Tunç ERCİYAS /SON MÜHÜR

İYİ Parti İzmir Milletvekili ve TBMM Grup Başkanvekili Musavat Dervişoğlu, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

İzmir’in sorunlarını görüşmek üzere iki gündür İzmir’de olduğunu ifade eden Dervişoğlu, “İzmir üzerinde konuşulması gereken problemleri var. Biz bunların TBMM’de takipçisi olmaya devam ediyoruz Bildiğiniz gibi ciddi bir deprem yaşadık. Bu deprem İzmir’in için çeşitli mağduriyetleri oluşturdu. O mağduriyetlerin giderilmesi için TBMM’de bir komisyon kuruldu ve o komisyon çalışmalarını devam ettiriyor. Yakında sonuçlarını paylaşacağız. Depremzedelerin de sorunları var. Onların sorunlarını da dinledik ve onlar da Ankara’ya taşıyacağız” dedi

İZMİR’İN ÇERNOBİLİ’NİN TAKİPÇİSİYİZ…

İzmir’in Çernobil’i olarak bilinen ve yıllardır nükleer atıkların insan sağlığını ciddi derecede tehdit ettiği Gaziemir’deki eski kurşun fabrikasına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verdiği yazılı soru önergesine de değinen Dervişoğlu, “İzmir’in Çernobil’i olarak bilinen Gaziemir’deki kurşun fabrikası var. Buradaki atıklar insan sağlığını tehdit ediyor. Onunla ilgili yazılı soru önergesi verdik ve yanıt bekliyoruz. Biz geriye dönük araştırmalarımızı devam ettiriyoruz. Sorumluların kim olduğunu yakın zamanda bulup kamuoyu ile paylaşacağız. Kimler tarafından yapıldığını bilmiyorum ama böyle bir duyarlılık sergilendiğini biliyorum. Konuyla ilgili benim harici araştırmalarım da var. 2021’de oraya gidilip araştırma ve cezalandırmalar yapılmış. Şu anda konuyu takip ediyorum. Türkiye’ye ithal edilmesi mümkün olmayan katalizör görevi gören bazı çubuklar varmış. Radyoaktif maddeler de varmış. Birlikte çalışıyoruz. Bu konuyu salt bir şekilde hükümete ve bakana soru sormakla sınırlı tutmayacağız."

İZMİR İSTEMEZÜKÇÜ DEĞİL…

İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger’in “İzmir’e seviye atlatacak” ifadeleriyle tanımladığı Çeşme Projesi’ne ilişkin de ılımlı mesajlar veren Dervişoğlu, “Çeşme de devam eden Çeşme Projesi ile ilgili alanda görüşmelerimizi yaptık ve bu görüşmeler neticesinde o alanda da İYİ Parti olarak verilmesi gereken katkıyı vereceğiz. İzmir’de hiç kimse istemezükçü bir tavır sergilemiyor. İzmir’deki herkes ortak akılla sorunları çözme noktasında kararlı. Merkezi hükümetle yerel yönetimlerin ortak projelerine İzmir halkının destek vereceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı bırakmayacağız. İzmir ve Gaziemir müsterih olsun” diye konuştu.

MİLLİ İRADENİN MÜHRÜ…

Demokrasi amaç değil araçtır. Tek Parti anlayışı ile ilgili Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının sessiz kalması acaba bir nabız yoklaması mı? Merak etmeyin Türk demokrasi milli idarenin mührüyle yeniden rayına oturacaktır. İyi ve cesurlar hareketi tek adamlık hayallerini de elinden alacaktır.

SANATÇILARA DESTEK…

Pandemi de en çok etkilenen sanatçılarımızdır. Türkiye sanatçısına enstrümanını sattıracak bir ülke değildir. Grup toplantısında Milletin kürsüsünü Burhan Şeşen’e bıraktı. Ardından sorunları çözecek bir adım olmasa da Kültür Bakanlığı hareket etti. Bu da partimizin nasıl bir muhalefet yaptığının göstergesidir.

