Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programının konuğu Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul oldu. Bayraklı Şehir Hastanesi’nde yaşanan gerginliğin perde arkasında yaşananları anlatan Prof. Dr. Ertuğrul; “Şahıs sabah evden ‘Doktor katliamı yapacağım’ diyerek çıkıyor. Ailenin kolluk güçlerine haber vermesiyle olaya hızla müdahale ediliyor. Aynı zamanda hastanenin başka bir bölümünde de aynı gün bir başka şiddet olayı yaşanıyor. Doktoru değersizleştirirseniz, bu gibi durumlarla karşı karşıya kalırız. Bunu düzeltecek yine siyasi otoritedir” dedi.

Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, Son Mühür TV’de yayınlanan Sıcak Bakış programında Ayşegül Koç’un sorularını yanıtladı. Karabük Üniversitesi’ndeki HIV ve HPV iddiaları üzerine Türkiye’deki tabloyu anlatan Ertuğrul; “HPV Türkiye’de yaygın. HIV ise hızla yayılıyor. Önemli bir problem. Afrika HIV konusunda sorunlu bölgelerden birisi. Ama bu ırkçı bir yaklaşıma neden olmamalı. Diğer ülkelerin istediği gibi detaylı sağlık raporlarıyla bu sorun ortadan kalkabilir” diye konuştu.

“Doktor katliamı yapacağım demiş”

Bayraklı Şehir Hastanesi’ne pompalı tüfekle gelen bir şahsın sağlık çalışanlarını tehdit etmesi üzerine yaşanan gerginliğin perde arkasında yaşananları anlatan Prof. Dr. Ertuğrul; “Şahıs tedavi altındaki bir hasta. Sabah evden ‘Doktor katliamı yapacağım’ diyerek çıkıyor. Aile kolluk güçlerine haber veriyor. Hastaneye girişi kameralardan tespit edilince durduruluyor. Polis tarafından ifadesi alınmak üzere karakola götürülüyor. Fakat sonra serbest bırakılıyor. Tüfek ruhsatlı bir olay da yok gibi görünüyor. Dolayısıyla serbest bırakıyorlar. Şahıs bu kez mermilerini alarak tekrar hastaneye geliyor. Güvenlik görevlileri müdahale ediyor. Aynı zamanda hastanenin başka bir bölümünde de sağlık şiddeti var. Palyatif bölümünde de yakınlarını yitiren hasta yakınları servisi basıyorlar. Şiddet görmemek için sağlık çalışanları ve doktor arkadaşlar yangın merdivenine saklanmak zorunda kalıyor. Burası bir hastane. İnsanların yaşaması için çaba harcanan bir kurum. Türkiye’de sanki bu olaylar olağan olaylarmış gibi görünüyor. Doktorun can güvenliğinin olmadığı yerde sağlık hizmeti olmaz. İdarenin bu olayı ört bas etmeye çalışan bir tutumu vardı. Ruhsal problemleri var deniyor. Ancak üzerine ruhsatlı silah var. Burada başka bir sorun ortaya çıkıyor. Bizim yaptığımız iş yaşamla ölüm arasında bir çizgide gider. Biz elimizden geleni yapsak bile bazı hastaları kaybederiz. Hiçbir doktor hastasını kaybetmek istemez. Doktoru değersizleştirirseniz, yaptığı işi değersizleştirirseniz bu gibi durumlarla karşı karşıya kalırız. İnsan bunu kendinde bir hak olarak görür. Bunu düzeltecek yine siyasi otoritedir. Yapılan emeğe saygı duyulması gerekiyor. Hakim ve savcıya yapılacak bir şiddetin karşılığı neyse doktora ya da sağlık çalışanına yapılan şiddetin karşılığı da o olmalı” açıklamasında bulundu. 

