Van'da sağlıkta yeni dönem! Hizmete açıldı Van'da sağlıkta yeni dönem! Hizmete açıldı

İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. Üniversiteler çöküş içinde diyen Kaynak; “Türkiye’deki üniversitelerde tahsilini devam ettiremeyenlerin sayısı yaklaşık olarak 730 bin. Son bir yıl içinde yaklaşık olarak Dokuz Eylül Üniversitesi’nden 54, Ege Üniversitesi’nden de 35 civarında öğretim üyesi ayrıldı. Üniversiteleri bırakmak sadece öğrenciler açısından değil, öğretim üyeleri açısından da çok vahim bir durum almış durumda” dedi.

“Üniversiteler çöküş içerisinde”

Gençlerimize ülke olarak iyi bir gelecek temin etmek gibi bir sorumluluğumuz var diyen Kaynak; “Son iki yıl içinde Türkiye’deki üniversitelerde tahsilini devam ettiremeyenlerin sayısı yaklaşık olarak 730 bin. Çok vahim bir durum. Bunun birçok nedeni var tabi. Üniversiteyi bırakan öğrencilerin hangi üniversiteleri bıraktıklarını konuşursak. Ege Üniversitesi 12 bin, Uludağ Üniversitesi 11 bin, Kocaeli 10 bin, İstanbul 10 bin, Ankara Üniversitesi 10 bin, Karabük 10 bin, Dokuz Eylül 7 bin… Kasım 2023 itibariyle açlık sınır 15 bin 548, yoksulluk sınırı 45 bin 46 TL. Türkiye’de üniversite öğrencilerinin büyük bir kısmının ailesi emekli. Asgari ücret ise 11 bin TL. Bu koşullar altında büyükşehirlerde öğrencilerin barınma, beslenme ve günlük hayatlarını sürdürme açısından büyük sıkıntılar yaşadıklarını söyleyebiliriz. Öğrencilerin okulu bırakmalarındaki en önemli sebep ekonomi oluyor. Bunun yanı sıra tıp fakültelerini düşünecek olursak hem genç öğretim üyelerimiz hem de kıdemli öğretim üyelerimizin olduğu, son bir yıl içinde yaklaşık olarak Dokuz Eylül Üniversitesi’nden 54, Ege Üniversitesi’nden de yaklaşık 35 civarında öğretim üyesi ayrıldı. Üniversiteleri bırakmak sadece öğrenciler açısından değil, öğretim üyeleri açısından da çok vahim bir durum almış durumda. Üniversiteler bir çöküş içerisinde. Örneğin ¼ profesörün kök maaşı Temmuz 2023 verilerine göre 48 bin 124 TL. Yoksulluk sınırının 3 bin TL üzerinde bir para alıyor. Vali de 49 bin 980 TL alıyor. O da yaklaşık olarak yoksulluk sınırının 4 bin üzerinde. Eğer Ocak itibariyle bir düzenleme gelemezse hem profesör hem de devletin Vali’si yoksulluk sınırının altında kalacak. Şu anda Türkiye çok büyük bir kısmı açlık sınırı altında kalan, hemen hemen tümü yoksulluk sınırının altında yaşayan bir nüfusa sahiptir. Üniversiteler artık topluma liderlik yapmak görevini tamamen yitirmiştir” açıklamasında bulundu.

“3 bine yakın hekim yurtdışına gitti”

Kaynak; “2012 yılında sadece 59 hekim yurtdışına gitmişti. Bugün 2023 itibariyle bu ay sonunda toplam rakamlar çıkacak ama yaklaşık olarak 3 bin rakamını telaffuz edebiliriz. Türk Tabipler Birliği’nin (TTB) düzenlediği iyi hal belgesi vardır, yurt dışına gitmek için kullanılır. Hekimlerin iş aramak için ulaştığı kurumlar TTB’den iyi hal belgesi ister. İşte bu belgeyi talep edenlerin sayısı 3 bine çok yakın. Bu çok acı bir durumdur. Bir tıp fakültesi öğrencisinin kamuya maliyeti 1 milyon lira civarında. Biz batıya hekim kaçırarak kaybettiğimiz mali gücü ve diğer ülkelerin kazandığı mali gücü de hesaba katmak gerekiyor. Almanya, İngiltere, Belçika gibi ülkeler tıp fakültesi kontenjanlarını azaltmaya başladılar. Tıp fakültesi masraflı bir okul, hazır hekim zaten geliyor diyerek tıp fakültesinde para harcayarak öğrenci yetiştirmemize gerek kalmadı diyorlar. Bizim açımızdan bu tablo çok acıdır. Biz bunların önüne geçecek politikalar oluşturmazsak önümüzdeki yıllarda çok büyük eğitimi, sağlık, üniversite problemleri ile karşı karşıya kalacak” ifadelerini kullandı.