VATANDAŞA YARDIM SADECE 9 MİLYAR…

Cumhurbaşkanı pandemi de 661 Milyar yaptık dedi. Gerçek ise bakanlığın raporunda çıktı. 652 Milyar kredi ve borç erteleme olarak gözüküyor. Yardım ise sadece 9 Milyar. Sn. Cumhurbaşkanı her konuştuğunda dolar 25 kuruş artıyor. Bu da dış borcumuzu 112 Milyar lira arttırıyor. Cumhurbaşkanımızı; Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanını boş konuşmamaya ve Türkiye’nin ekonomik dengelerini rahat bırakmaya davet ediyorum.

Milletin yalnızca aklıyla değil yaşadığı çaresizlik ile de alay etmekten artık vazgeçsinler… Siyaset tarihimizde böyle bir vurdumduymazlığın böyle nobranlığın, yalancılığın sonu yolculuktur. Kimin yolculuğu? Abbas yolcu arkadaşlar…

SUİKAST İDDİALARINA TEK TEK YANIT…

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in “İzmir MHP Müsavat Dervişoğlu / MİT’in kadrolu elemanı” şeklinde pusula yazıp verdiği iddialarına yanıt veren Dervişoğlu, söz konusu pusulanın sahte olduğunu ifade etti ve “Ben tarihle sadece sözleşenlerden değilim. Aynı zamanda yüzleşiyorum. Gösterilen belge orijinal bir belgedir. O belgenin üstü savcılık, emniyet ya da mahkeme tarafından yazılmamıştır. Bu belgede suikastten bahseden herhangi bir ibare yoktur. Bu sahte hazırlanmış belgedir. Gelelim MİT’in kadrolu mensubu olup olmadığıma… MHP’de ve İYİ Parti’de görev yaparken de MİT ile en küçük bir bağım olmamıştır. Organik bağım olmadığı gibi bağım da olmamıştır. İstihbaratım da söz konusu değildir. MİT Türkiye’nin şerefli bir kuruluşudur ve burada görev yapan şerefli insanlar vardır. Ben burada olacak şerefe nail olamamışımdır. Belgenin üzerine Musavat Dervişoğlu suikast belgesi yazsam bana mı yapılacak demek olurdu. Dere dövizle ilgili iddialara gerçeği yansıtmamaktadır. Böyle bir iddia varsa bu da bir iftiradır. Ticaret ile hiç ilişkim olmayan kayınpederime ait olan bir döviz bürosudur.” dedi.

DİREKT SAVCILIĞA GİTMESİ GEREK…

Perinçek’e suikastı haber verdiği ve Dervişoğlu’nun arkadaşı olduğu iddia edilen İbrahim Şahin ile olan ilişkisinin ve iddiaların doğru olup olmadığına ilişkin soruya da yanıt veren Dervişoğlu, “Doğu Bey bu evrakı neden arşivine götürdü? Doğu Bey’in geçmişi çok mu durgun? Doğu Bey’in gazete dediği gazetelerde ülkücüler hedef gösterilerek şehit edildi. Ben İbrahim Şahin ile Doğu Bey’i görüşüp görüşmediğini biliyorum sormadım da. Bu konuşma yapılmış. Doğu Bey kendisine suikast yapılacağını İbrahim Bey’den duymuş ise direkt savcılığa gitmesi gerek. Oraya gitmiyor. Bu belgeyi arşivine koyuyor. Ergenekon sırasında da Doğu Bey’e bu belgenin evinde ne işi olduğunu soruyor ve Doğu Bey cevap veremiyor. İbrahim Şahin denen kişinin Doğu Perinçek’e sana suikast yapacak kişi Musavat Dervişoğlu’dur dediğine inanmıyorum. Doğu Bey’in geçmişiyle ilgili bir değerlendirme yapacaksanız devrimci arkadaşlara sorun daha iyi bilir. Eğer benim böyle bir şey yapa ihtimali olsaydı Doğu Perinçek bunları bana kendisi sorardı. Doğu Perinçek’e suikast girişiminde bulunmayan kalmamış. Kendisi ya paranoyak ya da suikast paratoneridir. Ama kimse amacına ulaşamamış nedense…” dedi.

