Son Mühür Haber Merkezi/ Melekşah Tufaner Son Mühür TV’de ‘Sanatın Renkleri’ programının bu haftaki konuğu Sosyolog- Masalcı- Drama ve Tiyatro Eğitmeni Duygu Çokgezer Görgülü oldu.

Mor Benekli Ejderha” kitabının hikâyesinden bahseden Duygu Çokgezer Görgülü, “Ben küçük yaş grubu öğrencilerimle drama çalışmaları yapıyorum. Onlarla çalışırken ayakkabı bağcıkları çözülür, bağlamakta zorlanırlar ben de yardımcı olurum ya da annelerinden yardım isterler. Süreç içerisinden oturdum, bir hikâye yazayım dedim. Hem öğrenerek hem eğlenerek bu çalışmayı yapalım istedim. Şeker Teyzemiz var bizim, eşimin yakın dostu yazar bir dostumuz. Ona açtık bu konuyu yazabilirsin, neden olmasın dedi. Oturdum yazdım, ona gönderdim. Şeker Teyzemiz düzeltmeler lazım dedi. Farklı arkadaşlarımızdan da editör desteği alarak, pedagojik destek ve çizim desteği ile kitabımız oluştu” dedi.

“Yerelden, evrensele kültürel aktivizm”

“Gögülü, “Sosyal medyadan bana ulaşabilirler, sosyal medyadan da satışı başladı yavaş yavaş. Meraklı Yengeç Masal Atölyemiz var bizim oradan da ulaşabilirler, kendilerine gönderebilirim. Yarın Toplumsal Gelişim Eğitim Kültür ve Sanat Derneği’nin de kurucusuyum. 2009 yılında kurulduk, bende içinde sekreterlik ve proje koordinatörlüğü yapıyorum. Derneğimizin misyon ve vizyon alt başlığı yerelden, evrensele kültürel aktivizm. Eğitim, Kültür ve Sanat alanında çalışmayı, projeyi, yerel yönetimler ve bakanlığın desteği bazen de kendi cebimizden desteklerle halka ulaştırmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Köy tiyatroları ağırlıklı olarak Ege Bölgesi’nde”

“Kırsal kalkınmada döngüsel kültüre bir model olarak, İzmir Büyükşehir Belediyesi Köy Tiyatroları olarak” yüksek lisans tezimi kitap haline getirdim. Bunun en önemli katkısı ise biz Kaynaklar Köy Tiyatrosu ile başladık. Bademler’ deki en eski köy tiyatrosu, Balıklıova’da, Ürkmez’ de köy tiyatroları var. Bu köy tiyatroları ağırlıklı olarak Ege Bölgesi’nde. Baktığımızda çok az kaynak var. Benim amacım bunlarla ilgili haber ve verilerin bir yerde toplanması. En büyük amacım buydu tezi hazırlarken. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin buna çok katkısı var. 11 tane köy tiyatrosuna ulaştı, tiyatro anlamında eğitimler veriliyor. Biz gösterilere gidiyoruz, festivaller de yer alıyoruz ama orada yaşayan kişilere katkısı ne olabilir diye yapmak için farkındalık yaratmak istedim.”

“Köyde kültür sanat binası istiyoruz”

Görgülü, “Toplamda 20 kadın ile çalışıyoruz. Köy tiyatrolarına baktığımızda istatistik yaptım ve yüzde 90 kadındı. Biz çağrılarımızı 7’den 70’e yapıyoruz. Cinsiyet ayrımı yapmadan sadece kadınlara da çağrı yapmıyoruz. Erkekler de herkes gelebilir ama baktığımızda tiyatroya gelen erkek sayısı çok az. Kadın tarlada çalışıyor, evinde el işini işliyor, stantlarda gelir sağlıyor, çocuğuna da bakıyor. Bu arada akşam işten gelen de var. Biz bu kadar şey yapıyoruz ama ne faydası var dersek o da şöyle bir farkındalık oldu. Köy halkı, köyümüze önce kültür sanat binası yapmak istiyoruz dediler. Köyde kermes düzenleyelim, onu da kermeste satalım, tiyatro gösterileri, masal anlatalım. Gelsinler köyümüzde kültür sanat etkinliklerimizi izlesinler, köyümüzün ihtiyaçlarını karşılayalım dediler. Bizim bir katılımcımızın eşi var, o kişi eşim tiyatroya katıldığından beri yüzü gülüyor dedi. Biz böyle geri bildirimler de alıyoruz. Annesini sahnede gören çocuk da gelmek istiyor. Bu kültür aktarımı açısından çok önemli” dedi.

