanacak kentsel dönüşümün bütün yükünün depremzedelerin sırtına yüklenmesi adil değildir. Depremzedeler de elini taşın altına koysun demek sorumluluklardan kaçmak demektir. Unutmayın ki depremzedeler o taş yığının altından çıkmış, büyük kayıplar yaşamış ve hayatlarını düzene koymaya çalışan insanlardır Evlerine bir an önce kavuşmak dışında bir emelleri yoktur. Hiçbirinin rant veya gelir elde etmek gibi bir amaçları da yoktur. Emsal artışı sağlanmazsa depremzedeler müteahhitlerin insafına terk edilecek, tüm mal varlıklarını yok pahasına satarak bölgeden göç etmeye zorlanacaklardır. Bunun adı zoraki göçtür. Bugün İzmir'deki depremzedelerin başına gelen yarın herkesin başına gelebilecek çok özel bir durumdur. Deprem öngöremediğimiz ve basit yöntemlerle tedbir alamadığımız bir doğal afettir Evlerini kaybeden bu insanlar daha fazla kayıp yaşamadan bir an önce güvenli yeni evlerine kavuşturmak aynı zamanda sosyal devletin sorumluluğundadır. Bu sebeple tüm yetkilileri depremzedelerin sorunlarına bir an önce çözüm üretmek adına göreve çağırıyoruz. Ayrıca İzmirli hemşerilerimizin ve İzmir'i seven herkesin yaşadığımız duruma dikkat çekmek adına desteğini bekliyoruz."

Editör: TE Bilişim