“Aile hekimliği çökertildi”

Kaynak; “Türkiye çok ciddi bir ekonomik çöküş içerisinde, Türkiye artık yoksullar ülkesi. Yoksul toplumlarda şiddetin artmakta olduğunu görüyoruz. Sağlıkta şiddet dediğimiz zaman aklımıza hep hasta ve hasta yakınlarının yürüttükleri psikolojik, sözel ve fiziki şiddet aklımıza geliyor. Ama şiddet bununla sınırlı değil. İdari şiddet ve mali şiddet de vardır. Hekimlerin sabah kalktıkları zaman nereden görev alacakları WhatsApp mesajıyla geliyor. Bunun yanı sıra rotasyonlar, sürgün dediğimiz pek çok sorun, idari şiddet olarak insanların üzerinde her gün yürütülmektedir. Bütün bunların üzerine hasta ile hekimi karşı karşıya bırakan bir şiddet sorunu vardır. Bugün sağlıkta dönüşüm dediğimiz bir sağlık politikası yürütülüyor. Bunun en önemli ayağı hekimlerin, sağlık çalışanlarının itibarsızlaştırılmasıdır. İkincisi bütün sağlık kuruluşlarının ister kamu ister özel olsun kendi yağıyla kavrulmak zorunda bırakılan işletmeler haline dönüştürülmesidir. Bunların içinde üniversite hastaneleri de vardır. Üçüncüsü bütün sağlık problemlerimizi üçüncü basamakta çözmek gibi politika uygulanmaktadır. Buna biz sağlıkta dönüşüm programının kışkırtılmış hasta profili diyoruz. Üçüncü basamağa insanların gitmesini bir hükumet politikası olarak uyguladılar. İnsanlar büyük hastanelere gittiğinde daha iyi hizmet alacakları gibi bir algıya kapılıyor. Buradan oy topluyorlar. Bir de sağlık endüstrisi üçüncü basamakta etkindir. Bütün dünyada sağlık sistemlerinin iyi işlemesi için birinci, kinci, üçüncü basamakların etkin işlemesi gerekir. Ancak ne yazık ki aile hekimliği çökertildi” dedi.


Grip salgını mı var?

Son zamanlarda üst solunum yolu enfeksiyonu ile hastanelere başvuruların artması üzerine değerlendirmede bulunan Kaynak; “Kış döneminde üst solunum yolu enfeksiyonları daha sık yaşarız. Hem kapalı alanlarda daha çok vakit geçirilir hem de yakın temas artıyor. Bir yandan da kovid bitmiş bir hastalık olarak görünüyor. Böyle bir şey yok. Böyle bir şey olmadığını Sağlık Bakanı da biliyor. Politik söylemler, tıbbi gerçekleri değiştirmez. Kovid vardır ve hiçbir zaman ortadan kalkmadı. Ortadan kalkan şey PCR testleri ve korunmanın topluma anlatılmaması. Bu virüsün yeni varyantları var ve bu varyantların nasıl seyredeceğini ön görmek mümkün değil. Bunların bazısı özellikle kırılgan nüfusumuzda çok kötü bir tabloya neden olabilir. Kamu yönetiminin özellikle maske konusunda vatandaşlara çağrı da bulunması lazım. Fakat bu konu da hiç bir şey söylenmiyor. Siz PCR testi yapmadan kovid mi grip mi olduğunu kesin olarak anlayamazsınız. Şu andan yapılması gereken devlet kurumlarına PCR’ı yaygın bir şekilde sunmak. Maske, mesafe, hijyen kurullarını tekrar hatırlatmak” açıklamasında bulundu.

Kaynak: Haber Merkezi