“Atölyede masal anlatıyorum”

Görgülü, “Meraklı Yengeç’te çocuklara drama çalışması ile ısınma ve dil etkinlikleri yaptırıyoruz. Bazen dernek etkinliği olarak bazen de özel olarak çalışıyorum. Çünkü derneğin yürümesi için paraya da ihtiyacımız var. Mesela iki hafta kültür sanat fabrikasında iki etkinlik yaptım, onlar ücretsiz derneğin faaliyetleriydi ve ödeme almadık. Ama özel kurumlarda etkinliklerde ücret alıyorum. Çünkü kitapların bir maliyeti de var. Atölyede masal anlatıyorum.  Benim atölyemde 4-8 yaş arası uygun çünkü hayalleri, motor becerileri gelişsin istiyorum. Her atölyeye verimli çalışmak için maksimum 15 çocuk kabul ediyorum. Biz drama ile başlıyoruz, masal anlatıyoruz, dil etkinliklerimiz var. Çocuklar kendileri de hikâye yaratıyor, kadın kahramanlar da yarattılar. Böyle keyifli bir çalışmamız oluyor.”

“Bağcıklı ayakkabıyı bağlama hikâyesi”

“Mor Benekli Ejderha Masalı hikâyesinde ayakkabı bağlamayı, ayakkabılarını almış bir ejderhayı anlatıyoruz. Burada pedagojik olarak bir tekerlememiz de var. Çocuğun okula başlaması, eğitimi ve en sonda da ayakkabı giymek zorunda kalması anlatılıyor. Cırt cırtlı ayakkabı bulamayıp bağcıklı ayakkabı bağlama hikâyesi bu. Kartondan kalıplar çıkarıyoruz, deliyoruz. Elimizdeki malzeme ile ayakkabı bağlamayı öğreniyoruz, yapabildiğimiz kadar… Burada el becerisi gelişiyor, kasları çalışıyor ve artık malzemeden neler yapabildiklerini görmüş oluyorlar. “

“Köy Tiyatroları bir turizm”

Farklı ülkelerden gelen öğrenciler, Osmanlı'nın ruhuyla buluştu Farklı ülkelerden gelen öğrenciler, Osmanlı'nın ruhuyla buluştu

Görgülü, "Köy Tiyatroları’nda bir turizm oluşturuyoruz. Bütün kurumlarla iş birliği halinde planlarımızı yaparsak bu bir turizm haline dönüşür. Hem ülkemize hem yerele kırsal kalkınma olarak gelir. Somut olmayan kültürel miralarımızı, yerelde belli bir plan doğrultusunda uyguladığımızda ihracat gelirlerimizi de turizm yoluyla çok daha edinebiliriz. 2. Uluslararası Meddah ve Masal Festivali’miz 10-14 Ağustos’ta Foça’da gerçekleşecek. Ben öncesinde kültür sanat fabrikasında bir yazı yazdım. Bizim bütçemiz yok bize bir yer verir misiniz dedik ve kabul ettiler. Foça Belediyesi’nden bu sene bir miktar destek aldık tekrar teşekkür ediyorum kendilerine. Meddahlığı yaymak adına, masalları çocuklara ulaştırmak adına gösterilerimiz olacak” diye konuştu.


 

Editör: MELEKŞAH TUFANER