“Diğer gruplarla farkımız TTB’ye bakış açımız”

27-28 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek İzmir Tabip Odası seçimlerine ilişkin konuşan Ertuğrul; “Bu seçimlerde üç grup var. Biri de Demokratik Katılımcı Hekimler grubu. Ben de o grubun yönetim kurulu adayıyım. Diğer gruplarla aramızdaki temel fark Türk Tabipleri Birliği’ne bakış açımız. Yasayla kurulan ve kamu yararı güden bir meslek örgütünden bahsediyoruz. TTB ülkedeki sağlık sorunları ve bu sorunların üyeleri olan hekimlere etkilerini, hekimler ve halk sağlığını önceleyerek çözmesi gereken kuruluştur. Yani kuruluş yasası TTB'ye yapması gerekli bazı zorunlulukları bildirmiştir. İşte burada iki kavrama dikkat etmek gerekiyor. Birincisi ‘hekimler’, ikincisi ‘halk sağlığı.’ Kuruluşundan, 12 Eylül darbesine kadar geçen süreç içinde TTB çoğu kez ülkede uygulanan sağlık politikalarında temel belirleyici unsurlardan biri oldu. Bu dönem TTB'nin yetkileri de kısıtlanmış ve ülkedeki sağlık politikalarını etkileme gücü elinden alındı. Tüm yaşananlara karşın TTB her dönem olduğu gibi son dönemlerde de hekim haklarıyla ilgili önemli kazanımlar elde etti. Bugün TTB'ye gelen bir başka eleştiri ise bu kurumun politika ile uğraştığı yönündedir. Ancak TTB'nin kuruluş amacı aslında hekimleri ve halkın sağlığını ilgilendiren konulardır. Bu söylemlerde zaten politika yapmaktır. TTB politik olmayan bir dernek değil tam da yapması gerektiği gibi kanun ile belirlenmiş görevleri gereği politika yapan bir meslek örgütüdür. Kuruluş yasasında yazdığı gibi de bunu 'yapmakla mükelleftir' yani zorunludur. Mücadelenin ana unsuru ise meslek kuruluşu olan tabip odaları ve TTB'dir. Unutmamalıyız, tabip odaları ve TTB hekimlerden uzak kurumlar değil bizzat hekimlerin kendileridir. Hekimlerin kendi haklarını savunacağı, ülkede halkın sağlığını önceleyen bir sağlık anlayışı ile bir arada bulunacağı yer meslek örgütleri olan TTB ve tabip odalarıdır” diye konuştu. 

07 Mayıs 2024 Salı Ankara nöbetçi eczaneler 07 Mayıs 2024 Salı Ankara nöbetçi eczaneler

“Çok ciddi bir grip salgını yaşadık”

Çok ciddi bir grip salgını yaşadık diyen Ertuğrul; “Diğer virüsler de aktifti. Ancak grip hem ağır tabloyla seyretti hem de covidden daha fazla görüldü. Yeni varyantlara uygun aşıların biran önce getirilmesi lazım. Covid aşının yan etkileriyle ortaya atılan iddialar doğru değil. Yapılan çalışmalar covid aşısı olmayan ileri yaş kişilerde ölüm oranlarının 7-8 kat daha fazla olduğunu gösterdi. Pıhtı atma ve kalp krizine neden olmadığı da kanıtlandı.  Bilimsel veriler covid aşılarının güvenli olduğunu yüzlerce kez kanıtladı. Sağlık Bakanlığı güncellenmiş covid aşılarını getirmeli. Grip aşıları için de geçerli. İleri yaş ve risk grubu aşılarını yaptırmalılar. Aşı karşıtlığı bir takım hastalıkları yeniden gündeme getirdi. Örneğin Kızamık hastalığında Türkiye birinci sırada” ifadelerini kullandı.

“HIV ise Türkiye’de hızla yayılıyor”

Karabük Üniversitesi’ndeki HIV ve HPV iddiaları üzerine konuşan Ertuğrul; “HPV Türkiye’de yaygın. HPV’ye karşı aşı var ancak SGK ödemiyor. HIV ise Türkiye’de hızla yayılıyor. Önemli bir problem. Afrika HIV konusunda sorunlu bölgelerden birisi. Ama bu ırkçı bir yaklaşıma neden olmamalı. Elbette üniversitelerimizde öğrenciler okuyabilmeli. Örneğin ABD yabancı öğrencilerden öyle sağlık raporları istiyor ki bunları kanıtlamazsanız ülkeye giremiyorsunuz. Sağlık raporları çok önemli. Dünyada yurtdışında birçok öğrenci eğitim alır. Eğitim almasın diyemezsiniz. Sağlık raporlarını detaylı isteyeceksiniz, hatta gerekirse tekrar teste tabii tutacaksınız. Bunlar yapılırsa spekülasyonlar da ortadan kalkmış olur” dedi.

Kaynak: HABER MERKEZİ