SON MÜHÜR/Semra İğtaç/ Eğitimde fırsat eşitsizliğine değinen ve okulların açılmasıyla yüz yüze eğitimin sorunlarını değerlendiren Özbay: "Bugün İzmir'de Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Olağan Genel Kurulu vardı. Onlar eğitim işini kuruluş temeliyle Yeni Kuşak Köy Enstitülerin aldığı temeli aslında Cumhuriyetin kurucu felsefesi Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerini anlatacak ve aydınlatacak köylüyle aydını birleştirme projesi olan cumhuriyetin aydınlanma projesidir. Köy Enstitüleri etkinliğinde büyüklerimizle arkadaşlarımızla bir buluşma şansı oldu. Güzel bir genel kurul oldu. Bizi davet ettiler. Biz de onlarla beraber olmaktan onur duyduk. Onların enerjisini  hala hissediyor olmaktan da ayrıca gururlandık. Bu genel kurul için geldik İzmir’e. İzmir'e gelmişken şubeliklerimizle toplantı yaptık. Onlarla bir iştişare ettik. Süreci, alanda neler olduğunu öğrendik. Şimdi de kamuoyuna eğitim de yaşanan sorunları, aslında fırsat eşitliği dediğiniz fırsat  anlamında eşitsizlikleri buradan dilimiz döndüğünce halkımıza izleyenlere yurttaşlarımıza aktarmaya çalışacağız" dedi.

''Cumhuriyetimizin temel değerlerini anlatma görevini izin almaksızın yapıyoruz''

Danıştayın ilk ve orta dereceli okullarda Atatürk İlke ve İnkılapları eksiksiz öğretilip, öğrencilere Atatürk milliyetçiliği aşılanıp, milli bayramlar ve yerel kurtuluş günleri kutlanması kararına ilişkin önemli açıklamalarda da bulunan Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay: "Eğitim iş uzun süredir bu davayı takip ediyordu. Danıştay kararıyla aslında bu resmileşti. Artık ben olsam Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri, bu süreçte iradesi olan kişilerin yerinde olsam, utanırım. Bu ülkenin kurucu önderinin bu ülkenin Cumhuriyet değerlerinin bu ülkenin temel değeri olan milli bayramlarımızın ulusal günlerimizin çocuklarımıza, geleceğimiz olan nesillere aktarılmasıyla ilgili aldıkları tedbirlerin aktarılmasını engellemekle ilgili yapmaya çalıştıkları şeylerin mahkeme kararıyla, durun siz ne yapıyorsunuz? diye söylenmesi  bence onlar açısından utanılacak bir şey.  Ama biz zaten derslerimizin içerisinde Atatürk’ü devrimlerini Cumhuriyetin temel niteliklerini azaltmaya çalışmalarına rağmen Eğitim-İş'li öğretmenler Eğitim İş'li eğitim emekçileri Akedemisyenlerimiz, üniversitedeki arkadaşlarımız ve biz hala inanıyoruz ki bu ülkedeki bir çok aydınlanmadan yana yüzü dönük olan öğretmen arkadaşlarımız, eğitimcilerimiz zaten aktarmaya devam ediyordur. Gelecek nesillere Mustafa Kemal Atatürk’ü, Cumhuriyetimizin temel değerlerini anlatma görevini izin almaksızın yapıyoruz. Bayramlarımızı icazet almaksızın kutluyorduk. Ama bugün onlar kendi yaptıkları yani kendi kazdıkları kuyuya hukuken de bir kez daha düşmüş oldular. Bence utanmaları lazım. Danıştay kararını kutlamaya ihtiyacımız yok ama anlamayanların Atatürk’ü, devrimleri ve Cumhuriyeti gerçekten anlamayanların sanırım böyle kararlara ihtiyacları var. Onlar adına hayırlı olsun. Bizim için değişen bir şey yok. Biz daha da fazla anlatmaya aktarmaya devam edeceğiz gururla. Tabi ki örgütlenme, sendikal anlamda da örgütlenme demokratik bir toplumun olmaz ise olmazı. Maalesef demokrasiyi, birileri bize şöyle anlattı. Sen gel sandığa bir oy ver. Bana bir siyasal partiye ondan sonra da 5 yıl hiçbir şeye karışma diyor. Böyle değil aslında. Demokrasinin olmazsa olmazı dernekler vakıflar sendikalar ve örgütlü yapılardır. Sendikanın  işverenin karşısında işçi sınıfının emekçi sınıfını savunmak temel görevidir. Savunabilmeniz için işbirlikçi olmamanız lazım. Bugün sözüm ona sendika olduğunu söyleyenler toplu görüşme masasında tiyatronun figüranı olmuşlardır. Aldıkları yüksek maaşlarla konforlarla yaşadıkları yaşam alanıyla kendi sınıfından uzaklaşmış kendi sınıfına da yabancılaşmıştır. Yaptıkları tek şey siyasal erkin gücünü kullanarak, birilerine koltuk bahşetmektir. Asıl emekçi sınıfı büyük bir çoğunluğunu unutmuşlar. Onlardan uzaklaşmışlardır. Ama eğitim iş te tam burada devreye girmektedir. Hem geleceğimiz olan çocuklarımızın eğitim hakkı, hem bu ülkenin yurttaşlarının eğitime nitelikli ulaşabilme hakkına bilimsel ulaşabilme hakkına, laik eğitime ulaşabilme hakkını sonuna kadar savunduğu gibi eğitim emekçilerinin özlük haklarını da amasız fakatsız çıkarsız savunmaktadır. O anlamda eğitim işinde örgütlenmek gerçek anlamda o sınıfın parçası için mücadele eden yürekli insanlarla yan yana omuz omuza durmayı getirir ama sarı sendikalarda sözüm ona sendikalarda örgütlendiğinizde belki bugün ki kendi çıkarınız için bir koltuk kapabilirsiniz ama kendiniz gibi olan nice yoldaşınızın nice arkadaşınızın hakkının gasp edildiği bir ortama da ortak olmuş olursunuz. Orada kendi çıkarı için işbirliği yapan sözde sendika adını taşıyan görüntüde hiçbir şey olmayan icraatta hiçbir şey olmayan kendi konforundan da başka sunabileceği bir şey olmayan yapılarla yan yana gelerek tarihin vicdanını sorgular. Biz o nedenle burada hem sendika hem mücadele temelini oluşturan hem Cumhuriyetin aydınlanma ışığını içerisinde hisseden hem de bu ülkenin geleceği olan çocuklarımıza sahip çıkan, eğitim içinde örgütlenmeye davet ediyoruz tüm dostlarımızı. Bugün 50 bini aşan bir sayımız var. Her gün alandan arkadaşlarımız yüzlerce arkadaşımız örgütlerimize katılıyor. O nedenle katılan arkadaşlarımıza emek veren örgütümüze buradan sizlerin huzurunda bir kere daha teşekkür ediyorum. Hepsinin emeğine sağlık yüreğine sağlık. Türkiye’nin aydınlık yüzleri olan herkesi de eğitim için mücadelesinde bizlerle yan yana durmaya davet ediyorum" ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilişim