“Hukuka aykırılık
Telafisi güç zararlar…”

Geçtiğimiz Eylül ayında, Menemen Seyrek Villakent Mahallesi’ndeki mülkiyeti belediyeye ait olan
yaklaşık 1 milyon 600 bin metrekarelik ve 1.6 Milyar değerindeki parsellerin kat karşılığı satışı,
takası, yap-işlet-devret modeli hasılat paylaşımlı kat karşılığı verilmesi, inşaat sözleşmesi
yapılması için belediye başkan vekiline ve belediye encümenine yetki verilmesi kararı verilmişti.
Bu meclis kararının ardından konuyu yürütmeyi durdurma talebiyle yargıya taşıyan Millet İttifakı;
hedefine ulaştı. Bu devasa satışın sınırsız ve denetimsiz bir yetki devriyle hayata geçirilmek
istendiğini hatırlatan Başkan Güney; yargı kararını ve gerekçelerini de kamuoyuyla paylaştı.

İzmir 2. İdare Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararındaki gerekçeler şu ifadelerle yer aldı;
“Belediye Başkan Vekili ve Encümene, Menemen İlçesi, Seyrek - Villakent Mahallesi'nde bulunan, belediye
mülkiyetindeki parsellerin kat karşılığı, satışı, takası, trampa yapılması, yap-işlet-devret modeli ile hasılat
paylaşımlı kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapmak yetkisi verilmişse de belediye tüzel kişiliği mülkiyetinde
bulunan taşınmaz malların satışına, takasına, trampasına, belediye yatırımlarının yap-işlet-devret modeli
ile yapılmasına karar verme yetkisinin münhasıran belediye meclisine ait yetkilerden olduğu, nitekim bu
yetkilerini belediye başkanına, encümenine veya başkan ve encümenine devredilebileceğine ilişkin açık bir
hüküm bulunmadığı, belediye meclisinin, belediye başkanına ancak kararın içeriğinde açıkça belirlenmiş
bir konuda, belediye tüzel kişiliği adına sözleşme yapabilme yetkisi verebileceği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yetki devri suretiyle belediye başkanı ve encümenine devredilmesi mümkün olmayan meclis
yetkilerini devreden dava konusu meclis kararında yetki unsuru yönünden hukuka uygunlukbulunmamaktadır.”

Kararda ayrıca; “ Satış sürecine geçilerek, söz konusu taşınmazların satışı suretiyle kamu yararı
noktasında, telafisi güç veya imkânsız zararlara yol açılabileceği de açıktır. Açıklanan nedenlerle;
hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar
doğabileceğinden 2577 Sayılı Kanunun 27.maddesi uyarınca teminat alınmaksızın
yürütülmesinin durdurulmasına…” denildi.

Derdimiz, Menemen’in hakkını korumak

Bu süreci, başından bu yana titizlikle takip ettiklerini ve örgütü aşarak Menemen halkını da içine
alan büyük bir direncin oluştuğunu belirten CHP İlçe Başkanı Ömer Güney; açıklamasını şöyle
sürdürdü; “ Derdimiz, Menemen’in hakkını korumak. Çünkü bu satış, ilçemizin kaderini çizecek
bir satış. Bu kaderin, bu kadar pervasızca, kontrolsüz, sınırsız yetkilerle çizilmesine izin
vermeyeceğiz demiştik. Meclis üyelerimiz, hukukçu arkadaşlarımız ve ittifak ortağımız ile birlikte
konuyu yargıya taşıdık. Başvurularımız, dört ayrı İdare Mahkemesi’ne yapıldı. 2. İdare
Mahkemesi iki dosyayı birleştirdi ve yürütmeyi durdurma kararı verdi. 1. İdare Mahkemesi red
kararı verdi. 5. İdare Mahkemesi’ndeki başvurumuz henüz sonuçlanmadı. Bu, tabloyu
değiştirmiyor. Sonuç itibariyle; yargı da bu meseleyi hukuksuz bulmuş ve ileride telafisi zor
zararlar doğurabileceği kararını vermiştir. Bu zarar, elbette Menemen’in ve Menemen
Belediyesi’nin uğrayacağı zarardır. Hukuki mücadelemiz devam edecektir.”

‘Ben yaptım oldu’ makamı değildir…
AKP idaresindeki Menemen Belediyesi’nin borç ödemek için kalkıştığı bu şaibeli satışın;
Menemen dışında kimlere hizmet edeceğinin açık olduğunu söyleyen Başkan Güney; “ Kimin
elinin kimin cebinde olacağının belli olmadığı; ne belediye meclisinin ne de ilçemiz halkının
sürece dâhil edilmeyeceği bu girişimin amacına ulaşmasının önünde durmaya devam edeceğiz.
Bu bir vebaldir ve onların da altında kalacağı bir vicdan meselesidir. Yargının, yürütmeyi
durdurma kararı, AKP’li meclis üyelerini de bu vebalden kurtaracak önemli bir karardır. Hepimiz
bu ilçede evlatlarımızı büyütüyoruz. Sağduyulu olmak ve davranmak hepimizin borcu.
Belediyecilik, sat-devret, yap-boz işi değildir. Hukuk tanımadan, keyfekeder; telafisi olmayacak
zararlar yaratarak yapılacak bir iş değildir. Belediye Başkanlığı, ‘Ben yaptım oldu’ makamı
değildir. Çözümü, halkı ve şehri de düşünerek üretmek sorumluluğu gerekir. Dosyanın sonuna
kadar takipçisiyiz. “ diye konuştu.

Editör: TE Bilişim