İKİ OLAYIN BİRBİRİYLE İLİŞKİSİ BİR İSTİHBARAT TEKNİĞİ…

Kendisine yönelik iddiaların zamanlaması ve Sedat Peker’in iktidara açıklamalarına ilişkin ise Dervişoğlu, “İddialar muteber midir, değil midir onu bilmem ama vahim olduğu bir gerçek. Cevaplanmaya muhtaç olduğu bir gerçektir. İki olayın birbiriyle ilişkisi bir istihbarat tekniği. Ben geçmişimde istihbaratçılar tarafından çok sorgulandım, çok ifade verdim. 12 Eylül döneminde çok eziyet gördük. Bunların yöntemlerini bilirim. Bunlar doğrular ortaya koyup yanlışlar yok etmeyi yanlışlardan hareket ederken de doğruları yok etmeyi çok iyi bilirler. Bu iddialar gündemdeyken böyle bir boş iddiayı ortaya atanlar benim aksini ispat edeceğimi bildiğinden o yanlışsa bu da yanlıştır türünden bir hissiyat oluşturmaya kalkmış olabilir. Meşrebi elverişlidir o bakımdan söylüyorum ama bunlar merdiven altı üretimlerdir” dedi.

ERKEN SEÇİM…

Son günlerde muhalefet tarafından sıkça dile getirilen erken seçimin siyasi partilerin değil, milletin isteği olduğunu belirten Dervişoğlu, şunları söyledi; “Erken seçim talebi siyasi partilerden ziyade milletten kaynaklanan bir taleptir. Geçen seçim hem baskın bir seçimdi. İktidarın yaptığı, milletin boğazına kadar gelmiştir. Dolayısıyla seçim zamanında mı olur, baskın mı olur onun için bir şey söyleyemem ama millet iktidarla hesaplaşmak için önüne sandığın gelmesini bekliyor. Bu da muhalefet kanadından seslendiriliyor. Ama buna karar verecek çoğunluk iktidarın elinde.”

CUMHURBAŞKANINA YAKIŞMADI…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Rize ziyareti sırasında uğradığı saldırıya ilişkin “Bu daha bir, daha neler olacak neler” ifadelerini de yorumlayan Dervişoğlu, fail aramayı bıraktıklarını söyledi ve “Sayın Cumhurbaşkanına yakışmayan bir ifade. Kendisi Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ayrıca. Biz o provakasyonların arkasında kimlerin olduğunu merak ediyorduk ama Cumhurbaşkanının ‘Sen daha dur, bu daha başlangıç’ demesinden sonra yeni bir fail arama ihtiyacımız ortadan kalktı. Bu tür provokasyonlara karşı İYİ Parti efsunludur. Biz, başkaları istedi diye hırçınlaşmayacağız. Biz başkaları istiyor diye sert bir söylemin mümessili olmayacağız. Hakaret ve hamaset dilini siyasette asla konuşmayacağız. Dezavantajlı gurupların yanında yer alacağız.” dedi.

KADINA ŞİDDETE KARŞIYIZ…

Her gün gazetelerde ve televizyonlarda kadına karşı her türlü baskıya şiddete karşıyız. İstanbul sözleşmesi iptal edilmesi sonrası bu olaylar daha da arttı. Biz kadın bir liderin partisinde olmaktan gurur duyuyoruz. Mecliste de bu konuda var olan komisyonu takip ediyoruz.

TORBALI SEÇİMİ…

Rahmetli Torbalı Belediye Başkanı İsmail Uygur’un ardından Torbalı’da yaşanan sürece de ilişkin değerlendirmelerde bulunan Dervişoğlu, “Ortada görevden alma, kayyım ataması, tutuklama yok, ortada bir vefat var. Tıpkı Rahmet Büyükşehir belediye başkanımız Ahmet Piriştina’nın vefatı gibi. Adalet ve Kalkınma Partisi yeni kurulduğunda gerçekten ‘Ak’mış demek ki! Piriştina vefat ettiğinde İzmir’de aday çıkarmamışlar. Aradan yıllar geçmiş. AK Parti, Torbalı Belediye başkanımız İsmail Bey vefat edince yerine aday çıkarmadan önce ben 2004’te yaptığınızı yapın dedim. Ama çıkardılar. Daha sonra mahkemeye üzerinden bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Bu İzmir’in demokrasi yapısıyla bağdaşan bir durum değildir” diye konuştu.

Editör: TE Bilişim