İzmir Tabip Odası Olağan Genel Kurulu

İzmir Tabip Odası’nın 2022-2024 Olağan Genel Kurulu gerçekleşti. Odanın yeni yönetimi için üç grup aday oldu. Konak Salih İşgören İlkokulunda gerçekleştirilen seçimde, Demokratik Katılımcı Hekimler, Çağdaş Hekimler grubu ve Hekim Güçbirliği grubu yeni yönetim için yarıştı. Oda yönetimini, Demokratik Katılımcı Hekimler kazandı. İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, seçimin oldukça yoğun bir katılımla ve demokratik bir şekilde gerçekleştiğini söyledi. Prof. Dr. Süleyman Kaynak, kendilerine layık olmaya çalışacağız ve elimizden gelen çabayı sarf edeceğiz dedi.

İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, şunları söyledi:

“Seçim aslında İzmir Tabip Odası için bir yüz akıydı diyebilirim. Biliyorsunuz Tabip odaları yasayla kurulmuş kamu kurumu özelliği taşıyan kuruluşlar. İzmir Tabip Odası da yaklaşık 9500 civarındaki üyesiyle Türkiye’deki 3. büyük odadır ve bu seçim sırasında da 3 ayrı liste birbiriyle yarıştı. Burada Yönetim Kurulu, Onur Kurulu, Denetleme Kurulu ve delegeleri ele alacak olursak her listede 30 arkadaşımız vardı, 3 liste olunca 90 kişi ediyor. 90 kişinin böyle bir dönemde İzmir Tabip Odası yönetim kuruluna ve diğer kurullara aday olması demokrasi adına ve hekim camiası adına gerçekten gurur verici bir süreçti. Katılım da yaklaşık yüzde 30’a yakın bir katılımdı çünkü oldukça yağmurlu bir gündü ve ulaşım problemleri de kısmen yaşandı ama bu katılım oranları birçok oda seçimine göre oldukça yoğundu. Seçimin sonunda da benim de dahil olduğum demokratik katılımcı hekimler grubu hem yönetim kurulunu hem onur ve denetim kurumunu hem de delegeler bazında çok yüksek bir oranla kazandık. Yönetim kurulu bizim grubumuzun listesiyle oluştu. Bundan dolayı da biz hem bütün hekim camiamıza teşekkür ediyoruz bizi tercih ettikleri ve bizi göreve getirdikleri için. Biz de kendilerine layık olmaya, elimizden geleni yapmaya çalışacağız. Çünkü gerçekten bir meslek grubu olarak hekimlerimizin ve sağlık sistemimizin çok ciddi, ağır ve acil çözülmesi gereken sorunları var. Bu sorunları biz olabildiği kadar dile getirmek, farkındalık yaratmak ve çözüme ulaştırmak için çaba sarf edeceğiz.”

Kamu Yönetimi Yetersiz

İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, pandemi sürecinde kamu yönetiminin yetersiz kaldığını ifade ederek, biz bu dönemde elimizden geldiğinde saydam ve doğru bilgiyi aktarmaya çalıştık dedi.

Prof. Dr. Süleyman Kaynak, sözlerine şöyle devam etti:

“Pandemi, beklenmedik birçok sorunu bir arada getiren, sadece sağlık sorunu değil onunla bağlı olarak sosyal, psikolojik, ekonomik ve hatta kültürel sorunları da bir arada getirdi. İnsanlar evlerine, içine kapandı, ekonomik sorunlar yaşandı, aile içi sorunlar yaşandı. Dolayısıyla çok yönlü bir sorundu ve aslına bakarsanız kamu yönetimi pek çok alanda yetersiz kaldı. Bunu zaten kamu yöneticileri de farkındalar. Sivil toplum kuruluşlarının, meslek odalarının, derneklerin, bu tür yapılanmaların en önemli görevi kamu yönetiminin yetersiz kaldığı yerlerde toplumun farkındalığını artıracak daha saydam daha doğru bilgileri topluma ulaştırmak diye düşünüyorum. Dolayısıyla Tabip Odaları ve İzmir Tabip Odası özelinde konuşacak olursak bundan evvelki yönetim kurulumuz içerisinde ben de vardım ama başkanı sayın Lütfi Çamlı ve sekreterimiz Seha Yüksel arkadaşımız başta olmak üzere, gerçekten pandemi döneminde kamu yönetiminin eksiklerini, başarısız olduğu alanları vurgulamak suretiyle orada kaybolmuş saydamlığı ve yetersizliği telafi etmek üzere, topluma doğru ve daha saydam bilgilerin aktarılmasında çaba sarf ettik ve bunda da gerçekten çok başarılı olduk.”

Kamu Yönetimi Saydam Değildi

Pandemi sürecinde kamu yönetiminin doğru verileri vermediğini söyleyen İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, bunlar üstü örtülecek şeyler değil dedi. Özellikle sürecin başında maske dağıtımı konusunda İzmir Tabip Odası’nın başrol oynadığını söyledi. 

İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, sözlerine şöyle devam etti:

“Pandemi süreci içerisinde 100 bine yakın vatandaşımızı kaybettik ama sahaya baktığımız zaman Türk Tabipler Birliği’nin rakamlarına, belediyenin verilerine baktığımızda aslında bunun 100 binin çok üzerinde olduğunu, ortalama 2, 2.5 kattan daha az olmadığını görmek zorundayız. Dolayısıyla burada kamu yönetimi birtakım eksikleri gösterdi. Mesela maske konusu ele aldığımızda ilk günlerde Türkiye’de çok ciddi bir maske sıkıntısı vardı. Burada biz İzmir Tabip Odası olarak Türkiye’de maske üretimi yapan birçok firmayla irtibata geçerek İzmir’e, özellikle sağlık çalışanlarına çok hızlı bir şekilde ve bol miktarda maske dağıtılmasında başrol oynadık. Tabi bütün bunlar aslında dediğim gibi sivil toplum örgütlerinin temel görevi. Kamu yönetiminin bazı şeyleri örtmeye çalıştığı yerler olabilir, meslek odaları da zaten bunun için var. Dolayısıyla siyasetle zaman zaman karşı karşıya kalmak kaçınılmaz hale gelebilir ama zaten sivil toplum örgütlerinin doğası bunu gerektiriyor. Ama bunlar üstü örtülecek şeyler değil çünkü ucunda maalesef ölüm olan bir olay.” 

Pandeminin Bitmesi Siyasi Bir Karar Olamaz

Bugünlerde yapılacak olan Bilim Kurulu toplantısı hakkında konuşan İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, pandeminin bitmesi siyasi bir karar olamaz dedi. Prof Dr. Süleyman Kaynak, pandeminin hala devam ettiğini söyledi.

Prof. Dr. Süleyman Kaynak, sözlerine şöyle devam etti:

“Bugünlerde bir bilim kurulu toplantısı yapılacak. Açıklamaları aslında biz tahmin ediyoruz. Muhtemelen şöyle olacak, pandemi öncesindeki hayat koşullarımıza dönebiliriz diyecekler. Fakat pandeminin bitmesi bir siyasi karar olamaz. Pandeminin bitmesi biyolojik, epidemiyolojik bir olay. Zaten bu pandemi sürecinde bilim, siyaset ve siyasetin alt grupları birbiriyle çatıştı. Çünkü siyaset toplumun ekonomik koşullarının devam etmesini istiyor ama bu devam ettiği sürece ölümler artacaksa bunun böyle olmaması gerektiğini bilim söylüyor. Bugün hala günlük 25-50 arası insan covid sebebiyle ölüyor. Şöyle bir örnek vereyim, herhangi başka bir toplumsal olay, doğal afet ya da bu gibi sebeplerle 25-50 bandında insan kaybetsek bütün vatandaşlar ayağa kalkmaz mı? Burada maalesef bir deprem de yaşadık, 130 civarında vatandaşımızı kaybettik ama aynı günlerde birkaç yüz kişi covid nedeniyle vefat etti. Dolayısıyla burada toplum birtakım şeylere alıştırıldı ve duyarsızlaştırıldı. Bu duyarsızlaştırılma daha da devam etsin isteniyor çünkü toplum normal sosyal, ekonomik konumuna dönsün isteniyor. Tabi ki bunu biz de isteriz ama hala insanlar ölmeye devam ediyorsa pandemi bitti diyemeyiz. Dolayısıyla bu bir bilimsel karar olmalıdır. Kaldı ki şu anda Çin’den yeni bir varyant haberleri geliyor. Bu tür salgınlarda bir yandan da sürekli yeni varyantlar ortaya çıkabilir. Ortaya çıkacak yeni varyantların nasıl davranacağını ve nasıl bir hastalık tablosunu ortaya koyacağını ön görmemiz imkansızdır.”

Kuduz Aşısı

Son zamanlar İzmir’de kuduz aşısının olmadığıyla ilgili vatandaşlardan şikayetler geliyor.

İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, kuduz aşısının olmamasıyla ilgili şunları söyledi:

“Bu konuda İzmir tabip odası olarak biz de vatandaşlarımızdan çok duyum adlık. Biliyorsunuz kuduz hayvanlardan bulaşan bir hastalık türü ve Türkiye’de yüzde 98 civarında köpekler aracılığıyla oluyor. Bunu ortadan kaldırmanın yolu da kuduz aşısıdır. Türkiye’de yaklaşık olarak yıllık 180 bin civarında kuduz şüphelisi ya da ısırık hadisesi diyelim, teyit altına alınmaktadır. Bunu anlamı şudur 180 bin vakalık bir aşı stoğumuzun olması gerekir. Ne yazık ki şu anda gerçekten vatandaşlar İzmir’de ve Türkiye genelinde kuduz aşısına ulaşamıyorlar. Görünüyor ki kuduz aşısında bir yetersizlik var. Bu niçin böyle? Çünkü kuduz aşısı şu anda ithal ediliyor. İthalatıyla ilgili muhtemelen bir sıkıntı var.” 

Editör: TE Bilişim