Ülkemizde yaşanan olağanüstü durumlarda özellikle 28 Temmuz 2021 tarihinde herkesin ciğerini yakan orman yangınlarının başlamasıyla, halkı bilgilendirmek, onlara güncel bilgiler vermek adına basın camiası, gece gündüz çalışmalarını sürdürmektedir. Her zaman en kısa zamanda en güncel ve doğru bilgileri kamuyouna aktaran,sunan bu sektöre karşı iddiaların ardı arkası kesilmemektedir. Birçok meslektaşımız bu anlamda sorumlu tutulmaktadır.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti, basın mensuplarının haber yaptığı, yayınladığı esnada kendilerine karşı gelen olumsuz tepkilere sessiz kalmadı ve basının sesi oldu. Kamuoyuna çağrı yapan cemiyet açıklamalarında : ''Birlik olmamız gereken kriz zamanlarında fatura yine öncelikle mesleğimize kesilmeye çalışılıyor.'' dedi.
İzmir Gazeteciler Cemiyetinden Kamuoyuna Çağrı
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu'nun basın açıklaması şu şekilde;
''Son zamanlarda ülkemizin yaşadığı her olağanüstü durumda basınımız hedef tahtası haline getirilmektedir. Ciğerimizi yakan yangınlarda da bir kez daha üzülerek gördük ki; kimi zaman milletimiz çaresizliğin acısını, devlet yapamadıklarının hesabını basın mensuplarından soruyor. Birlik olmamız gereken kriz zamanlarında fatura yine öncelikle mesleğimize kesilmeye çalışılıyor. RTÜK gibi devletin radyo ve televizyon denetleme kurumu da yayın kuruluşlarını yangın haberlerini çarpıtmakla suçlayıp söndürme çalışmalarını vermeyenleri ağır cezalarla tehdit ediyor. Habercilik; siyasetin devletin ya da milletin oyun bahçesi değildir. Gazeteci istediğiniz zaman yanınıza alacağınız, istemediğinizde kapının önüne atacağınız ya da cezalandıracağınız kişi değildir. Hak arayışları her zaman saygı ve hukuki zemin üzerine olmalıdır. İGC olarak meslektaşlarımıza yapılan her türlü olumsuz davranışı kınıyor, hukuki zeminde takipçisi olacağımızı vurguluyoruz. İzmir Gazeteciler Cemiyeti olarak toplumun haber alma hakkı adına çalışan, görevini her koşulda yapmaya çabalayan meslektaşlarımıza karşı olumsuz tutum ve davranışlardan vazgeçilmesini talep ediyoruz.''
