Radyo Ege ve İzmir Tabip Odası’nın işbirliğiyle her salı yayınlanan ‘Her İşin Başı Sağlık’ programında konu çocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktiviteydi. Doç Dr. Nilgün Yener ve Ayşegül Koç’un moderatörlüğündeki programın konuğu Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Mehmet Çolak’tı. Teşhis noktasında batı ülkeleriyle aynı oranlarda olduğumuzu belirten Dr. Çolak tedavi konusunda ise o ülkelere göre geride olduğumuzu vurguladı. Sorunu giderilmesi için ilaç tedavisine de gerek duyulabileceğine işaret eden Dr. Çolak bu ilaçların kamuoyundak algının aksine bağımlılık yapmadığına dikkat çekti.
İşte Dr. Mehmet Çolak’ın açıklamalarından öne çıkan detaylar...
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu bazı çocuklarda biri, bazılarında diğeri fazla olabilir. Dikkat sorunları vardır ama gözden kaçabilir, hiperaktivite vardır, çocuk hareketlidir ama dikkat eksikliği vardır. Bileşik problem vardır. Bu sorunlar yüksek zekayla, üstün yetenekle ilişkili bir durum değildir. Bunlar bağımsız psikolojik sorunlardır.
BEŞ DAKİKA BİLE DERS DİNLEYEMEZ
Dikkat gerektiren işlerde dikkatini sürdürümeme, unutkanlık, eşyalarını kaybetme gibi belirtileri olur. Anne babalar ya da öğretmenler diğer çocuklarla kıyaslayarak anlayabilir. Bu çocuklar beş dakika bile dersi dinleyemez.
HER HAREKETLİ ÇOCUK HİPERAKTİVİTE DEĞİLDİR
Özellikle okul öncesi dönemde bu sorunu saptamak biraz daha güç oluyor. Burada hareketlilik öne çıkıyor. Etkinliklere katılmamak gibi durumlar ortaya çıkıyor. Her hareketli çocuk hiperaktivite değildir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite var diyebilmemiz için bunun belirgin olması, süreki olması ve çocuğun işlevlerini bozuyor olması gerekir.
TOPLUMUN YÜZDE 5’İNDE VAR
Sınıfta yerinde duramama, koşturma, tırmanma, aşırı konuşma, sabırsızlık gibi belirtileri vardır. Aileleler bize soruyor eskiden hiperaktivite mi vardı diye. Aslında vardı ama tanısı konulmuyordu. Toplumda yüzde 5 oranından görünüyor. Yapısal bir durum. Ailede genetik olarak varsa çocukta görülme riski artıyor. Gebelikte sigara ve alkol kulanımı yine riski arttırıyor. Aileler soruyor biz bir yanlış yaptık da çocuk ondan mı böyle oldu diye, hayır. Bu beynin olgunlaşmasıyla ilgili. Bu çocukların beyni biraz daha yavaş ve geç olgunlaşıyor. Fonksiyonları biraz daha zayıf oluyor.
IQ PUANLARI DAHA DÜŞÜK
Tanı klinik değerlendirmeyle konuyor. Çocukla konuşup gözlem yapıyoruz, anne baba ve okuldan da bilgi almamız gerekiyor. Bunları birleştirerek tanı konuyoruz. Bir kan testi yok ya da nörolojik değerlendirmeyle yapmıyoruz. Bu çocukların IQ puanlarının yaklaşık 10 puan daha düşük olduğu saptanmış durumda.
YAPMAMA DEĞİL YAPAMAMA DURUMU
Ailenin eğitilmesi gerekiyor. Çocuğa nasıl yaklaşılacağıyla ilgili eğitilmeleri gerekiyor. Bu bir yapmama durumu değil, yapamama durumu. Temel tedavi ilaç tedavisi. Özellikle dikkat performansını arttırma adına en etkili tedavi ilaç tedavisi. Bilişsel tedavi, aile eğitimi ve ilaç tedavisi birlikte kullanılmalı.
OLUMSUZLUK ALGISI OLUŞUYOR
Bu çocuklar akran ilişkilerinde, akademik başarıda, derslerde zorlanıyorlar. Bu şuna neden oluyor. Kendisinde olumsuzluk algısı oluşuyor. Çocukluk ve ergenlik çağında tedavi edilmemişlerse alkol kullanma, depresyon ve suça karışma oranları daha yüksek.
BU İLAÇLAR BAĞIMLILIK YAPAR MI?
Yanlış bir inanış var bu ilaçlar bağımlılık yapar diye. Bu çocuklarda sorun dürtüsel. Bu ilaçlar kesinlikle bağımlılık yapmaz. Kullanıldığı dönemlerde çocuğun başarısını olumlu etkiliyor. İlaç kullanılmadığı dönemlere sorun devam ediyor. O yüzden ilaçların minimum bir yıl, iki yıl belki ortaokul sonuna kadar kullanılmalı. Belli bir yaşta çocuk tedavi almadan da başarısını sürdürebiliyor. Beynin gelişmesi ve olgunlaşmasına bağlı bir süreç.
Türkiye’deki teşhis oranları dünyadakine benzer ama tedavi oranları dünyaya göre çok daha düşük.