SON MÜHÜR-KAZİM BOZKURT/İMüzisyen Caner Serin’in otizm tanısının iki buçuk yaşındayken konduğunu aktaran eğitimci ve yazar Filiz Serin, başlangıcında çok zorlu anlar olduğunu belirtti. Serin, “Dünyada her şey durdu, otizm ve ben kaldık” şeklinde bu durumu anlatırken, sürecin zorluklarından bahsetti. Serin, “Çok zor, ama bir ömür boyu süren bir durum. Aile bununla yaşamayı öğrenecek bir şekilde. 31 yıl önce her şey  çok sınırlı ve zordu. Bizim önümüzde kitaplar var şimdi. Bizde incecik bir kitap vardı, baş ucu  yapmıştım o kitabı. Şimdi daha farklı, insanların yaklaşımı daha farklı. İlk zamanlar söylemeye utanıyorduk bile. Önce şok, uzun süre inkar ve çatışma, sonrasında gerçek kabul edildiğinde bir depresyon yaşıyorsunuz. Aile olarak birey olarak giriyorsunuz. Çabuk toparlanmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“Henüz ne olduğu çözülmüş değil”

Aile yakınlarının önemine değinen Serin, bu süreçte en önemli şeyin eğitim olduğunu altını çizerek şu sözleri söyledi:

“Anasınıfı, eğer başlayabilecekse ilkokul öğretmenleri, sosyal yaşamda onula karşılacak olan insanlar çok önemli. Şimdilerde daha iyi. Caner küçükken çok daha zordu. Şu anda 56 çocuktan 1i otizmli doğuyor. Caner tanı aldığında 2 bin 500de 1di. Umarız bu kadar yüksek değildir oran. Genetik bir altyapı. Henüz ne olduğu çözülmüş değil Caner’in doğumu Çernobil’e rastlıyor. Bizim etkilendiğimiz söylenemez; ne Karadeniz’deydik, ne de o kadar yoğun yiyeceklerle geçecek bir durum yoktu. Çok da bilinen bir şey değil. Bu bir hastalık değil, gelişim bozukluğu. Beyin sinirlerinin çok fazla damarlaşması denebiliyor. Tek ilaç eğitim, eğitim ve eğitim"

“Sabır çok değerli”

Ailede eğitimci olmasının sabır açısından çok önemli olduğuna dikkat çeken Serin, sevginin her anne babada olması gerektiğini vurguladı. Kabullenmenin yolun başlangıcı olduğunu anlatan Serin, “Annesi eğitimci olanlar daha fazla sabır üzerinde gidilebiliyor. Sevgi her anne babada var. Ama sabır çok değerli. Yola nasıl devam edeceğiniz eğitimin sürekliliğine inanacağınız çok önemli” diye konuştu.

“Caner üç dört aylıkken müzik  sesi kısıldığında ağlardı”

Otizmde, tanı alan çocukların yüzde 10’unun belli bir alanda başarılı olabileceğine değinen Serin, oğlu Caner’in bebeklikten bu yana müzikle ilgilendiğini vurguladı. Serin, “Caner, üç dört aylıkken araçta müzik sesi kısıldığında ağlamaya başlardı. Anormal gelmedi. Aşağı yukarı bir buçuk yaşındayken, TRT’de bir klasik müzik programı vardı, Hikmet Şimşek. Onun programını keyifle izlerdi. Evde müziksiz durmazdık. Sporda başarılı çocuklar var, resimde de var. Caner’den öte, doktora yapan bir çocuğumuz var, kitabımda yazdım” sözlerini aktardı.

Editör: TE Bilişim